Lefkoşa'da başka zamanlar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Poli

Lefkoşa’da başka zamanlar

 

(Sokak sokak Lefkoşa 7)


Damda yatmaklığım vardır benim/ Geceler yorganım olur/Köyde yazları/ Her gece uyumadan/ Bir uzun yolculuk yaparım/ Bir yolculuk/ Göreceğim ateş düşlere gebe/…/ Girne’nin süt limanında/ Denizde karpuz yiyen güzel kadınların/ Süt liman bacaklarını/ Görür gibi olurum/ Dudaklarım karıncalanır 


 

Böyle zamanlardı,

Mevsim yaz sıcaklarına yeni hazırlanmakta,

Haziran basbayağı şaşkın,

Bulutlar bir garip,

Sert rüzgarlar kalkar ansızın ortalık toz duman,

Tarlalar tekmil sararmış,

Bir tek zakkum çiçekleri meydan okumakta sıcaklara,

Lakin akşamları serin,

Lefkoşa dediğin de zaten,

Böyle zamanlarda serin rüzgarlarıyla çekilir…

Limon yeşili kelebekler gezinirdi gül damlası ve sardunyaların çiçeklerinde,

Güllü ve ekşili dondurma satan seyyar satıcılar dalardı sokaklara,

Ekşili dondurmalar o kelebekler rengindeydi,

Reşadiye’de sandalyesini kapı önüne ilk çıkaran,

Kasap Salahi dayının karısı Fatmabaydı başında yemenisi,

Köşe bakkalı Ruhsanabanın Behçet adındaki küçük oğlu ilkokulu bitirene kadar anasının memesine saldırırdı,

O sokak nasıl sarsılmıştı,

Behçet henüz çok genç yaşta hayata veda ederken.

Yeni öğrendiği gitarı geride kalmıştı…

Çığlık çığlığa:

Sanki de zaman zaman çığlık çığlığa yaşanan bir sokaktı Reşadiye hani Hüseyin Kaba’nın şiirindeki gibi.

Henüz yağız bir delikanlıydı Süleyman.

Siyah pantolonu, siyah ceketi, ince siyah kravatı içerisinde hatırlarım onu.

Fota’lıydılar ablası Reşadiye’ye bitişik Turan Sokakta kalmakta.

Oturdukları hanaylı evin bir kısmı Reşadiye’ye bakardı şimdi o ev yerinde yoktur.

O çığlıklar hiç kulaklarımdan çıkmaz,

Süleyman Uluçamgil ve Salahi Erenköy’de hain bir pusuda aramızdan ayrıldıklarında.

Salahi, Fatmabanın torunuydu,

Ki onun annesi,

Hanaylı evin arka panjuruna başını dayar günlerce oradan kalkmazdı,

Tekmil kuşlar susardı,

Yalan değil gerçektir,

Genç kadının saçları bir haftada beyaza kesmişti marazdan…

Söz şairden açılmışken Süleyman Uluçamgil’in şu güzel şiirini aktaralım:

Damda yatmaklığım vardır benim/ Geceler yorganım olur/Köyde yazları/ Her gece uyumadan/ Bir uzun yolculuk yaparım/ Bir yolculuk/ Göreceğim ateş düşlere gebe/…/ Girne’nin süt limanında/ Denizde karpuz yiyen güzel kadınların/ Süt liman bacaklarını/ Görür gibi olurum/ Dudaklarım karıncalanır 

Her şeye rağmen hayat güzeldi,

Sokağın yaşlı neneleri her akşam Barbaro veya Musalla olarak bilinen burçta yatan üç şehidalara mumlarını yakarlardı gelecek güzel günler adına…

Mehmet Süleyman (Yıldırım) 1958’lerin bir TMT’lisi tarafından vurulduğunda da kıyametler kopmuştu Reşadiye’de,

Cenazesi 117 numaralı eve konulduğunda…

Reşadiye en uzun sokağıdır belki de Lefkoşa’nın,

Girne Kapısına açılan yerden Zafer Sinemasına ulaşan yola kadar uzanır.

Ki Gölek bölgesi bu sokağı iki taraftan içine alır.

Dönemin ünlü meyhanelerinden Hamalın Meyhanesi de sırtını verir Reşadiye’ye,

Ki o meyhanede akşamcılar günün siyasetlerini masalarına meze yaparlardı.

Bayram yeri, Reşadiye’nin ön tarafında kalan hisar üstünde kurulurdu,

Bu yüzden o sokaklarda doğup büyüyenlerin hatıralarında Bayram Yeri önemli yer tutar…

Ne güzeldi o cıncıraklar…

Aynalı:

Destanların bir kısmını günümüze taşıyan Aynalı da Reşadiye’nin sakinlerindendi.

Ki elinde sepeti,

Sepetinin içinde “Guvvat ilacı” denilen şekerlenmiş leblebi tozu, külahlara sarılmış vaziyette satışa hazırdı.

O köşeden çıkınca,

Çocuklar başına üşüşür “guvvat ilacı” alırlardı.

Aynalı’nın damadı Kemal dayı,

Her gün seyyar arabasını titizlikle hazırlar,

Öğleden sonra köşesinden çıkarak,

Girne Kapısında yerini alırdı…

Yaseminlerin işgali:

Böyle zamanlardı aylardan Haziran ve o sakaklar yabancılaşmadan,

Kadınlar kapı önlerine çıkar,

Çocuklar sokaklara dökülür,

Bisikletliler bir gelir bir gider,

Kapı önlerine kondurulmuş teneke saksılarda türlü türlü çiçekler ortalıkta mis gibi kokardı.

Yalan değil gerçektir,

Bütün mahalleler şimdikinin tam tersine yaseminlerin işgali altındaydı…

[images_grid auto_slide=”no” auto_duration=”1″ cols=”three” lightbox=”no” source=”media: 163495,163496,163498″]…[/images_grid]

Sokağın bazı sakinleri:

Gölek mahallesinin ünlü isimlerinden Dilber,

Çakır gözleri ile elinde süpürgesi,

Kapı eşiğini durmadan süpürür,

O yıllarda yapılan mitinglerde bayrağını eline alıp yollara düşerdi.

Bir ara Kıbrıs otantik müziğinin kemanesindeki tınıları ile bilinen Mehmet Ali Tatlıyay’ın ailesi de o sokakta oturmuştu, Boyacılar da.

Eskiden bedensel özürlülere “kötürüm” derlerdi,

Eli ayağı tutmayan ve neredeyse yerlerde sürünmek durumunda kalan Hasan da o sokakta oturur,

Bu mevsimlerde anneciği onu erkenden Anibal’ın karşısındaki kaldırımlara götürür bir battaniyenin üstüne yatırırdı.

Her gelen geçen Hasan’a seslenir, birkaç kuruş bırakır, yevmiyesini böyle çıkarırdı.

Genç yaşlarda hayata veda eden ve Mukaddesin Arap olarak bilinen Mustafa da Hamalın meyhanesinin yanında otururdu.

Şamişiciler de o sokaktaydı.

Biri Aynalı’nın kapısına komşu,

Diğeri Abdullah dayı hani Girne Kapısında kahvaltılık yapardı bin bir çileyle hayatı omuzlayarak.

Ki onun oturduğu evde bir ara Benli Pembe oturmuştu, dağ gibi gösterişli bir kadındı,

Yürüdüğünde sanki Neriman Köksal yürürdü sokaklarda…

Reşadiye’de 117 numaralı ev de bizim doğup büyüdüğümüz evdi…

Haziran aylarında açık hava sinemaları da yeni açılmış olurdu.

Ki Sinemalardan çıkan sesler Çocuk Bahçesindeki çocukların neşeli seslerine,

Enver’in kahvesinden yayılan nargile dumanları Hamalın meyhanesinden yükselen konyak kokularına karışırdı.

Doğrusu,

Esrar içenler de vardı bu bölgede,

Lakin,

Yalan değil gerçektir,

Kimse kimseye yan gözle bakmaz,

Tam aksine herkes birbirini korurcasına davranırdı.

Reşadiye ve çevresi,

Sessiz yaz gecelerinde bu seslere ve kokulara gömülürdü adeta…

Sokağın başlangıcı Abdi Çavuş’la kesişir,

Daha ilerde İstanbul Caddesi görünür ki (Sitenin önündeki) bu hisar yolunu izleyen sokaktır.

Turan, Lozan ve Ali Yüzbaşı sokaklar da Reşadiye ile birleşen sokaklardır.

Lefkoşa’nın daracık sokaklarının Reşadiye’ye bağlanan sokaklardan içerilere doğru dağıldığını söylemek mümkündür…

Annesi tarafından her gün Anibal’ın önündeki kaldırımlara götürülen Hasan’ın temsili bir resmi. (Melis Fores’in paylaşımından.)
Annesi tarafından her gün Anibal’ın önündeki kaldırımlara götürülen Hasan’ın temsili bir resmi. (Melis Fores’in paylaşımından.)

TMT ve DGD:

Bir dönem TMT’li gençlerin, bir dönem de DGD’li gençlerin anılarında da Reşadiye sokak yer tutar.

O sokakta Yurtsever Kadınlar Birliği (YKB) de bir evi kiralamıştı birlik binası olarak,

Ki o da Aynalılara komşu bir evdi.

Bu sokakta TMT’ye ait olduğu sanılan bir ev vardı ki o eve sürekli silahlı kişiler girer çıkar,

Gizemli hareketlerle kapılar ve panjurlar sıkı sıkıya kapanırdı.

1975’li yıllarda DGD kurulunca,

Bu sokağın birçok genci bu dernekte çalışmışlardı.

O dönemler umulmadık bir anda hayata veda eden ve bu sokağın sakinlerinden olan Çetin Edip’i bu vesile ile anmakta yarar var.

Kardeşi ve kadim dostlarımızdan halen Londra’da yaşayan Taşer Edip de gençlik hareketinin önde gelen militanlarındandı…

Reşadiye’nin erkek çocukları için hisar üstü ve hisar altları vazgeçilmez oyun alanlarıydı.

Lingiri, pirili, topaç gibi oyunlar sadece çocuklar tarafından değil,

Genç delikanlılar tarafından da çocuksu bir coşku ile oynanırdı.

Lingiri yarışmaları bile düzenlenirdi hisarın üstünde.

Bugün Mücahitler Sitesinin bulunduğu hisar üstü boş bir alandı ve böyle yaz akşamlarında uçurtmalar o hisarın üzerinden havalanırdı.

Akşam oldu mu,

Mevsim yaz ise,

Hamalın Mustafa meyhanesini hisar üstüne taşır,

Sarıya, yeşile, kırmızıya boyanmış lambalar altına masalar kurulur,

Akşamcılar cızırtılı bir radyodan çıkan yanık sesli türküler eşliğinde geceyi sabaha bağlarlardı.

Böyle zamanlarda Lefkoşa bir başkaydı…

[newsbox style=”nb3″ title=”POLi 288″ display=”tag” tag=”288″ number_of_posts=”6″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar