Emlak-inşaat konularındaki yasa dışılıkların çorap söküğü gibi ortaya çıkması, geçmişte olduğu gibi, bu kez de değişik yöntemlerle mağdurlar yaratılması sektörlerde de tartışma yaratıyor.
Alım-satımlarda kimin yetkili olacağı tartışılıyor.
Emlakçılar Birliği, yeni yasayla kendilerinden geçmeyen satış sözleşmesi yapılmamasını istiyor. Denetim yetkilerinin artmasını talep ediyor.
Müteahhitler Birliği ise bunu “halkın haraca bağlanması” olarak niteliyor, kendi kuracakları bir Garanti Sigorta Fonu ile mağduriyetleri önleyebileceklerini savunuyor.
Bu arada, ülkenin imajı yerle bir olmaya devam ediyor.
Sektöre olan güvensizlik artıyor, ekonomik olarak da hepsi zarar görüyor.
Her alanda olduğu gibi, burada da devlet, otoritesini gösteremiyor.
Asıl sorun bu.
Bunca olaydan sonra hala seyirci.
Kim yetkili, kim otorite, yasaları uygulayacak olan kim, denetimi yapacak olan kim?
Kimseden ses yok.
Sektörler birbirlerini karalıyor, çaça devam ediyor.
Oysa yasal mevzuatta ben eminim ki, açık yok.
Kamu ve yerel yönetimler kendi yetkilerini gereği gibi kullansalar, denetimlerini tamam yapsalar, meslek örgütlerine de öncülük etseler, zaten sorun kalmayacak.
Ortalık kaçak emlakçıyla, kaçak müteahhitle kaynıyor.
Her iki sektör temsilcileri de bundan şikayetçi. Ellerimizde dosyalar var diyorlar.
Bunu önleyecek olan kim?
Bir kavga gürültüdür gidiyor ama, duymak istediğimiz yasal otoriteden ne yazık ki, ses gelmiyor…
ABD HEYETİ KARA PARA KONULARI İÇİN GELİYOR…
Havadis’te geçen hafta haberi vardı. ABD Kongresi’nden bir heyet 26-29 Ağustos’ta güney Kıbrıs’a gelecek ve mali konularda temaslarda bulunacak diye.
Meğer işin aslı başkaymış.
Bilenleriniz vardır. Facebook, Libra adını verdiği parasıyla, sanal para işine giriyor. Değeri, diğer para birimlerinin sepetine göre belirlenecek olan Libra, dijital bir para. Ancak mastercard, visa ve PayPal gibi, dünya devi kurumsal ortakları var.
Banka hesabı olmayan, ama internet kullananlara hem mevduat, hem kredi imkanı verecek, her türlü ticari işlemde kullanılacak, denetimsiz, vergisiz, devletsiz… Kullanımı da kolay ve yaygın olacak.
Küresel piyasaları elinde tutan ve tek başına güçlenen dolara ciddi bir darbe vuracağı kesin. Doları, siyasi hedeflerine karşı silah olarak kullanan ABD yönetimi, Libra’nın 2020’de kullanılmaya başlamasını engellemeye çalışıyor…
İşte ABD Kongresi’nin görevlendirdiği, başında Temsilciler Meclisi Mali Hizmetler Komitesi Başkanı Maxine Waters’ın bulunduğu 6 kişilik heyet, önce İsviçre’ye gitti. İsviçre hükümeti, kendilerine yardımcı olsa da, Bayan Waters pek tatmin olmamış, şüpheleri varmış. ABD’nin öne sürdüğü gerekçelerden biri kara para aklama meselesi.
İşin ilginç yanı, Waters ve ekibinin, İsviçre’den sonraki durağı güney Kıbrıs.
Kathimerini gazetesi, heyetin başındaki Waters’ın, geçtiğimiz yıl, Trump-Deutsche Bank-Bank of Cyprus arasındaki ilişkileri incelemeye yemin eden bir kişi olduğunu hatırlatıyor. Deutsche Bank, ABD ve İngiltere tarafından kara paranın aklanmasını önlemede yetersiz kalmakla suçlanmış, bankanın CEO’su da daha sonra Bank of Cyprus’un başına geçmiş. Böyle bir bağlantı var.
Gazete, ziyaretin Anastasiadis’in hukuk bürosunun, Rus kara paralarını aklama konusuna adının karıştırılmasının hemen arkasından gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Facebook’un çıkaracağı sanal para konusunda ABD’nin gözü bir İsviçre’nin bir de güney Kıbrıs’ın üzerinde. Bana gerçekten ilginç geldi…
YERİN KULAĞI VAR
EZBER DEĞİL, KİMYAMIZI BOZDU:
Özersay,“9 Ağustos’taki liderler görüşmesinin tutanaklarını okudum… Rum Tarafı’nın federal çözüm anlayışında en küçük bir değişiklik yok… Sayın Akıncı da bunu defalarca söylemesine rağmen, neden yeniden bir sürecin başlamasına angaje olunuyor? Basit bir soru sordum… Yanıtı da bellidir… Bu eleştiridir, uyarıdır… Bu ülkenin Dışişleri Bakanı olarak bu uyarıyı yapıyorum… Alınacak, gücenecek bir şey yok…” değerlendirmesinde bulundu. Özersay, “Ezber bozacak, denge bozacak” diye, milletin “kimyasını” bozduğunun farkında değil herhalde…
DÜŞÜNMEYE GEREK YOK:
Dış Rumlar Konferansında konuşan Rum lider Anastasiadis, Kıbrıs sorununa çözüm sağlanamamasının nedeninin, Kıbrıs Rum tarafı mı, yoksa ‘Türk uzlaşmazlığı ve provokasyonu’ mu olduğunu herkesin düşünmesi çağrısında bulunmuş. Hiç düşünmeye, kafa yormaya gerek yok. Tarih ortada, kimin uzlaşmaz olduğunu, sizden başka herkes çok iyi biliyor..
BUGÜN KESERLER Mİ?:
El-Sen’in, Kıb-Tek’in alacaklarının ödenmesi için hükümete verdiği süre bugün doldu. Kurumun çeşitli kuruluşlardan tahsil edilememiş yaklaşık 400 milyon alacağı bulunuyor. En çok da 258 milyon ile belediyeler ve 103 milyon lira ile de Maliye ilk sırada bulunuyor. Bugün Maliye’den başlamak üzere sendika kesinti yapacağını açıklamıştı. Başbakan ise kamunun borcunu reddediyor. Bugün keserler mi, yoksa bir uzlaşmaya mı varırlar ilerleyen saatlerde göreceğiz…
ÇETE SAVAŞLARI AYNEN DEVAM:
Onca cinayete rağmen, Nijeryalı çeteler faaliyetlerini rahat rahat sürdürüyor. Araba bagajında bulunan ceset olayından sonra, çetelerin üstüne gidilip, bitirileceğini düşünmüştük. Ancak görüyoruz ki, adamlar kendi memleketlerindeki davaların hesabını bile burada görmeye başlamışlar. Kaç kişi bunlar? Ne kadar gizlenebilirler? İnlerine ulaşmak bu kadar mı zor? Harcadıkları paraları, yaşadıkları hayatı takip ederek bile bulunabilirler… Biz bu ithal suç örgütleriyle birlikte yaşamaya, kendi adımızı kirletmeye mecbur muyuz? En azından buraya gelen masum öğrencileri bu şebekelerin elinden kurtarmak için biraz daha çaba göstermemiz gerekmiyor mu?
GÜÇ BİRLİĞİ YAPILSA:
Cumhurbaşkanlığı Temiz Düşün Çevre Temizliği ve Çevre Koruma Projesi 2019-2020 Faaliyet Takviminde 10 bin fidan dikileceği açıklandı. Projenin bir çok alanda yararlı faaliyeti var. Ancak şu ağaç dikme konusunda, halihazırda kurulan inisiyatifle birlikte hareket etseler, güç birleştirseler, destek olsalar da “Kıbrıs’a 300 bin ağaç” hayali gerçekleşse diye düşünüyorum…
“ADA KART”:
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, ülke genelinde tüm toplu taşıma araçlarında kullanılacak yeni sistemin adı “ADA Kart” olacağını açıklamış. Köylerden gelip gidenleri saymazsak, ülkede “toplu taşımacılık” diye bir olay yok. Olduğunu varsaysak, otobüslerin birçoğunun bırakın toplu taşıma yapmasını, yolda gitmesi bile bir mucize. Keşke karttan önce herşeyiyle tamam bir kent içi ulaşım sistemi yaratabilsek…
ZİRVEDEKİLER
Levent Özadam: “ Basın Özgürlüğü artık patronların ona buna sataşma özgürlüğü şemsiyesi altına girmiştir… Aç telefonu ver talimatı, ardından vur abalıya meselesi!… Birileri artık bu mesleğe sahip çıkmalıdır… Elbette kolay bir mesele değildir bu ama! İş daha fazla çığırından çıkmadan önce, bu meslekten nemalananlar değil, ekmeği çıkaranlar buna öncülük etmelidir. Önce mesleğin saygınlığını geri getirmek için! Sonra da toplumsal çıkarlar için”.
DİPTEKİLER
Daha Çok Suç, Daha Büyük Cezaevi: İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile Türkiye Adalet Bakanı Abdulhamit Gül adli işbirliği ve yeni cezaevi konusu konuşmuşlar. Ülkeye girişlere denetim getiremedikçe; hırlısı, hırsızı memlekette at oynattıkça, kaçak sayısı yerleşik nüfusa yaklaşınca, düşünmüşler taşınmışlar, “madem bunları önleyemiyoruz, bari mahkumların rahat edecekleri büyük bir hapishane yapalım” demişler.
