KKTC’de 28 gün kalan TC’li bir öğrenci ‘özel eğitim alanında tezli yüksek lisans diploması’ aldı ve YÖK’ten denklik istedi!*. Bazı üniversiteler problem yaratmaya devam ediyor. Denetim çok eksik, yetersizlikler had safhada!
Bu durum TC’de yurt dışındaki üniversitelerde okuyan öğrencilerin diplomalarına YÖK tarafından verilen denklik işlemlerinde ortaya çıktı. YÖK 2018 yılında yurt dışından alınan üniversite diplomlarına denklik isteyenlerin yüzde 20’sinin diplomalarına denklik vermedi, reddetti. Nedeni de eğitim gördükleri ülkedeki ‘yetersiz kalış’ süresi.
Sayın Abbas Güçlü makalesinde örnekler veriyor; Bulgaristan’da 8 gün, Kosova’da 34 gün, Bosna-Hersek’te 38 gün kalan öğrenciler, hukuk diploması almış ve YÖK’ten diplomasına denklik istemiş. Makedonya’da 8 gün kalan bir öğrenci mühendislik diplomasına denklik istemiş. KKTC’de de 28 gün kalan öğrencinin diplomasına denklik istediği, örnekler arasında.
Peki KKTC üniversiteler adasıydı ya ‘nitelik’ problemi ne durumda? Nicelik tamam ancak nitelik KKTC üniversiteleri için en önemli problem olmaya devam ediyor. Bu tür problemler KKTC üniversitelerini zan altında bırakıyor; yurt dışındaki öğrencilerin tercih etmemelerine de neden oluşturuyor.
YÖK yıllardır sürekli uyarıyor; KKTC artık üniversitelerin niceliği ile değil ‘niteliği’ ile uğraşmalı diye. Gelen giden hükümetler bu uyarıları ciddiye almadı ve halen de almıyor. YÖDAK şimdiki statüsüyle bu problemi çözemiyor. Siyasi atamalar buna engel. Kadro sayısı çok az. Denetleme yapacak uzman eksikliği kendini hissettiriyor.
En önemli problem üniversitelerin ‘denetimi’. 28 gün KKTC’de kalmış olan bir öğrenci nasıl oluyor da ‘tezsiz yüksk lisans diploması’ alabiliyor? Özel Eğitim bölümü devam zorunluluğu olan bir bölümdür. Yani hukuk fakültesi gibi devam istemeyen bir bölüm değil. Ayrıca 28 günde alınan diploma ‘tezsiz yüksek lisans’ yani dört yıllık lisans eğitimi de değil.
Buradan mezun olan, alanda ‘uzman’ olacak ve iş yaşamına katıldığında göstereceği performans da çok önemli olan bir bölüm. İnsanların geleceği ile oynama gibi bir duruma neden olabilecek bir meslek.
Tezsiz yüksek lisans eğitimi genel olarak iki yıl yani dört sömestirden oluşur. Bir sömestir 16 hafta; 80 gün eder. 80 gün 4 ile çarpılınca 320 gün yapar. Öğrenci KKTC’de toplam 320 gün kalması gerekirken 28 gün kalmış; diplomayı cebine koyup TC’ye gitmiş YÖK’ten de denklik istiyor!
KKTC yüksek öğretimi mercek altına alınmalı artık. Bu tür nitelik problemleri yaralıyor. Üniversiteler geçtiğimiz aylarda denetime tabii tutuldu. Eski üniversitelerin bazılarının karnesinin çok zayıf olduğu üniversite dünyasında dillendirilmekte. Yeni kurulan üniversitlerin bir tanesi de ‘örnek’ olarak gösterilmiş. İsimleri sonraya bıraktık; daha detaylı bilgiler ile açıklamak üzere.
Üniversite açma bize göre çok basitleştirildi. Ön değerlendirme kurulu oluşturuldu. Öndeğerlendirmede YÖDAK etkili değil; 8 üyeden yalnızca iki tanesi YÖDAK üyesi. Buradan ön değerlendirme alan, tüzüklerini hazırlayıp KKTC Meclisi’ne gider ve oradan onay alır. Peki meclisin akademik yeterliği ne düzeyde? Meclis bu tür bir onayı akademik olarak mı verir? Yoksa sayı fazlalığı temelinde ‘siyasi’ olarak mı verir? Üniversitenin kurulması ve programlar içinse izin makamı Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı. Bu izin de tartışma kaldırır.
Üniversitenin öğretime başlaması için bir izin daha gerekli, onu da YÖDAK vermekte. Üniversitede kaç öğretim üyesi var, alt yapı, kütüphane ve laboratuvar uygunluğuna göre izin veriliyor. Ancak özellikle master ve doktora öğrencilerinin şikayetleri bu noktada çok ciddi. Onlar diyor ki ‘Bölüme girdik alandan lisans, master ve doktorası olan yalnızca bir öğretim üyesinden ders aldık. Diğer öğretim görevlileri alandan değil’. Anlayacağınız hatır gönül ile üniversitelerde alandan olmayan kişilerin ders vermesi serbest! YÖDAK öğretime başlama izni veriyor. Hocalar YÖKSİS’te görülüyor; ancak derslere giren kimler? YÖDAK verdiği öğretim iznini sürekli denetleyecek bir yapıya kuvuşmaz ise bu skandallar daha çok yaşanacak.
Böyle üniversitelerde 28 günde diploma alıp gitmek tabii ki kolay. Alandan öğretim görevlileri olsa bu durum yaşanmazdı.
*http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/denklik-muammasi–2842665/
