Nafile turlar... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Nafile turlar…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, “Rusya’nın, Kıbrıs’taki iki tarafa suni takvimler ve hakemlik dayatılarak baskı yapılmasını verimsiz bulduğunu” ; “Bu tür araçlar kullanılarak Kıbrıs sorununun kapatılmasının hızlandırılmasının yeni krizlere gebe olduğunu” söylemiş.

Gerçekten tuhaf. Nasıl oluyor da bir tek Rusya, -zorla da olsa- bir çözümün eşiğinde olunduğu hissine kapılıyor?


Aslında öyle değil. Rusya bunu hep yapıyor. Görüşmeler konusu ne zaman alevlense, Rusya’dan aynı açıklama geliyor. Özellikle Zaharova’nın 2016’dan başlamak üzere, her birkaç ayda bir “Dış baskı olmadan çözüm” demeçleri var. Yani bir şey olacağı yok ama, varmış gibi göstermek işlerine geliyor demek ki…

Hele de ABD Kongresi Araştırma Servisi’nin son çıkan Kıbrıs raporunu gördükten sonra…

Senato’da, Kongre’de görüş ayrılıkları falan olabilir. Ama bu kurumlar dış politika konusunda bir şey demişlerse, bunu ABD’nin resmi görüşü olarak okumak gerektiğini az çok öğrendik bugüne kadar.

Ne diyorlar; “Uzun zamandır konuşulan ‘iki kesimli, iki toplumlu, federal çözüm’ ulaşılması zor hatta belki de artık elde edilemeyecek bir modeldir”…

Yetmedi mi? Doğal gaz konusunda da anlaşmazlığın devam ettiği, ancak “bazı gözlemcilerin”, ABD’nin Doğu Akdeniz’deki güvenlik ve enerji çıkarları nedeniyle Güney Kıbrıs’la daha yakın ilişki içine girdiği görüşünde olduğu vurgulanıyor.

Bazı gözlemcilere ne gerek var, ABD’si de, AB’si de doğal gaz yolunu güney Kıbrıs ile birlikte yürüyeceklerini defalarca ilan ettiler, anlaşmalar yaptılar, ittifaklar kurdular. Hatta tonla da para yatırdılar.
Raporun sonunda, “Guterres’in müzakereleri başlatma çabalarına rağmen, Kıbrıs’ta nihai bir çözüme ulaşılmasının zor olduğu” da açıkça belirtiliyor.

Ne anladınız? Benim anladığım, “Bizim ne istediğimiz belli, ama dostlar alışverişte görsün misali BM’ye nafile turlar yaptırıyoruz”…

Lute’un Anastasiadis ve Akıncı’yla yaptığı görüşmelerden anladık ki, geçen seyahatinde çıkartamadığı referans belgesini bu defa da çıkartmayı sağlayamamış.

Buna rağmen yine de garantörlere gidip, işin garantiler boyutunu konuşacakmış.

Nihai hedefin ne olduğu bile artık bilinmezken, BM belgelerinde defalarca vurgulanan siyasi eşitlik Rum lider tarafından reddedilirken, hala daha garantörlük sondajı yapmanın  manası ne olabilir?

Ha bir de Rum tarafının özellikle belgelere girmesi için bastığı Barbaros yaygarası var ki, evlere şenlik. Tehditmiş, ihlalmiş, şuymuş, buymuş. Ya kendi yaptıkları? E, onlar kayıtlara geçmeyecek. Bak ABD abileri ne diyor, “biz bu konuda güneyi desteklemeye devam edeceğiz”…

Kimin açıklamasına bakarsanız bakın, asla gerçekleri yansıtmıyor. Etrafından bile dolaşmıyor.

Özellikle de “illa da görüşme” diye tutturmuş görünen Rumların.

Kesinlikle böyle bir niyetleri yok.

Şimdi bunlardan sonra, Rusya’nın “aman, apar topar çözüm için baskı yapılıyor” iddiasına nasıl bakarsınız?

Gülerek değil mi?

Bütün dünya, özellikle de devler ligi, ensemizde boza pişiriyor. Doğal gazın kokusu hepsini azdırmış, ne eşitlik, ne hak, ne hukuk…

Ne acıdır ki, hiçbir yerde adımız geçmese de, tüm bu açıklamaların hedefinde biz varız.

Ve biz, bu sahtekarlığı bal gibi gördüğümüz halde, birleşip bu oyunu bozamıyoruz.

Bana göre bunun tek yolu, hep bir ağızdan “siyasi eşitlik temelinde, gerçek federasyonu isteyen biziz” diye haykırmak olmalıydı.

Ellerindeki silahı ancak o zaman almış olurduk…

YERİN KULAĞI VAR

ABD NOKTAYI KOYDU:

ABD Kongresi Araştırma Servisi’nin, Kıbrıs sorununa ilişkin hazırladığı raporda, hem federasyonun, hem de Guterres çerçevesinde bir çözümün imkansızlığı vurgulanmış. Aslında ABD diyor ki, “Boşuna canınızı yemeyin, adada çözüm, mözüm olmaz”… Şimdi görün bakın herkes kendi adına nasıl kullanacak bu raporu. Zaten ABD’nin de istediği bu, show must go on.

 

SLOGAN VE EZBERDEN KURTULMAK LAZIM:

Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Kıbrıs meselesinin yarım asırdan fazla süredir masada bulunduğunu belirterek, “Hem Türk hem de Rum Kıbrıslıların yararına olacak bir çözüme ulaşmanın zamanı. Yine bu noktada sloganlardan ve ezberlerden kurtulmamız gerekli” değerlendirmesinde bulundu. Özügergin’in “slogan ve ezberlerden kurtulma” ifadeleri Kıbrıs sorununun 50 yıldır neden çözülemediğinin anahtar kelimeleridir…

 

BİZ KONUŞURUZ, ONLAR YAPAR:

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rum tarafının belli ülkelerle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde defacto durumlar yaratmaya çalışmasının beyhude bir çaba olduğunu belirterek, “Türkiye bunları asla kabul etmeyecektir. Doğu Akdeniz’de bir oldu bittiye Türkiye’nin göz yummayacağını herkesin bilmesi gerekir” ifadelerini kullandı. İyi de adamlar her gün gaz konusunda yeni anlaşmalar yaparken, bizim, göstermelik açıklamalar, bir kaç gemi turunun  dışında pek bir şey yaptığımız yok…

 

SAYIN ÇELER SIKI BAS:

Aynen tahmin ettiğimiz gibi oldu. Hem Sanayi, hem Ticaret Odaları, “ülkenin durumu ortadayken” falan diyerek, Bakanlığın “iş kazaları için önlemler alınmadığı sürece geçici işçi alımını durdurma” kararına tepki gösteriyorlar. ‘Tamam, önlemleri alalım, kapı tekrar açılsın’ diyeceklerine, suçu üstlendikleri gibi, bir de üste çıkıyorlar. Anlaşılacağı gibi, sermayenin iş kazalarını önlemeye niyeti yok. Ne yani maliyet mi artsın? İnsan canının ne önemi var…

 

TÖRE’NİN CUMHURBAŞKANLIĞI AŞKI:

UBP milletvekili Zorlu Töre’nin cumhurbaşkanlığı aşkı bitmek bilmiyor. Kudret Özersay’ı kast ederek, “yüzde 10-15 oy oranına sahip küçük bir partiyi alıp çatı adayı kabul etmemiz, yüzde 40 oy oranına sahip UBP için mümkün değildir” diyen Töre; “Genel Başkan ülkeyi yönetmek, başbakan olmak istiyor. Aday olmak istemiyorum şeklinde sinyalleri var. Ben de bunun üzerine genel başkan aday değilse, aday adaylığına talibim dedim.” Yani UBP Töre’yi aday çıkarmazsa çekecekleri var…

 

SAHİ NE OLDU?:

YDP Başkanı Arıklı hatırlattı. Hükümet Bet Ofislerin tedricen kapatılacağı sözünü vermişti. Bu çerçevede ilk aylarında 8-9 tane bet ofis de kapatılmıştı. Herkes arkası gelecek diye beklerken aradan aylar geçmesine rağmen bu konuda başka adım atılmadı. Hükümet bu kararından vaz mı geçti, yoksa bizim bilmediğimiz başka konular mı var…

ZİRVEDEKİLER

Cenk Diler: “Kendi gelirlerimiz ile kendi giderlerimizi karşılayamadıktan sonra, kendi yağımızla kendi ciğerimizi kavuramadıktan sonra, kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başarıp, kendi kendimizi yönetemedikten sonra, bazıları için el kiri bile olamayacak bağış ve yardımlarla, insanca bir yaşama yelken açmak olanaksızdır. Üstelik sövme sayma hakaret duyma da cabası!”…

DİPTEKİLER

“Türkiye Düşmanlığı” Kışkırtmacıları: Bu ülkede “Türkiye düşmanı” diye bir şey yoktur, olamaz. Ama eğer birileri ‘vardır’ diyor ve birilerini işaret ediyorsa, bilin ki, bunu kendi küçük çıkarı için yapmaktadır. Ve halkını çok tehlikeli bir oyunun içine sürükleyecek kadar kendinden geçmiş demektir. Asıl kendi yaptığının Türkiye’nin aleyhine olduğunu bile umursamaz. Fakat ne çelişkidir ki, toplumu kamplaştırmaya çalışan bu insanlar, dillerinden “birlik-beraberlik” çağrılarını düşürmezler…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar