Kuraklık mı dediniz? O bize uğramaz - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Kuraklık mı dediniz? O bize uğramaz

Kuraklığı kafama takmış durumdayım ya, ne bulursam okuyorum.

Ama sanırım ilgilenmesi için o koltuklarda oturanların hiç gailesi yok.
Çevre Bakanı, daha tatlı bir iş olan taşocaklarının peşinde Marsilyalarda gezer, Su Dairesi Müdürü, “Yeni kuyu kazıyoruz” der. Belediyeler, kendi görevleri değilmiş gibi, en ufak bir tasarruf tedbiri almaz.
Türkiye’de hava durumu gibi su durumu açıklanır oldu da bizim buralarda ne kadar suyumuz kaldı, acaba bilen var mı?
Filistinlilere yaptıkları için lanetlediğimiz o İsrail; ama denizi arıtarak çölü cennete çeviren, tarım ülkesi Türkiye’ye bile tohum satan İsrail’de bir şişe su bizim parayla 4 liraymış. Balkonların yıkanması dahi yasakmış, sadece silinirmiş…
İklimimiz aşağı yukarı aynı, zenginlik dersen, refahta dünyayı geride bırakan bir ülke ama yüzme havuzlu ev bulmak neredeyse imkansızmış, ağır vergisi varmış.
Araba yıkamak da yasakmış. Arabaları da silerlermiş.
Benim gibi bir kuraklık delisi, çevre aktivisti Önder Cırık bakın ne diyor: “Bir keresinde Yusufeli-Barhal’da 50-60 kişilik bir İsrailli turist grubunun dereye girip şabat ayini yaptığına tanık olmuştum. Adamlar hüngür hüngür ağlayıp yüzlerine derenin suyunu çarpıyorlardı.”
Anlaşılan, dini ayinlerini bile doğru düzgün yapacak su bulamıyorlar…
Ya biz? Allah’a şükür, derd üstü, murad üstüyüz.
Ne bahçe sulamasından, ne havuzdan, ne kompresörle araba yıkamaktan vazgeçeriz biz. Hatta yeni başladık, halıları da aynı yöntemle tonlarca su harcayarak yıkamaktayız.
Bizim vatandaş ağır ceza koymazsan, öyle suya, çevreye, trafiğe şuna buna kendiliğinden duyarlılık göstermez.
Kendi canına bile kıymet vermeyen insanlarız biz.
Suyun önemini kavramamız da zor…
Nasıl olsa Türkiye’den su gelecek ya…
O güne kadar yeni kuyular açar, yeraltı kaynaklarını toptan tüketiriz. Ne olmuş… Mantığa bakın siz. Ha bu konuda çevrecilerden ses çıkmamasını da hayretle izlemekteyim. O ayrı mesele…
Türkiye’den gelecek su da tükenmez değil… Üstelik astarı yüzünden pahalı olacak. Gözümüz gibi bakmak durumundayız. Şimdiden bir program yapılsa ya. Bir tek yetkili de çıkıp, doğru dürüst bir açıklama yapmaz.
Anladık, yerel seçimler var diye, vatandaşın canını sıkmayalım dediler. Eh, o da bitti… Yok, kimsenin umuru değil.
Güney Kıbrıs, denizden su arıtan tesislerine yenilerini ekliyor. Anastasiadis geçen gün bir açılış daha yaptı. Bizse, AB’nin hibe edeceği bir bir projeye, içinde Rum ortak var diye ret vermişiz, bunu da yeni öğrendik. 30 milyon Euro’luk proje ile yılda 20 milyon ton su üretilecekmiş.
Yatmış…
Ben kafayı yemeye devam edeceğim, ama şundan da adım gibi eminim ki, çok yakında hep birlikte dizlerimizi döveceğiz.


YERİN KULAĞI VAR

BAKIRCI ALENEN KABUL EDİYOR: Yer yerinden oynadı, kıyametler koptu, nihayet, kıyak seyahatin bitiminden 12 gün sonra bakan Bakırcı lütfen konuştu. Dün kıbrıstime haber sitesinde okuduk. Gayet pişkin bir şekilde “Eşimin masraflarını ben ödedim. Ama bakanlık görevlileri olarak şirket tarafından davet edildiğimiz için tüm masraflarımız şirket tarafından karşılandı” diyor. Sonra da kendini aklamaya çalışıyor, kimseye söz vermemiş, o şirketin daha süresi varmış filan. Ne belli? Bu gibi meselelerin belgesi olmaz, bunu hepimiz biliyoruz. Şirket lehine uygulama yaptı veya yapmadı önemli değil, önemli olan bir bakanın konusuyla ilgili bir şirketin ödediği seyahati kabul etmesidir ki, bu ona olan güveni sıfırlamıştır. Artık bir dakika bile o koltukta oturması doğru değildir. Son sözüm yine Başbakan’a, içinize sindi mi bu açıklamalar? Aldınız, kabul mü ettiniz? Halka bunun hesabını verecek olan sizsiniz.

SOYER, YORGANCIOĞLU’NDAN FARKLI DÜŞÜNÜYOR:
Başbakan Anayasa ve bazı diğer yasaları çözüme bağlarken, Ferdi Sabit Soyer, sosyal medyada yayınladığı yazısında, “Anayasa Değişikliklerinin Referandumdan geçmemesine demokratik güçlerin canı sıkılabilir. Ama bunu, ‘halk öfkelendi ve kendi kendini cezalandırdı’ diye tanımlamak mümkün değildir. Bu kendini halkın dışında ve üstünde görmek anlayışıdır… Kendi kusurunu ve yanlışını görmek istememek kusurudur” diyerek, farklı bir görüş ortaya koyuyor. Hatta “Bu değişimden vazgeçilirse, statükonun her taşı değişmezliğini inkar eder” diye de noktayı koyuyor…

CTP YENİ TARTIŞMALARIN EŞİĞİNDE: CTP’de, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda yeni bir kavga kopacak gibi. Başkan Yorgancıoğlu önce istenen nitelikleri belirleyeceklerini, buna göre isimleri saptayıp, parti tabanında örgütlere danışılarak adayın belirleneceğini söylüyor. Belediye başkan adaylığı için bu söylediği iyi bir yöntem olabilir, ancak Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi öncesinde parti tabanında tartışmalar yaratacak böyle bir yöntem belirlenmesi pek akıl karı değil gibi.

KAYNAK VAR DA…:
Belediyeleri zor durumdan kurtaracak kaynak aranıyor ya, aslında kaynak orada duruyor da kimse el uzatmıyor. Ne mi? Sadece yasaları ve kuralları uygulamak. En başta kaldırımlarda park eden araçları çektirmek. Sadece ceza kesmek değil, aynı zamanda çekici ile götürmek. Çekiciyi de Belediye işletti mi, alın size gelir. İşte Girne; görme engelliler için oluklar yapıldı kaldırımlara. Ama kullanmak ne mümkün, işgal altında. Lefkoşa’nın Dereboyu. Günün her saati tıkanma yaşanmakta. Çoğu kez sebep, sarı şeritte park edilmiş araçlar. Vatandaş umursamıyorsa, umursatacaksınız. Bence ne yapıp edip, o aşırı istihdamları zabıtaya, denetime yönlendirmeliler. Çare bu.

CAS ÇALIŞANLARI NE OLDU:
Unutkan millet olduk vesselam. Bayram öncesi gündemin birinci sırasında yer alan 169 CAS çalışanı ve ortak arayışları, bayramla birlikte tatile girdi anlaşılan. Başbakan bayram öncesi çalışanlardan sorunu çözebilmek için süre istemişti. Hatırlatalım dedik, o süre daha dolmadı mı..?

SÖZ VERMEK KOLAY:
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, kadro olmadığı gerekçesiyle atamaları yapılamayan 175 hemşire konusunda yine söz vermiş… Kamu-Sen Başkanı Özkardaş, Yorgancıoğlu’nun en geç 11 Ağustos Pazartesi gün Sağlık Bakanı, Maliye Bakanı, sendikacıların katılımıyla, bir toplantıda konuyu ele alma sözü verdiğini söyledi. İnşallah bu sözü de diğerlerine benzemez…

ZİRVEDEKİLER
Göksel Saydam: Gelir ve Vergi Dairesi eski Müdürü Saydam, bir ay önce yürürlüğe giren Gelir Vergisi Yasası’yla ilgili olarak hükümeti eleştirerek, “Ben bunu bugünkü iktidardan beklemezdim. Bu iktidar zayıfı, güçsüzü koruyamadı. Bu sinekten yağ çıkarmaya benzer. Olmaz, olamaz… Benim hukukçularım temel kuralları bilmezse vay halimize. Meclis’teki, bakanlıklardaki Superman’ler hani neredeler? Bu kadar basit hataları yapanlar benim ülkemi yönetemezler” dedi. Zaten öyle bir iddiaları yok ki…

DİPTEKİLER
Ersin Tatar: Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ülkemizde de oy hakkı olanlar oylarını kullandılar. UBP Milletvekili ve eski Maliye Bakanı Ersin Tatar da oy kullananlar arasındaydı. Ancak, bu görevini bile reklama dönüştürmeyi başardı. Oy kullanırken çektirdiği fotoğrafları servis ederek, birilerine mesaj vermek istedi anlaşılan. Devletin en üst kademesinde görev yapan birisi olarak kendisine yakıştıramadık…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar