Çocuğunuz size ne anlatmaya çalışıyor? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Poli

Çocuğunuz size ne anlatmaya çalışıyor?

 

 


Tatlı bir akşam üzeri, misafirlerinizle evinizin balkonunda oturuyorsunuz. Derken sizin 18 aylık minik oğlunuz elinde oyuncak sopasıyla sağa sola vurarak ve gülücükler saçarak yanınıza geliyor. Siz sohbet ediyorsunuz, hiç oralı değilmiş gibi görünüyorsunuz ama bir yandan da oğlunuzu gözetliyorsunuz. Birden sizin ufaklık sopayı kaldırıp misafirinize bir tane geçiriveriyor. Ve işte film orada kopuyor… “Oğlum yapma!” diyorsunuz, bir tane de size geçiriveriyor, bu arada o kadar tatlı gülümsüyor ki ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Kızgın bir yüzle ve ses tonuyla “bak vurursan alırım sopayı!” diyorsunuz, oğlunuz oralı değil…  Sopayı alıyorsunuz ve o sevimli minik oğlunuz isyan çığlıkları eşliğinde kendini yerlere atıyor…

“Oğlum yapma!” “Kızım neden ağlıyorsun?” Bu ve buna benzer senaryolar çoğu ebeveyne tanıdık gelmiştir.

Peki çocuklar neden böyle mantıksız davranıyorlar?anne çocuk

Çocuklar öğrenme makinaları olarak dünyaya gelirler. Her deneyimlediklerini zihinlerine duygular, davranışlar, fiziksel reaksiyonlar vs. olarak kaydederler. Bu zihinsel kayıt yerlerini, literatürde “şema” olarak ifade edilen bilgi dosyaları olarak düşünebilirsiniz. Deneyimleriyle elde ettikleri davranış, duygu gibi sonuçları bu dosyalara kaydederler, bu dosyalara isimler verirler ve dünyayı tanımlamak için bu dosyaları yani şemaları kullanırlar.

Şemalar, temel olarak hayatımızı kolaylaştırır; bizi belirsizliklerden ve her durumda aynı şeyleri yeni baştan öğrenmekten kurtarır.  Çok basit bir örnek vermek gerekirse, muz şeması geliştiren bir insan muzun meyve, yani yemek olduğunu öğrenmiş olur. Bu şemalara tabii bir de duygular eklenir. Muz, lezzetli ve keyif veren bir faaliyet olarak dosyalanmışsa zihne, muzun yanına mutluluk duygusu da kaydedilir. Muzu gördüğünüzde artık muzun lezzetli, keyif veren yani sizi mutlu eden bir şey olduğunu yeniden tecrübe etmenize gerek yoktur.  Dolayısıyla karşılaştığımız her yeni durum karşısında uzun uzun düşünmemize gerek kalmaz;  şemalar  sayesinde gülmenin mutluluk (genellikle) ifade ettiğini anlar,  sınavlardan yüksek not aldığımızda başarılı hissederiz.

Hikayemizden devam edelim.  Filmi geriye saralım biraz, sizin daha yeni yürümeye başlayan oğlunuza oyuncak sopayı aldığınız güne… Oyun oynuyorsunuz, oğlunuza yerdeki topu gösteriyor “haydi vur bakalım!” diyorsunuz, zaten zar zor ayakta vurabilen minik bebeğiniz başarıyor ve bir şeylere, belki size belki başka bir oyuncağa vurmayı başarıyor. Başarısından dolayı o kadar mutlu oluyorsunuz ki onu alkışlıyor,ona  tezahuratlar yapıyorsunuz… İşte o anda çocuğunuzun zihninde şu şema oluşuyor “vurdum, annem gülümsedi, demek ki vurmak iyi bir şey, burada mutluluk var!”.  Çocuk bunları şemaya yerleştiriyor ve bir isim veriyor; şemanın adı “oyun” olsun. Oyun şeması altında sopa ile vurmak, eğlence ve duygu olarak da mutluluk ile eşleştiriliyor.

Yani siz çocuğunuzun elinden oyuncak sopayı aldığınızda aslında onun mutluluğunu da elinden almış oluyorsunuz. Çünkü oğlunuz için sopa ile vurmak, mutluluk getirici bir oyun faaliyetinden ibarettir. Onun için oyuncak sopası ile topa ya da bir insana vurmanın farkı yoktur; henüz öyle bir şema oluşturmamış belli ki. Aslında çocuk bu durumda elinden sopası alındığı için değil, ortamdan mutluluk kaldırıldığı için ağlıyor;  anne ya da baba ise bu duruma bir anlam veremiyor ve çocuğuna kızıyor, ilişkileri zarar görüyor.

Peki bu durumda ne yapmalı?

Yani aslında çocuklar mantıksız davranmıyorlar, sadece yeni duruma adapte olabilmek için yeterli bilgiye sahip değiller. Çocuğunuzun yeni bir şema oluşturabilmesi için ona durumu izah etmelisiniz. Onunla “neden vuruyorsun?” “Neden ağlıyorsun?” münakaşasına girmek yerine, ona durumu açıklamalı ve ortamı yumuşatmak için sopayla vuracak minik bir top aramalısınız; ya da sopayı bırakıp onun kendini mutlu hissetmesini sağlayacak başka bir etkinliğe yönlenmelisiniz. Böylece çocuk yeni bir şema oluşturmuş olacak, ayrıca onun elinden mutluluğu almadığınızı fark edince sakinleşecektir de.

Fakat bu açıklamalar her zaman işe yaramayabilir. Özellikle ortamdan uzaklaştırılmış bir duygu varsa!

Etrafta daha ilgi çekici bir oyun ya da oyuncak varsa çocuk yine mutlu olacağı için böyle bir açıklama ile sorun çözülecektir. Ancak ortada duygu yoksunluğu var ise bu durumu açıklamalarla ya da ikna ile çözemezsiniz. Çocuğunuzun duygusunu anlamaya çalışmalı “ evet sopa ile vurmak eğlenceli ama gel bak insanlara vurmak yerine yerdeki toplara vurarak eğlenelim” ya da “biz top oynayarak eğlenelim”  derseniz hem çocuğunuz kendini anlaşılmış hisseder hem de ortamdan duygunun alınmadığını farkedince sorun da kolayca çözülmüş olur. Üstelik çocuğunuzla olan ilişkiniz de güçlenir.

Evet bu açıklamalar her zaman ve anında işe yaramayabilir. Ama sabırla çocuğunuzu anlamaya çalışmalı ve onunla konuşmalısınız. Belki sizin için bile yeni olan bu iletişim şeklini önce siz kendinizde  denemeli, çocuklarınızla birlikte yeni ve yapıcı bir  iletişim tarzını öğreniyor olmanın tadını çıkarmalısınız.

[newsbox style=”nb3″ title=”POLi 288″ display=”tag” tag=”288″ number_of_posts=”6″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar