MEĞER NE MÜHİMMİŞ SEÇİM! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

MEĞER NE MÜHİMMİŞ SEÇİM!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Olağanüstü hal uygulanmasının gerektiği ülkede hatta “seçim” bile yapıyorsanız “popülizmi” önleyemezsiniz!

Oysa koronavirüse karşı mücadelede tırnaklık yeri olmaması gereken de “popülizmdir!” Çünkü pandemiyle mücadele “politik atraksiyonlarla” değil, basiretli ve kararlı tutumlarla önlenebilir. Eğer söz konusu KKTC ise “önlenebilirdi” demek istiyoruz.


Oysa bugüne kadar şöyle böyle idare ettiğimiz olayı seçim propaganda ve yatırımlarına yedirmekle kalmadık, ilk defa KKTC’i ölümcüllüğüyle virüs tehdidine maruz bıraktık..

Bu konuda en büyük yanlışı da Sağlık Bakanı Ali Pilli’yi harcamakla yaptık. Sn. Bakan’ın “Kurul”u ve kadrosu ile “tek otorite” olması gerekirken; seçim kaygısı içinde olan Hükümet Erkânının “popülist” tutumları, oy dilenciliği yapmak uğruna verdiği ödünler bir anda bizi pandemiyle burun buruna getirdi!

Günahı “Hükümet erkânının başına!” Sonunda “virüs vurgunu yemiş hastalarımızı Türkiye’ye uçurduk!

BU olay bir başka başarısızlık! “Pandemi hastanesi” yapılana kadar geçici bir bina bulunamadı! Oysa daha önce de önerdiydik: Mağusa’da DAÜ’ün hâlâ atıl vaziyette ve deniz sahilinde yurt olarak bulunan üç katlı binası pek alâ da geçici olarak mükemmel bir pandemi hastanesine dönüştürülebilinir yada bir otel kiralanabilirdi!

…UKALALIK yapmak istemeyiz. Sadece bu memleketin torun sahibi bir yurttaşı, hasbelkader bir “köşecisi” olarak kulakları delmeye, “çağrışımlar” yaratmaya çalışıyoruz. Ki KKTC’de ve  gözlerimizin önünde bir aydır kat kat apartmanlar yükseliyor… Fakat Devlet kendi Pandemi Hastahanesini hâlâ oluşturamadı!

OYSA Olağanüstü hal durumlarında “çadırlardan” bile hastaneler oluşturulabilinir!

***

BAKIN  hantal merkeziyetçi bir devlet olduğumuzu teşhis edeli aradan yıllar geçti!

Oysa daha 1965 yılında bu toplumun milletvekilleri Kıbrıs Cumhuriyetinden kovulduklarında Cemaat Meclisi üyeleriyle kendi aralarında toplanarak 24 Temmuz 1965’de “2. Bir Yasama Meclisi” oluşturdulardı. Benzer siyasi tasarrufları da Rum tarafı kendi içinde aldıydı ki adanın ilk kez ve resmen Türkler-Rumlar olarak bölünmesi de böyle gerçekleştiydi..

Bu hatırlatmanın “bugünün pandemi yada KKTC ile ne ilgisi vardır” denebilir.. Şu yönden vardır. Biz 55 yıldır kazanmış olduğumuz “devlet deneyimiyle” geldik bugünlere.. Arada iki kez “Kurucu Meclisler” oluşturduk.. Çok partili siyasi sistemi o kadar sevdik ki her iki yıla bir seçim sığdırdık! Oysa şimdi?

TUTUN ki deryaları aştık bugünlere geldik ama artık derelerde boğuluyoruz! “Pandemi sorunu” gitgide kaybettiğimiz “Kıbrıslı Türk ruhunun” iflas ettiği yerdedir! Başlarda gösterdiğimiz basireti (ki “Köşemden” övgülerle bahsettiydim) kısa sürede yozlaştırıp bir salgın haline soktuk!

Nitekim Ali Pilli’nin görev alanına dalmayan kalmadı! Oysa “pandemiyi” bayağı da iyi yönetiyordu!

Ne var ki Cumhurbaşkanı seçimlerine an kala Başbakanı ile Başbakan yardımcısının bile aday olduğu bir tuhaflıkta, sadece Hükümet programı ile icraatları değil, “başın koptuğu yerde” fonksiyonlarını yitiren gövde misali KKTC de hayatiyetini kaybetti!

OYSA ortada bir Üst Kurul vardı. Keşke Ali Pilli ile son karar mercii olsaydı. Oysa Kararları seçilme uğruna “Başbakan” yüklendi, “yardımcısı” da bozdu! Yada tersi! Ki bu seçim bakın neye karşı ne kadar mühimmiş.

Mesela okullar tedrisata kapatılabilirdi.. Uçakların seferleri durdurulabilinirdi.. Bilumum eğlence yerleri, kahvehaneler, meyhaneler falan kapatılabilinirdi.. Dıştan gelenler yedi gün karantinaya alınabilinilerdi.. Memlekete turist gelmeyebilir, oteller kapanabilirdi… Hepsi de gerçekleşti.

FAKATTT: Seçim ertelenemezdi! Vazgeçilemez, onsuz olunamazdı! Kampanyasız gerçekleşemezdi! Üstelik sadece tek bir Pazar günü değil, bir sonraki Pazar günü de seçmeni sandıklara taşıyarak! Meğer sen ne büyük bir ulusal olaymışsın ey büyük “seçim!”

…Ha! Bu seçimin hemen ardından biline ki “milletvekili seçimleri” de yapılacak çünkü hükümet yıkılacak zaten şimdiden sallanıyor! Çatlasın koronavirüs de pandemi de!


KISACA TAKILDIĞIM: (NEDEN KATILMIYORUM?)

Havadis gazetesi “yazarları” haftada bir gün her halde gelenek haline getirmiş olacaklar cumhurbaşkanı adaylarından birini gazeteye davet ediyor, önce “aç karnına sorulardan” bunalmaması için öğle yemeği yediriyor, ardından da sorularını soruyorlar..

Mağusa’da arkadaşlar bana sordular. “Sen neden katılmıyorsun” diye.. Söyleyeyim: Zaten çağırmıyorlar! Çünkü benim sorduğum soruya karşın  hemen ardından hem cevap vermek hem de beğenmediğim cevaplara takılmamdan dolayı çok antipatik ve uygunsuz bir huyum vardır!” Nedeni bu!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar