MEKAN YETERSİZLİĞİ DEĞİL, MAKAM YETERSİZLİĞİ VAR… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

MEKAN YETERSİZLİĞİ DEĞİL, MAKAM YETERSİZLİĞİ VAR…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Maraş’mış, saraymış, meclis binasıymış….

Orada tören, burada inceleme; gezme tozma, sanırsın ki bir işe yarayacak, harcadıkları mesainin zerresinin halkın dertleriyle alakası yok.


Vakalar rekor üstüne rekor kırıyor… Günlük vaka sayısının 15 çıktığı günlerdeki tedirginliği hatırlarım, hepimiz evlere kapanmıştık. Şimdi on katı, bir rahatlık bir rahatlık. Çünkü başımızdakiler rahat…

İler tutar tarafı olmayan, çelişkili kararlar alıp, kalemi orada bıraktıkları için, kimsenin de umursadığı yok… Gittiğiniz herhangi bir mekanda denetime rastladınız mı? Öylesine az ki, rastlamak mümkün değil. Hala daha vatandaşı suçlayan açıklamalar. Sen ne yaptın vatandaşın kurallara uymasını sağlamak için?

İşte bir ay sonra okulların açılması gerekiyor… Ne bir okul tamiri duyarsınız, ne öğretmenlere aşı seferberliği…

Öğretmen sendikaları ‘yüzde kaç öğretmen aşılandı bilmiyoruz’ diyorlar. Okulları açması gerekenler çıkacak ve kendilerine diyecek ki, “Biz size gidin aşı olun dediydik”… Sonuçta böyle bir tespit olmadığı için ya okullar da ala guduru açılır ya da hiç açılmaz. Mektepler olmadan eğitimi bir güzel idare ettiler ya, alışmış olabilirler…

Eğitim Bakanı şimdiden çıkıp, “Aşı olmayan okula alınmayacak” diyemiyor. Açıp açmayacağından emin değil hala… İki Bakanlık, binalarına giriş için aşı şartı getiriyor, Eğitim Bakanı hala “Lütfen” diyor, “Gidin aşı olun”… Yaş itibarıyla aşı olması mümkün olan öğrenciler içinse hiç bir planlama yok.

Dilinde sadece “turizm, çarşı” olan Sağlık Bakanı, yurt dışına gidecek öğrencilere 3. doz aşı yapacaklarını söylüyor ama kendi ülkemizde eğitimin başlaması için onun da herhangi bir çabası yok.

Bazı sendikalar, okulların açılması için vaka sayısının 100’ün altına düşmesinin beklenmesini savunuyor. Bar açık, kumarhane açık, tam iki yıldır bütün dünya eğitime devam ederken bizde hala işi yokuşa sürme… Kabul edilir gibi değil.

Tam da bu noktada Bakanlığın otorite ortaya koyması gerekiyor. Ama nafile… Niyet var ama her an değişebilir… Oysa kaçarı yok, bu okulların bu yıl açılması şart. Daha fazla kayıp yaratılamaz. Hani herkese “hainlik” basıyorlar ya, bana göre asıl ihanet, okulları açmamak olacaktır…

İnşaat Müteahhitleri Birliği başkanı Cafer Gürcafer KKTC’de alt yapı eksikliği nedeni ile çökme tehlikesi olan onlarca kamu okulu olduğuna dikkat çekiyor ve “Birilerini zengin etmek için toplumsal ihtiyaçmış gibi gösterilerek gereksiz projelerin üretilmesine seyirci kalmayınız!” diyor… Gürcafer’in asıl vurgusu da şu; “Ne KKTC Meclisinde ne Cumhurbaşkanlığı Sarayında mekan yetersizliği söz konusu değildir”…

Doğrudur, KKTC’de mekan yetersizliği değil makam yetersizliği var…

 

AFET HANIM SİYASETİN KİRLİ YÜZÜNÜ HATIRLATTI…

Afet hanım sonunda istifayı bastı… Aslına bakarsanız, toplumu ilgilendiren bir tarafı yok… Kalması, gitmesi, bakan olması ya da olmamasının ülkenin sorunlarına bir etkisi olmaz. Çünkü istifasının ideolojik bir tarafı yok. Hani dese ki, ‘şu hizmeti yapmadınız, bu hizmeti aksattınız’ amenna.

Sonra, her ne kadar “İstifamın Bakan yapılmamamla ilgisi yok” dese de öyle olduğu bal gibi ortada… Tek sebep, kendi partisinin içindeki çekişmeler… Eğer magazinsel tarafı ilginizi çekerse ne ala… Onun dışında anlattıkları oturup dizlerimizi dövmemizi gerektiren olaylar. Dinlerken ister istemez diyorsunuz ki, “KKTC’de siyasi ilişkiler hiç olmadığı kadar ayağa düşmüş”.

İşte bakın, bu yönden faydası olabilir. Bu istifa bu ülkede siyasetin hangi gailelerle, hangi ayak oyunları, entrikalarla yürüdüğünü bir kez daha hatırlattı. Nisap tehdidiyle çıkar şantajı yapan milletvekilleri… Ne utanç verici, ne ayıp…

Siz de hala iş bekleyin, hizmet bekleyin, birilerinin ülke için çalıştığını görmeyi bekleyin…

Aynı adamları seçerek daha çok beklersiniz. İşte günlerini nasıl geçirdikleri ortada. Afet hanım bir kez daha hatırlattı… Bakın bunun için teşekkürü hak ediyor…

 

YERİN KULAĞI VAR

BİZ SİYASETTEN ANLAMIYORUZ: 

Biz bu politika yapma işini bilmiyoruz. Elli yıldır o masada boşuna kürek çektik. İncir çekirdeğini doldurmayan bazı kazanımlar elde ettik doğru. Şimdi elimizde Maraş gibi bir koz var ama, onu da kullanmayı beceremedik. Maraş açılımına dünyadan tepkiler üzerine, “74 öncesi sahiplerine vereceğiz” deyiverdik. Sonuçta elimizde patladı. Halbuki Maraş için Mağusa ve Ercan’ limanlarının uluslararası kullanıma açılmasını talep edebilirdik. Son 5-6 ayda Kıbrıs sorununda nereden nereye geldiğimize bir bakın.

 

NİYE BU KADAR RAHATSIZ Kİ?:

Tatar, “Kim ne derse desin geri dönüş yok… En doğrusu budur… Halkım beni destekliyor” diyordu. Peki bu kadar kendinden eminse neden “içimizdekiler” diye başlayan cümleler kuruyor? Neden bu kadar rahatsız oluyor? Bir de “birlik olalım” falan diyor. Bu zihniyetle mi birlik olacağız? Kendi tabanı bile bütün değil, orada da federasyon yanlısı ciddi bir çoğunluk var. Bir daha yazalım da bir sonraki açıklamasını “okurken”, yeniden düşünsün, Mustafa Akıncı yüzde 48’e nasıl ulaştı? Bence aklından çıkarmaması gereken şey, yakın bir gelecekte federasyon masasına oturmak zorunda kalma ihtimalidir. Bu sözlerine o zaman çok pişman olacak…

 

4 AYDIR MTK’NUN BAŞKANI YOK:

Kapalı Maraş’ta 74 öncesi hak sahibi olanlara çağrı yapılarak, “gelin malınızı alın” deniyor. Bu iş nasıl olacak peki. Hak sahibi Rumlar gelip bizim “Taşınmaz Mal Komisyonu’na” başvuracak. İşte esas komedi de burada başlıyor. Nisan ayından beridir, yani 4 aydır Mal Tazmin Komisyonu’nun başkanı  yok, atama yapmayı bile beceremediler. Her işimiz gibi bu da maskaralık ötesi, resmen dalga geçiyorlar…

 

MARAŞ VAKIF MALI MI, DEĞİL Mİ?:

Vakıflar Genel Müdürü İbrahim Benter, Kapalı Maraş’ın 300 yıllık vakıf malı olduğunun altını çizerek, “Vakıf malı sonsuza kadar vakfındır. Vakıf malı nasıl oldu da şahıs malına döndü?” diye soruyor. Kafalar karışık, Tatar da bu iddianın uluslararası hukuka uymadığını söylüyor. Eğer orası Vakıf malıysa niye “iade” ediyoruz. Demek ki hükümet, öyle olmadığına inanıyor. “Vakıf malıdır, yok değildir” kavgası yapacağımıza alırsın eline belgelerini, tapularını gider AİHM’de bu işi temizler, kavgayı bitirirsin…

 

BAĞIMSIZ OLMANIN ŞARTI:

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet varlığı artık herkesçe kabul edilmelidir. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento yapılma hedefi betonlaşmanın değil, bağımsız bir devlet halinin ilk harcıdır” demiş. Şimdi anladınız mı neden “devlet” olamadığımızı. Tek neden külliyemizin olmayışındandır. Bahçeli’ye göre külliyemiz bitince artık “bağımsız” bir devlet olma yolunda hızla ilerleyeceğiz. Zaten Bahçeli’den farklı bir açıklama beklemek biraz saflık olurdu…

 

HANİ KUMARHANELER YERLİYE KAPALIYDI?:

Herkes karantinasız ülkeye girebildiğine göre, kapalı turizmin haftalardır vadesi bitmişti zaten. Nihayet karar alabildiler ve vazgeçildiğini açıkladılar. Şimdi kumarhanelerin önüne test kumpanyaları kurulmuş. Otellere girişte zaten test sonucu istenmiyor muydu? Kumarhaneye giren de negatif test sonucu olması gereken turist değil miydi? Bu ne? Gayet açık, yerliler kardeşim. Hani kumarhaneye girmesi yasak olan yerliler. Kaldırın artık şu zaten ta baştan deldiğiniz yasayı. Getirin ciroları üzerinden vergiyi, isteyen gitsin, ister batsın, ister keyif yapsın…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar