Kökten temizlik... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Kökten temizlik…

Hastane mikrobunu bilirsiniz…
Dünyanın yeni kabusu olduğu söyleniyor…
Ölümcül…
Hastalarla hastaneye giriyor.
Yayılıyor…
Antibiyotiklere direniyor…
Yok edilmesi zor…
Hatta öyle örnekleri vardır ki, hastanenin tümüyle dezenfekte edilmesi de sonuç vermiyor.
Kullanılan tüm malzemelerin yakılması gerekiyor.
Daha çok az gelişmiş ülkelerde görülüyor.
Hayrola, diyeceksiniz…
Panik yapmayın, bizde böyle bir sorun yok.
Yalnız siyaset sistemimizi bu hastane mikrobuna benzetiyorum.
Ülkenin her bir hücresine işlemiş bir siyaset mikrobu var.
İşe girmek için, terfi etmek için, iş kurmak için, vergi için, destek için, sübvansiyon için, kredi için, ihale için aklınıza gelen her iş için siyaset oyununu kuralına göre oynamanız gerekiyor.
Öyle bir oyun ki, ne adalet dinliyor, ne yasa.
Siyasi güç, bunların hepsinin üstünde.
Yasama, yürütme, yargı…
Geçin bunları…
Siyasetçinin elindeki güç hepsinin üstünde.
Yeter ki istesin, olmayanı olduruyor.
Olması gerekeni engelleyebiliyor.
İktidarlar o gücü tepe tepe kullanıyor.
Muhalefetteyken şikayet etseler de, iktidara geldiklerinde, hiç düşünmeden bu sistemin kaymağını yemeye başlıyorlar…
Yılların siyasetçilerinin ülkenin geldiği durum ortada iken, hala daha umut dağıttıklarını gördükçe canım sıkılıyor…
Bu da bu çürümüşlüğün bir parçası.
Verdikleri umudun gerçekle hiç bir alakası yok…
Aynı insanlardan yıllar yılı bu sözleri dinleyerek bugünlere gelmedik mi?
Ama hala karşılarına geçip, alkışlıyoruz.
Çünkü sistem bu…
Onlar büyük büyük laflar edecek, siz onların hiç birinin olmayacağını bileceksiniz ama umurunuz olmayacak.
Çünkü aklınızda kendi meseleleriniz var. Ayrıcalığınız olsun, işiniz hallolsun diye düşünüyor, başka da bir şeye kafanızı takmıyorsunuz.
“Yarınlar güzel olacak” sözlerini aynı ağızlardan bir kez daha duyduğumda bunları düşündüm.
Ve dedim ki; aynı zihniyetlerin sahnede olduğu bir ülkede sistemin düzelmesini beklemek hayal.
Bu düzen devam ettiği sürece o güzel günlerin gelmesine olanak yok.
Bataklıkta gül bahçesi olur mu..?
Düzen bozuksa, kaynağı içeridedir. Dış odakları işaret etmek de, düzenin devamını sağlamaktan başka ise yaramaz.
Hele o düzenin yaratıcılarının “Bu düzen değişmeli” sözleri, trajikomik…  
Gerçek anlamda bir demokratik hukuk devleti için, partizanlık, adam kayırmacılık temelindeki bu sistemi yıkmak için, tüm unsurlarından kurtulmak gerekiyor.
Bunun ilk adımı da, geçmişten bugüne, bu sistemden bir şekilde nemalanmış olanları siyaset dışı bırakmak…
Aynen hastane mikrobundan kurtulmak gibi…

YERİN KULAĞI VAR
DERENİN SUYU NEREDEN:
Seçime iktidarda iken girmenin avantajının yüzde 5 olduğunu söylerler. Bence daha fazladır. Madem ki bizde siyaset arz-talep üstüne kurulmuş, arz edenle, talep edeni buluşturmanın en güzel yolu da davetler.  Seçim yasakları başlamadı diye kimsenin sesi çıkmıyor ama, bu işler de çığırından çıkmış durumda. Kendilerinin buna bir son vereceği yok. Hele de örtülü ödeneği olanların. O nedenle hep birlikte bir kamuoyu oluşturulup, harcamaların takip edilmesi, adayların şeffaf olmaya davet edilmesi sağlanabilir. Burada da görev basına ve sivil toplum örgütlerine düşüyor. Tabii angaje olmayanlara…


KKTC’DEN GİTMİŞ:
Geçtiğimiz gün, National Geographic kanalında THY belgeselinin 1. bölümünü izledik.  Atatürk Havalimanında bir görevli şüphelendiği birini durduruyor. Üstünden bir İtalyan kimlik kartı çıkıyor, ama adam İtalyanca bilmiyor. Kimlik sahte çıkıyor, sıkıştırılınca bir Suriye pasaportu çıkarıyor. “Nereden geldin bu İtalyan kimliğiyle” diye soruyorlar, “KKTC’den” diyor… O kimlikle buradan nasıl çıkmış, sahte kimliği buradan mı almış bilmiyoruz. Ama kolayca geçmiş gitmiş…

MECLİS’TEN GEÇSEYDİ:
Hükümetin 2015 yılı için kaldırma kararı aldığı hayat pahalılığı kararına birçok sendikadan tepki geldi. Dikkat ettiyseniz, hepsi de, bu kararın Meclis’ten değil de “Kanun Gücünde Kararname” ile geçirilmesine tepkileri vardı. Yani hükümet bunu kanun hükmünde kararname ile değil de Meclis’ten geçirmiş olsaydı, şikayet etmeyecekler miydi acaba..?

EN İYİ SİZ BİLİRSİNİZ: Hazine Çalışanları Sendikası’nın, hükümetin 2015 yılında kaldırılacağını açıkladığı hayat pahalılığı ödeneğiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Yasa Gücünde Kararname ile ortadan kaldırmasını kabul etmemiz mümkün değildir” denildi. Halbuki hazine çalışanları olarak kasanın durumunu en iyi onların bilmesi gerekir. İtiraz ettiklerine göre bir bildikleri var herhalde…

FORMÜL ÜRETİLMELİ:
2015 yılında hayata geçecek olan ‘Ürün Güvenliği Yasası” sıkıntıları da beraberinde getirecek. Yeni yasa ile taklit ürünlerin satışının engelenecek olması, özellikle de Arasta esnafının sonunu hazırlayacak gibi görünüyor. Orijinallerine göre çok daha ucuza satılan taklit ürünlerin alıcıları arasında yerliler kadar, yabancılar da var. Hele de tanınmamış bir ülkenin, orjinal markaları ülkeye getirmekte yaşadığı sıkıntı da işin cabası. Taklidi savunmak gibi bir düşüncemiz yok ama, yeni yasa ile birlikte Arasta için de yeni bir formül üretilmeli bence…  

TERCİH İSTANBUL: 
Kıbrıs Türkü yeni yıl için İstanbul’u tercih etti.  5 günde, Ercan’dan diğer ülkelere 131 uçak, dış ülkelerden Ercan’a ise 132 uçak olmak üzere toplam olarak 263 sefer yapılacak. 104 seferle İstanbul, 40 uçuşla Adana ise en yoğun uçuşların yaşanacağı destinasyonlar olacak…

ZİRVEDEKİLER:
Salih Çoşar: “2015 bütçesinde, Türkiye’nin yaklaşık 1 milyar TL’lik yardımı karşısında, 386 milyon TL’lik bir açık öngörülmekte. 1993 yılına kadar alınan bütün borçlar silindi… 1993 yılı itibarı az miktarda yerel borcu olan KKTC’nin, Türkiye’den aldığı yardımlar ise sürekli arttı. Ama nedense sürekli bir bütçe açığı sorunu var. Bunun nedeni, müşavir, müdür gibi ihtiyaçtan çok daha fazla sayıda olup da, maaş çeken sistemdir…”.

DİPTEKİLER
KKTC’nin İmajı: Uyuşturucuyla mücadele için kurulan Komisyon’un ele alacağı konulardan biri de, caydırıcılık olmalı. Anlaşılan “baronlar” buraları köpeksiz köy bellemişler, üretime de başlamışlar. Hemen her gün polis bir kaç kişiyi yakalıyor. Aylar süren mahkeme sonucunda çoğu da kefaletle serbest kalıyor. İşe Ceza Yasası’ndan başlanmalı. Önce cezalar ciddi bir şekilde ağırlaştırılmalı. Yakalanan, tutuksuz yargılanmadan yararlandırılmamalı. Çünkü bağlantıları devam ediyor. Ayrıca, cezasını çeken ve KKTC uyruklu olmayanın anında sınır dışı edilmesi sağlanmalı.  Sonuçta KKTC’nin suçlular için bir cennet olduğu imajının silinmesi ilk hedef olmalı…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar