Bu yazı koleji kazanamayan çocuklarımız içindir, özür dilemek için yazılmıştır; sizlerden özür dilerim. Bu kabus gibi, ne olduğu belli olmayan ‘yarışta’, sizlerin küçücük kalplerinde ve ruhlarında açtıkları yaralar nedeniyle, bütün sorumlular adına sizlerden özür dilerim.
Sizlerin şu anda yaşadığı korkunç duygular, sorumluların hiç umurunda değil. Üstelik sizlerin anne ve babalarının ödedikleri vergiler ile yaratılan ‘ayrıcalıklı okul dedikleri kojelere’, sizlerin ‘ezberleme yetenekleri’ güçlü olmadığı için, size ‘koleje giremezisn dur’ başka kapıya dediler. Ve bundan da hiç gocunmadılar.
Halbuki biliminsanları sizlerin yaşlarında olan çocukların, arkadaşları ile sınavlar da dahil hiçbir yöntemle ‘yarıştırılmaması’ gerektiğini söylüyorlar. Söz konusu biliminsanlarından bir tanesi Sigmund Freud bir diğeri de onun öğrencisi olan Erik Erikson’dur. Yıllarca çeşitli yaşlarda yüzlerce çocukla yapmış oldukları araştırmaların sonucunda bunu söylediler. Ancak KKTC’deki yöneticilier ‘tek bir çocukla’ hiçbir araştırma yapmadan, bu yaşta sizlerin yarıştırılabileceğine kanaat getirip, ezbere dayalı ‘çoktan seç’ tekniği ile sizleri yarıştırdılar.
Biliminsanları olmaz diyor onlarsa ‘olur olur bal gibi olur’ deyip, sizleri vahşi bir yarışın içerisine soktular.
Sizlerin içerisinde oluşan ‘travmaları’ bilmiyorlar. Üniversiteye gittiğinizde psikoloji ile ilgilli bilim alanlarında okuyacak olanlar Freud’un ve Erikson’un ne demek istediğini anlayacak. Freud diyor ki bu yaşlardaki çocuklar ‘önceki yaşlarda anne – baba ile kurulan özdeşimi, öğretmenler ve yetişkinlerle de kuracak’. Eğer bu dönemde başarılı bir biçimde çıkarsanız da öğrenme ve sosyal beceriler edinmede çabalarınız kolaylaşacaktır. Bu tür başarı deneyimleriniz de ‘özerklik’ duygusunu keşiliğinize eklemenize neden olacak. Başarı olumlu bir kişilik geliştirmenize neden olacak, ‘OLASI BAŞARSIZLIK’ İSE AŞAĞILIK DUYGUSU’ yaşamaya neden olacaktır.
Sizlere yaşatılan ‘koleje girememe nedeniyle BAŞARISIZLIKtır’. Gerçekten sizlerden özür dilerim.
Freud’un öğrencisi Erikson da benzerlerini söylüyor. Yüzlerce çocukla yaptığı araştırmaların sonucunda o da diyor ki ‘bu yaşlarda çocuklar çatışma yaşarlar; BAŞARILI OLMAYA KARŞI YETERSİZLİK’’. Bunun anlamı ise şu; ‘bu yaşlarda çocukların yetenekleri ölçüsünde başarılı olabileceği öğrenme durumları düzenlenip, sizlerin başarılı desteklenmelidir’. Diğer arkadaşlarınız ile asla ve asla kıyaslanmamalısınız. Sadece sizlerin tek tek geçmişteki başarılarınız ve şimdi ulaştığınız başarıyı karşılaştırmakmış işin doğrusu. Ve Erikson’a göre eğer bu yaşta BAŞARILI OLAMAZSANIZ sizi bekleyen ‘YETERSİZLİK DUYGUSUDUR’ ve BUNU KİŞİLİĞİNE KAZIYACAKSINIZ. Gelecekteki yaşantılarınız da bundan etkilenecek.
Sizlerin ‘BAŞARISIZLIK YAŞAMANIZA’ neden olan ve kişiliklerinize ‘YETERSİzLİK’ DUYGUSUNUN’ kazınmasına neden olan bütün yöneticiler adına sizlerden ÖZÜR DİLERİM. Yöneticilerin hiç umurunda olmadığı için bir abiniz olarak sizlerden özür dilerim.
Ancak hiç yılmayınız; çünkü kolej zengin çocuklarınındır. Parası olan hem dershaneye hem özel ders giderek kolejli olabilir. Ender olarak bazı başarı hikayeleri de vardır onları da tebrik ederim; ancak biliniz ki kolej alt sosyal tabaka ailelerinin çocukları için kurgulanmamıştır. Sizlere dur demek için yaratılmıştır.
Yılmayınız, kolejli omadan da gerçek yaşamda başarılı olan binlerce örnek var. Sizler kendi yeteneklerinizi keşfediniz. Öğrenmedeki bireysel farklılıklarınızı keşfediniz. Bundan sonraki öğrenim yaşanıtınızda kendi bireysel farklılıklarınızı ve ilgilerinizi kullanarak, kendinize bir yol çiziniz. Sizlere ‘aşağılık duygusu’ ve ‘yetersizlik’ yaşatan, bütün yöneticilere inat kendi bireysel farklılıklarınıza güvenerek çalışmaya devam ediniz.
Keşke bu yarışa aileleriniz sizleri hiç sokmasaydı. Keşke sizlerin bireysel ilgi ve isteklerinizi, buna ek öğrenmedeki bireysel farklılıklarınızı keşfedip, sizlerin bireysel farklılıklarınıza uygun, bir gelecek planı çizselerdi. Ama problem değil ‘kolejli’ olamayıp da binlerce başarılı yaşam öyküsü olduğunu bilered, çalışmaya devam ediniz.
SON SÖZ: Umarım sizler, gelecekte buraların yöneticisi olarak kadroları doldurduğunuzda, sizlere yaşatılan bu olumsuz duyguları başka çocukların yaşamaması için sistemsiz KKTC eğitimini sistemli hale dönüştürürsünüz. Çünkü görünen odur ki, şimdiki siyaset de sizlere bunları yaşatmayı reva görm
