Ne yapacağınızı da söyleyin... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Ne yapacağınızı da söyleyin…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Eleştiriler, eylemler, senaryolar, hükümet kurma projeleri havada uçuşuyor.

Kimi maaşların bile nasıl ödendiğini görmezden gelip, göç yasası falan diye eylem yaparken, kimi de koltuk rüyalarında.


Oysa ülkenin gerçeği başka.

Türkiye’nin katkısı olmadan bu değirmenin dönemeyeceği açık.

En azından şimdilik.

Çünkü biz öyle bir yapı yaratmayı hiç düşünmedik.

Yani “kendi kendine yeten” bir yapı…

Söyledik, söyledik, ağızlara sakız ettik, anlamını kaybettik.

Çünkü o yönde hiç gayret göstermedik.

“Nasıl olsa gelir, nasıl olsa alırız” hesabında politikalar üretildi, icraatlar yapıldı bu ülkede.

“Ne seni, ne paranı diyenler bile, aynı günlerde, “git nereden bulursan bul” diyebildiler.

Şimdi şunu çok merak ediyorum…

“Onu da yap, bunu da yap” diyenler, kendilerine “nasıl” sorusunu soruyor mu?

Yani birine sürekli bunu söylediğinde, imkanı var da yapmıyor anlamı çıkar.

Öyle mi acaba?

Diğer taraftan, “Biz geliriz, şöyle yaparız, böyle yaparız” diyenler.

Onların formülü nedir?

“Türkiye’den en iyi parayı ben alırım” demesinler bana.

Ben burada kendi kendine yetmekten bahsediyorum.

Önce dibe vurduğumuzu kabul etmek, sonra bunu kendi kendimize yetme fırsatına dönüştürmek.

Tabii eğer niyet buysa.

Evet, o desteğe ihtiyacımız var. Ama biz o desteği hiç kendi kendimize yeterli bir ekonomi yaratmak için kullanmadık ki.

Şimdi geldiğimiz eşikte, bu saltanatın sürmeyeceğini görüp, bir mucize yaratmak durumundayız. Hem yerel kaynaklardan gelirlerin artırılması, hem muhtemel kaynağın harcanma şekli ile ilgili.

Bunlar önemli.

Yine alıp, verimsiz alanlara, rant gibi dağıtacaksanız, eksik kalsın.

Siz söyleyin bakalım, neyi nasıl yapacağınızı, formüllerinizi.

“Sen, ben, yanımıza falanı da alalım, hükümet kuralım” demekle olmuyor bu işler.

Bu ülkede denenmeyen hiçbir formül kalmadı. Tek partinin çoğunluğuna dayalı hükümetler de gördük, iki büyük partinin hükümetini de. Ama yanlış düzen aynen devam etti.

Vatandaş perişandır. Vatandaş yarını göremez durumdadır. Ülke ekonomisi uçurumun kenarındadır.

Bakın, rakamlar bir bir çıkıyor. Temel harcamalar da, alışkanlıklar da değişmiş. Satışlarda düşüş var.

Kalkınma falan, uzun vadeli işler. Var olan düzeyi devam ettirebilmek bile büyük başarı olacak.

Ama nasıl?

Büyük büyük laflar, vaadler karın doyurmuyor, aksine, tepki topluyor.

Örneğin Ersin Tatar, “bütçeyi batırdılar” derken, kendisinin nasıl çıkaracağını söylemiyor. Eroğlu’nun cebinden hiç çıkartamadığı o formül gibi.

“Milli” mutabakat hükümeti isteyen Erhan Arıklı,  “kronikleşmiş” dediği sorunları nasıl çözmeyi düşünüyor acaba?

“Göç yasası”ndan bahseden, ama diğer yandan ekonomik protokola da tepki koyan sendikalar, aklınızda bir çare var mı? Varsa onu da söyleyin.

Var aslında, çare var. Şu yoklukta bile çar çur edilen milyonlarca liramız var.

Verimsiz teşvikler, paraya doymuş sektörlere vergi muafiyetleri, niye kimse onlardan bahsetmiyor?

Bir tanesi çıksın ve “ben yapacağım; şu, şu alanlardan devlet desteğini çekeceğim; şundan, şundan devletin hakkı olanı alacağım; buna, buna artık havadan rantiye vermeyeceğim, üretimi şöyle artıracağım” desin, ama öyle kağıt üstünde değil, isim vererek, sektör adı söyleyerek, gerekçelerini ve planlarını sıralayarak, yemin ederim, kim olursa olsun destekleyeceğim.

Ama o cesaret yok.

Dahası, geleneklerinde rantiyenin devamı var. Politikaları bunun üstüne.

Onun için de asla inandırıcı değiller.

 

 

YERİN KULAĞI VAR

SEFERBERLİK İLAN EDİN:

Ülkenin sıkıntılarını, koltuğa tahvil etme gayretlerini ilgiyle izliyorum. Oysa ülkenin durumu, istismar edilemeyecek kadar ciddi. Varsa planları illa da hükümet mi olmaları lazım? Ekonomide bir seferberlik başlatılsın. Devlet gelirlerini artırma, tasarruf ve benzer konularda Meclis’te ekonomik durum mutabakatı sağlasınlar, hükümete destek versinler, bu çıkmazı aşalım. Hükümet kurup bozacak lüksümüz var mı şu anda? Ama maalesef öyle görünmüyor. Bu fırsatı kaçırmak istemiyorlar…

 

HP ISRARI:

Dikkat edin hükümetle ilgili tüm hesaplar Halkın Partisi üzerinden yapılıyor. Belli ki onlar da bu senaryolarda başrol oyuncusu olmaktan zevk alıyorlar. İlle de HP ile mi olacak, UBP+DP+YDP 26 sayısına ulaşır. Her  neyse, önemli olan, bir ayağı hükümette olan HP’nin bazı milletvekillerini UBP ile görüşmeler için görevlendirdiği iddiaları karşısında sessiz kalışı. Galiba akıllarında bitirmişler…

 

VER, VER NEREYE KADAR:

Bazen bizim sendikaları anlamakta zorlanıyorum. 16 Nisan’da yine sokağa ineceklermiş. Kamu reformu, göç yasası ve imzalanacak protokol ile çalışanların haklarının gaspedildiği iddiasıyla eyleme gideceklermiş. Yahu kardeşim, bu ay sonu maaşların ödenip ödenemeyeceği bile belli değil, siz hala ne hakkından bahsediyorsunuz. Ver, ver de nereye kadar…

 

KEŞKE ARAŞTIRSAYDI:

UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu, zamların döviz fiyatlarıyla alakası olmadığını, “dolar ve petrol fiyatlarının düştüğünü” iddia etti ve zamların gerekçesi olarak imzalanmayan protokolu gösterdi. Dolar fiyatları birgün çıkıp iniyor belki ama, birkaç gün önce ham petrolün varil fiyatında yaklaşık 2 dolarlık bir artış olduğunu biliyorum. Keşke böyle iddialı demeçler vermeden önce biraz araştırabilseler…  Ama Gardiyanoğlu’nun vermek istediği mesaj başka, “Biz gelirsek parayı alırız” demek istiyor.

 

BU DA BAŞKA BİR SUÇ ŞEKLİ:

İngilizler, Ağrotur Üssü’ndeki yasa dışı kumarhaneyi kapattılar, bilgisayarları bölgedeki okullara bağışladılar. Benzerini 2016’da Dikelya üs bölgesinde de yapmışlar, tüm makineleri de başkalarının eline geçmesin diye tahrip etmişlerdi. Üs yönetimi o zaman, kumarı yasallaştırmayı reddettiklerini, tüm yasa dışı kumarhaneleri kapatacağını duyurmuştu. Baksanıza, adada sadece iki devletin sınırları arasında suç yok, üsler de aynı şekilde istismar ediliyor…

 

YASAK DEĞİL Mİ?:

Bayraktar Ortaokulu öğrencisi bir genç, okul içerisinde hastalanarak hastahanye kaldırılmış. İddia o ki öğrencinin rahatsızlık nedeni “alkol koması”ymış. Ortaokul çağındaki bir çocuk olsa olsa 15-16 yaşında olur. Benim bildiğim bu yaştaki çocuklara içki ve sigara satışı yasaktır. İddia doğruysa bu çocuğa içki veren her kimse, hemen bulunup gereği yapılmalı…

ZİRVEDEKİLER

AKEL: Rum AKEL partisi, Anastasiadis’in siyasi eşitliği kabul etmeyerek hem dış dünyaya yanlış mesajlar verdiğini, hem de Kıbrıs Türklerinin korkularını doğruladığını belirtiyor. Açıklamada asıl vurgu şu; “Bu tavır, müzakerelere Crans Montana’da koptuğu yerden devam etmeye hazır olduğu ilanıyla uyuşur mu”? Öyle ya,  Crans Montana görüşmeleri, siyasi eşitlik parametresi temelinde yapılmamış mıydı?

 

DİPTEKİLER

Erhan Arıklı: “Milli” mutabakat hükümeti kuralım diyor. Formülü de, kendince “devlete ve milli davaya inanan” dört siyasi partinin hükümet kurması. HP, UBP, DP ve YDP. Ona göre demek ki diğerleri devlete inanmıyor. Öyle mi? Kamp mı kurmayı düşünüyor acaba? Bu ülkenin uzlaşmaya ihtiyacı var, kamplaşmaya değil. Zaten kimsenin de ciddiye aldığı yok…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar