Kuzey’i Koruyamazsak (İşte O Zaman “Mandıra” Olacağız!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mayıs 21, 2024
Köşe Yazarları

Kuzey’i Koruyamazsak (İşte O Zaman “Mandıra” Olacağız!)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

 

Bazı politikacılarımız büyük ikramiyeyi tek bir numara ile kaybetmiş gibi 2004’de Annan planının  referandumdan dönmesine hâlâ hayıflanıyorlar! Ondan mükemmel plan olamazdı diyorlar!

Şimdi durup 13 yıl öncesinin Annan planını “hayır hiç mükemmel değildi” diyerek laflama yapacak değiliz ama bir şeyi vurgulayacağız. Tek iyi yanı sembolik de olsa Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesiydi. Ötesi laf’ı güzaftı.


Nitekim geçen gün bir arkadaşla konuşuyorum. Diyor ki bana “biliyor musun, Annan planında yeniden köyünden kentinden topraklarından evinden ayrılıp göç yollarına düşecek Türk yurttaşları için ne söylendiği gibi “havuzlu villalar yapılacağı lafları vardı ne de göç edecek aileler için yeni yerleşim bölgelerinin kurulmasının kimlerler tarafından  ve nasıl finanse edileceği  vardı..”  Sadece Güzelyurt’un iadesi ve Lefkoşa Gazimağusa anayolunun Güneyinde kalan köylerini terk edenler için Kuzey’de Kalkanlı’dan başlayarak üç yerleşim yeri kurulacağı söyleniyordu. Hatta bunlara “barınak” deniyordu! Öte yandan adadan ayrılacak TC’li ailelere on bin dolar veya euro verileceği de belirsizdi..

Kısaca  ortalarda bir söz vardı ama kimler tarafından nasıl hangi plan hangi parayla oluşturulacaklarının ne detayı vardı ne de ilgili taraflarca imzalanmış anlaşması!

       BUGÜNE DÖNELİM:  Yine ortalarda haritalar salınıyor! Yine Türk yurttaşların bazı köy ve yörelerden göç edebileceği söyleniyor! Yine bazı yerleşim yerlerinden TC’lilerin geri dönecekleri anlatılıyor! Ve yine mutlu yarınlardan, çözümün faziletinden söz ediliyor!

       KABUL! Kabul ama bu çözümün her ne kadar dünya bankası yetkilileri Cenevre’ye uğrayıp durum vaziyetler konusunda bilgilendirilmişlerse de bugüne kadar Kuzey’de göç edecek insanlar için  Annan planında adına “Barınak” denilen  yerleşim birimlerinden ne söz ediliyor ne finansmanından! Ortada sadece Türk ve Rumlardan oluşacak Mal Tazmin Komisyonu adı var! Müracaatçıları dinleyecek karar verecekmiş!

       NEDİR BARINAK: O çok mükemmeldi denilen Annan planında “Barınak” kelimesi vardı ama tarifi yoktu. Mesela havuzlu villalardan oluşan cennet gibi yerleşim yerleri de olurdu, ahır da mandıra da! Çadırlardan ibaret bir mülteci kampı olacağı gibi!

       Kısaca kabul görmediği için Hâlâ maraz edenleri teselli edeyim, Annan planına bakıp bakıp ah vahlarla sümük çekerken hayıflanmayın! Türk halkı felaketin eşiğinden döndüydü! Kaldı ki bir çözümün kabulünde devreye sokulsaydı ömrü ağustos böceğinki gibi bir mevsimlik olmaktan öte gitmeyecekti.

       BUGÜNE DÖNELİM: Geçen gün Anastasiadis de söyledi. “Adil ve yaşanabilir bir çözüm..” Geçmişte o “yaşanabilir çözüme” Papadopulos “fonksiyonel çözüm” derdi!

       Ne var ki bugün de Rum tarafı için geçerli olan fonksiyonel çözüm, bizim için çok daha radikal olmalıdır. Çünkü çözüm macera değildir. “Deneriz olmazsa yolumuza devam ederiz” siyaseti de değildir.

       Bu nedenle “iki ayrı bölge gerçeğini korumazsanız gün gelir şimdilerde “mandıra” dediğiniz Kuzey’de gerçekten mandıra toplumu olursunuz!


       GÖZLERİMİZ GENE ANKARA’YA ÇEVRİLDİ!

       İnsanlar döviz vurgunundan söz ediyorlar, battık batacağız diyorlar,  yok mu bir tedbiriniz sorusunda cevap bekliyorlar; hükümet nanik yaparak, zam üstüne zam oturtuyor ki döviz vurgunu katmerlenirken insanların canı çıksın!

       Çünkü hükümet de “hükmeden” değil, hükmedenlerin ümüğünü sıktığı bir muhtac’ı didedir! Ki artık günlük yaşam sürecinin içine oturmuş sorunların altında hükümetten değil, Allah’tan bir, Ankara’dan iki bizi kurtaracak çarelerini gözlüyoruz.

       OYSA: Mantık şunu söylüyor. Biz TL’nin sahibi değiliz! Değerini saptamak da bizim irademiz içinde değildir! Emisyon yapamayız! Değerini korumasına yetecek dövizimiz de yoktur, bunun için 3. Ülkelere büyük oranda ihracat yapmamız gerek! Oysa biz bir “ithalat ülkesiyiz!”

       Kısaca yukarı tükürsek bıyık aşağı tükürsek sakal!  Öyle de olunca döviz vurgununun ateşini söndürecek tedbirler alınmalıdır. Oysa Hükümet  bu yangının üzerine artık her güne binmiş rutinliğiyle zam üzerine   zam basarak gidiyor.

       Öte yandan özel sektör de döviz karşısında kendini korumak ve batmamak ve kâr marjını korumak için bilumum emtiyaya zam yaptı mıydı, olanlar sabit ücretliye oluyor!  Yani asgari ücretliye, işçiye,  sigortalılara, alt kademelerdeki memura, Tek sosyal Güvenlik Sistemiyle istihdam edilenlere…

       BEKLENEN: Hükümetin döviz vurgununu dayanılmaz yapan dolaylı vergilerden zamlardan kaçınmasıdır beklenen! Oysa o da ne? Almış eline bayrağı halkın önünde koşturuyor, her adımının arkasında bir yeni zam vurgunu bırakıyor!

       Bu kez gözlerimizi yeniden Ankara’ya çeviriyoruz: Öldürmeyecek kadar değil! Yaşatırken var edecek kadar para akışı! Sizce de öyle değil mi Sn. Kanbay?


KISACA TAKILDIĞIM: (DAM BAŞINDA SAKSAĞAN!)

       Çetelesini tutmadık! Dolayısıyle bugüne kadar Mağusa ile Lefkoşa arasındaki su borularının, internet telefon kablolarının, kısaca fiber optik denilen bağlantıların kaç kez herhangi bir dozer  veya her hangi bir traktörle ve benzeri kazılarda kopartıldıklarının, dağıtıldıklarının, parçalandıklarının sayısını bilemeyiz. Tutun ki yüz defa beş yüz defa!

       YAHU: Geçen gün yine bir dozer yol kenarını kazarken internet kablolarını kopardı! Mağusa’da bütün bankalar, bankamatikler, bilgisayarlar felç oldu!

       Bu nasıl bir devlettir? Karpaz’daki eşeğine sahip çıkamaz! Fiber optik kaplolarını koruyamaz! Trafik sorunlarına çare bulamaz!  Çevre   kirliliğini önleyemez! Bir yılda KKTC’ye Güney’den 3 bin 500 kilo kaçak et sokulur önleyemez! Yol yapamaz! Yolların aydınlatmasını beceremez! Okullara kadar inmiş uyuşturucu belasına köklü çözüm getiremez!

       Biz de usanmadan ve utanmadan “hükümetin döviz vurgununa çare bulmasından söz ediyoruz!” Dam başında saksağan vur beline kazmayı!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar