DÜNDEN BUGÜNE VE YÜCE MECLİSİMİZİN GÖREVLERİ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

DÜNDEN BUGÜNE VE YÜCE MECLİSİMİZİN GÖREVLERİ…

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Tarihi günler mi yoksa maceralı ve heyecanlı günler mi geçiriyoruz?

Yoksa bir gün faturasını ödeyemeyeceğimiz rizikolu ve şaibeli günler mi geçirmekte olduğumuz!..


ULUSLARIN  tarihi varoluş süreçlerinde dönüm noktaları vardır.. Onların çoğu zaten tarihine “ulusal günler” olarak kazınır…

Mesela Türkiye’nin İstiklal Savaşı..    Kıbrıs Türk halkının 1974 Barış harekâtıyla gerçekleşen  Kuzey’deki egemen devlet olgusu…

Bir toplumun tüm adanın hükümdarı olmak isteyen Rum toplumuna karşın savaşı ve siyasi mücadelesi…

Ve tümünün de kendi mücadele parantezlerindeki olaylarının  bedelleri ödenirken, çekilen eza cefayla akan kanları, sönen ocakları…

Ve ödenebileceği kadarının da üzerinde  ödenen diyetler…                                                                                    ***

BUNLARA KARŞIN BIRAKACAĞIMIZ MİRAS: Adada sürgit çözümsüzlüğü besleyecek Türk Rum dalaşmalarıyla siyasi istikrarsızlıklar mı olmalı?

Yahut yeri zamanı geldi mi hâlâ kanların akıtılarak ödenecek bedelleri mi!                                                            ***

KIBRIS adasına  şu kadar yıllık hayatımın son durağında  bir defa daha bakarken…             İşte böylesi soruların cevaplarını arıyorum! Çünkü bu dava bitmedi..Bitiremedik!                                                                      ***

GEÇİYORUM! Ve  İngilizlerin atasözünü hatırlayarak şöyle diyorum: “Gecenin en karanlık anı güneş doğmadan az öncesidir.”

Bu nedenle diyorum: Bu adada en az Güney’deki Rum toplumu kadar  bağımsız ve egemen bir devlet olmalıyız..

Yetmez ama: Güney’deki Rum toplumuna elimizi öptürecek kadar da güçlü ve sosyoekonomik yönden kalkınmış olmalıyız.. Çünkü:                                                                                                         ***

VATAN, HAKKI OLANLARINDIR:  Tırnaklarını toprağa geçirenlerin, üretenlerin, ter dökenlerin, gerektiğinde uğruna kanlarını akıtanlarındır..

Bugünlere rastgele gelmedik.. Şehitliklerimize gidin göreceksiniz..

***

VE MARAŞ’I AÇTIK: Şimdi bizi yeniden ve büyük bir siyasi sınav bekliyor. BM’lere, AB’ye, türlü çeşitli İnsan hakları Kurumlarına, dostlarımıza düşmanlarımıza karşı vereceğimiz sınav…”                                      Topla tüfekle değil.. Kavgayla hiç değil..       “Siz bizi tanımazsanız bizi sizi hiç tanımayız” efelenmesiyle de değil..                       Her karşı çıkana  tos atamayız.. Dünyaya meydan okuyamayız!  Yapmamız gereken neyse onu yaparız.

***

NASIL? Kuzey Kıbrıs’ta özgür ve egemen bir Türk Devleti gibi..

Ki 1974’den beridir işte bunu gerçekleştiremedik.. Bu nedenle hâlâ Güney’deki Rum’un ifadesiyle “sahte devlet” oluşu aşamadık.

Dünyadaki siyasi konumumuzu da “korsan devlet” oluştan öteye taşıyamadık..

Belki bunları gerçekleştirmek 47 yıllık tarihi süreç içinde “kısacık bir zaman dilimini” teşkil eder ki kat katı zamana ihtiyacımız vardır” denecek..

“Hadi öyle olsun” diyorum ve gelin bu “zamanı” dostumuz, payandamız, varlığımızın güvencesi haline getirelim..

Ki ağabeylerimiz  o geçen “zamanı”  oya gibi ilmik ilmik işleyerek   “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”  eserini yarattılardı. Göçerlerken bizlere bıraktıkları en büyük hediyeydi..

BU nedenle  bu “devleti, Cumhuriyeti” yaşatmak şimdi bizim görevimizdir..              Bu nedenle akıl ve basiretle devam etmeliyiz yolumuza… Diyelim…                                                         ***

VE İŞİMİZE DÖNELİM: Neydi işimiz? Seçim yapmak…

Her seçimden  sonra iktidara gelen partilerin “aş iş” derken kamu görevlerinden belediyelere kadar fakat “işe göre” değil, “adama göre” iş düsturunda istihdamları artırmak…                                                                                         ***

ARTAN istihdamlar nedeniyle yetmeyen bütçeye TC’den sürekli parasal katkı sağlamasını rica etmek…

***                                   BU katkıların da yetmediği yerde bankalardan  milyonlarca lira borçlanmak                                       ***                                         “YOK birbirlerinden farkları” ama varmış gibi muhalefetin gün yirmi dört saat iktidarı erken seçime davet etmesi…

***

ARAYA “erken seçim” söylenti ve gelişmeleri girdiği için zaten çalışıp çalışmadığı belli olmayan Meclis’in beterince rölantiye yatması!

***

Dolayısıyla dumura uğrayıp çalışamayan Meclis’in metazori erken seçim için karar alması!                                                                                         ***

MUHALEFET şerhinin oluşması tartışmalar derken bir orta tarihte mutabakata varılması!                                 ***                       SONRASINDA KKTC hükümetinin bukalemun gibi değişerek “seçim hükümeti” haline gelmesi!                                                                                   ***

SEÇİM hükümeti haline gelmek demek popülizmin kanun nizam haline gelmesi demek olduğundan, memleketin allak bullak olması!                                                                                           ***

SEÇİME katılacak siyasi partilerin sanki kendilerini tanımayan varmış da ola ki  oylarından mahrum ederler kaygılarında kapı kapı dolaşmaya başlamaları!                                                       ***                                  KAMPANYA boyunca 47 yıldır söylendiği, vaat edildiği, gerçekleşeceği, değişeceği, öyle geldi böyle gitmeyeceği   sözleri üzerine… Fakat tırnak kadarının bile değişip gerçekleşmediği yeminli billahlı sözlere karşın yeni tekrarlarının tekrarı olan vaatleri!

***

VE seçimlerin gerçekleşmesi.. Yine anca üç dört siyasi partinin bir araya gelerek koalisyon hükümetini kurabileceğinin be tekrarı, yine boşa geçen günler!                                                           ***

VE zar zor hükümetin kurulması.. Mecliste yeminler, asla gerçekleşmeyen “programların” okunması ardından  göreve başlama!                                                                                                   ***

VE Meclisin ilk günü: “Bu hükümette de iş yoktur” zırlanmaları!  “Ne zaman erken seçim yapılacağına” yönelik başlayan tartışmaları!                             ***

FİLMİ geri sarıp yeni erken seçim olasılığı gündeme getirilirken  tartışmalarının da başlaması…                                                                                          ***

VE göz açıp kapayıncaya kadar yeni erken seçim kararı alınması!..                                                                       ***

…İŞTE uğruna kan dökerek kurduğumuz devletimizin yüce Meclisinin meşguliyet ve görevi!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar