KTHY’nin katli, bu ülkeye yapılmış en büyük ihanettir... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

KTHY’nin katli, bu ülkeye yapılmış en büyük ihanettir…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Ne büyük ihanetmiş…

Ne büyük beceriksizlik, ne umursamazlık, ne vizyonsuzluk ve ne çıkarcılık…


Kim yaptı, nasıl oldu hala tam olarak öğrenebilmiş değiliz. Defalarca kurulan araştırma komiteleri bile havada kaldı.

UBP, CTP dönemini suçladı, hani THY hisselerinin satın alınmaya kalkışılmasını… CTP ise tabuta son çiviyi çakan UBP’yi…

KTHY batalı 9 sene oldu…

Uluslararası tanınmışlığı yoktu ama, İngiltere gibi yerde slotları vardı.

Vahşi rekabet ortamında fiyatları dengelerdi.

Gururumuzdu yahu, bizimdi, güvenirdik, ötesi var mı?

O günden bugüne yok ortaklıklar kuruldu, yok yeni KTHY kuruluyor diye çok martavallar dinledik. Ama unuttuk ki, bizde siyaset çözüm bulmaz, bulamaz. Aynı beceriksizlik sonrasında da devam etti. Olmayan paralar, ona buna aktarıldı.

İşte sonuç, Türkiye’den gelen turizm talebi yüzde 10 düşmüş…

Sebep oteller değil. Onlar hala Türkiye’dekilerden ucuzmuş. Sebep uçak fiyatları. Sırasında gidiş-dönüş 2000 liraya varan İstanbul biletleri. Adam dörtte birine Antalya’ya uçarken, Kıbrıs’a niye gelsin? Hem de bu krizde…

Kendi ayağımıza kurşun sıktık.

Tasarruf yapmamak için direnenler, fedakarlık yapmamakta direnenler ve işi siyasi çıkarlara alet edenler hep birlikte sıktılar bu kurşunu.

Akıl galip gelemedi, memleket aşkı galip gelemedi…

Bu saatten sonra sadece utanmalarını bekleyebiliriz. Kendiliklerinden…

Tabii eğer vicdanları varsa…

Çünkü biz bu büyük ihanete rağmen onları yargılayamadık.

Ne hukuk önünde, ne de siyaseten cezalandırmadık.

Onlar hala her yerdeler. Umurları bile değil.

Dertlenip, dertlenip, en sonunda da “layığımızdır, biz buyuz” diyoruz, o kadar…

MANTAR GİBİ BİTEN NAYLON HABER SİTELERİ…

Bilişim Yasası falan diye bağırdık durduk.

Sosyal medyada kişilere yapılan hakaretlerin, uydurma haberlerin, iftiraların cezalandırılmamasını bu Yasa’ya bağladık.

Oysa bunların hepsi, ister sanal ortamda olsun, ister yazılı basında Ceza Yasası’na tabiydi. Hatırlarım, internetin daha yeni yeni kullanılmaya başladığı yıllarda bir şikayetimiz üzerine polis soruşturma başlatmış, dava ileri götürülmüştü.

Asıl sorun bu değil. Asıl sorun, toplumu yanıltmaya yönelik “sözde” basın kuruluşu adı altındaki siteler…

Şimdi elinize aldığınız gazetenin kimin olduğunu bilirsiniz. Okuduğunuz köşe yazarının da adı, sanı, fotoğrafı vardır. Her şey açık ve nettir. Yazılanların altında imzası olan birileri vardır. Onlara güvenip güvenmemek size kalmış.

Ama mantar gibi biten “gri” siteler var ki, bunların kaynağı belli değil. Ne künyesi var, ne muhabirin adı, ne köşe yazarının adı…

Algı yönetimi yapıyorlar, birilerini kötüleyip, korkusuzca iftira atabiliyorlar, halkı galeyana getirecek sansasyonel haberler yayınlıyorlar, ama kimdir, nedir bilmiyorsunuz…

Sosyal medya haberciliğinin kolaylığı hepimizi etkiliyor. Bir siteye abone oluyoruz, ne gönderirse alıp kabul ediyoruz. Özellikle sansasyoncular cazip geliyor.

Ama bunun doğruluğunu sorgulamıyoruz. Biz sorgulamadıkça da bu gibi mantar siteler çoğalıyor ve yalan yanlış haberleri pompalamaya devam ediyorlar.

Son günlerde bu sitelerin sayısında dikkat çekici bir artış var. Her gün yeni bir tanesi “en taze haberler bizde” diyerek ortaya çıkıyor…

Bırakın insanların bu yayınlardan zarar görmesini, aldatılmasını; KKTC’nin basınla ilgili tüm kuralları çiğnenmiş, basın çalışanlarının saygınlığı ayaklar altına alınmış oluyor.

Ne vergi veriyor, ne hesap, ama çatır çatır da para kazanıyor, reklam alıyor.

Kısacası meslek tecavüze uğruyor, devlet seyrediyor.

Meslek kuruluşları, yetkilileri defalarca uyarmasına rağmen de kimse bir çare bulmuyor.

Bir ülkenin basını da güvenilmez hale gelirse, nasıl sağlıklı bir toplum beklersiniz ki?

İşte Bilişim Yasası bunun için şart. Ve gidişata bakarsak, gerçekten de acil…

YERİN KULAĞI VAR

NE OLDUĞUNU HALA BİLMİYORUZ:

O malum füze düşeli 4 gün oldu. Hala ne olduğunu bilmiyoruz. Şimdi de bir Rum askeri uzman Scud füzesi olduğu iddiasını ortaya attı. Hani Saddam’ın nükleer ya da zehirli gaz başlığı takarak kullandıklarından. Hala tanımlanamadı mı? Bölgede düşürülen yolcu uçaklarının akıbeti gibi karanlıkta mı kalacak? Bu belirsizlik hem psikolojik olarak hem de siyaset açısından daha kötü sonuçlara sebep olmaz mı?

EYLEMLERE HAZIR OLUN:  

Hükümet, bu ay sonu çalışana verilecek olan hayat pahalılığı ödeneğinin yüzde 2’sini kesmekte ne kadar kararlı ise, sendikalar da, kestirmeme konusunda o kadar kararlı. Ortada geçen yıldan kesilen yüzde 6 HP var zaten, Maliye Bakanı’nın yanlışlık gerekçesi bu yüzden itibar görmedi. Tepkiler çığ gibi büyüyor. Yakında ek mesailer, emekli kesintileri falan derken, HP kesintisi için de eylemlere hazır olun. Hem de bu sefer tüm sendikalar birlikte…

ENFLASYON RAKAMLARI VE GÖREVDEN ALMA:

DPÖ enflasyon rakamlarını açıkladı. Haziran ayında hayat yüzde 1,27 pahalılaşmış. Son 6 ayda ise 7,57 olmuş. Yasa gücünde kararname ile yüzde 2’si kesildiğinde, geriye 5,5 gibi bir şey kalıyor. Türkiye de yüzde 5-6 artış vereceğini açıkladı. Oysa orada enflasyon oranı bizimkinin yarısından az. Bir de DPÖ Müsteşarı’nın, enflasyon rakamlarının açıklandığı gün görevden alınması bayağı manidar oldu…

 PRODROMU’DAN AKEL’E TEPKİ:
Rum sözcü Prodromu, AKEL’i Kıbrıs Rum tarafını suçlamak ve Türkiye’nin, “özlü müzakereleri caydıran taktiğini” göz ardı  etmekle suçladı.  AKEL’in bu  çabalarının, müzakerelerin yeniden başlamasına ve Kıbrıs sorununun çözümüne ne gibi bir faydası olacağı sorusunu sorarak AKEL’in, “Türk uzlaşmazlığının” üzerini örttüğü iddiasında bulundu. Güney’de gelenek bu; birini suçlayacaksan, “Türk tarafı işbirlikçisi” göstereceksin.

ATI ALAN…:

Mağusaİskele-Yeniboğaziçi Emirnamesi ve imar planı için ilk emirnamede çizilen imar sınırının dışına çıkılmamasını isteyen 21 örgüt, “Belli çıkar çevrelerinin taleplerini ön planda tutan bir plan çalışmasını” kabul etmeyeceklerini açıkladı. Onlar da çok iyi biliyorlar aslında atı alanın çoktan Üsküdar’ı geçtiğini. Bölge şantiye alanına dönmüş bile. Emirname değişikliklerinin mucidi İçişleri Bakanı’ndan ses yok.

BÖYLE FÜZE DOSTLAR BAŞINA:

Düşünebiliyor musunuz, başımıza düşen füze, yıllardır milyonlar harcayıp da bir türlü başaramadığımız tanıtımımızı bedavadan yapmamıza neden oldu. Bütün gazetler ve televizyonlar KKTC’ye düşen füzenin haberini yaptı, KKTC’nin ne olduğunu izah etmeye çalıştı. Varlığımızdan habersiz dünya bu vesile ile ne olduğumuzu öğrendi. Şansımız yaver gitti de can kaybı olmadı, yoksa işin bu taraflarına bakacak halimiz kalmayacaktı.

ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: “Ne olursak olalım, her birimiz birer insanız ve birer faniyiz. Bu makamlar hiç birimiz için kalıcı değil, hepsi gelip geçici. Ama bir noktada buluşuyoruz; Kıbrıs Türk halkının özgür bir toplum olarak, başı dik, kimsenin tahakkümü altına girmeden yaşayacağı, özgür, barış içinde, huzur içinde bir varlık olarak idamesini istiyoruz, bu halkın mutluluğunu istiyoruz”…

 DİPTEKİLER

Alıştık Artık: “Trafik canavarı bir can daha aldı… İç çamaşırından uyuşturucu çıktı… Yine kadına şiddet… Kaçak yakalandı… Kan donduran tehdit… Başına kürekle vurdu”… Her gün gazetelerde yer alan benzer suç haberlerine alıştık artık. Eskiden hayretle okuduğumuz bu haberler artık günlük hayatımızın bir parçası oldu ve kanıksadık ne yazık ki…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar