Dünya Sağlık Örgütü, 2019 yılının ilk yedi ayında, toplam 182 ülkede 365 bin kızamık vakasının kaydedildiğini açıkladı, milyonlarca insanın tehlikede olduğu uyarısında bulundu
MİLYONLARCA İNSAN TEHDİT ALTINDA: Dünya Sağlık Örgütü’nün, dünya genelindeki kızamık vakalarında yaşanan artışla ilgili yayımladığı rakamlar ürkütücü boyutlarda. Buna göre, 2019 yılının sadece ilk yedi ayında, 365 binden fazla vaka tespit edildi, milyonlarca insan ise risk altında
TÜRKİYE DÂHİL YÜZDE 120’LİK ARTIŞ: Dünya Sağlık Örgütü’nün geçtiğimiz günlerde yayımladığı rapora göre, dünya genelindeki kızamık vakalarında, 2006 yılından bu yana görülen en yüksek rakamlar kaydedildi. Türkiye’nin de içinde bulunda Avrupa bölgesindeki artış yüzde 120’lere kadar çıktı
KKTC DE RİSK ALTINDA: Kızamık virüsünün, KKTC’ye de ulaşma olasılığına karşı, vatandaşların alabileceği önlemler konusunda Havadis’e konuşan Kolan Hastanesi Başhekimi Dr. Harun Gülmez, virüsten korunmanın başlıca yolunun aşı yaptırmak olduğunu, aşının toplum sağlığı açısından da çok önemli olduğunu söyledi
Pınar BARUT
‘Morbilli’ adı verilen bir virüsün neden olduğu, akut ve döküntülü bir enfeksiyon hastalığı olan kızamık, çocuk ölümlerinin en büyük nedenleri arasında gösteriliyor.
Hava damlacıkları yoluyla kişiden kişiye kolaylıkla bulaşabilen kızamık, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ)verilerine göre, 2006 yılından bu yana, normal kabul edilen vaka sayılarında seyreden kızamık, 2019 yılının ilk yedi ayında yeniden hortladı.
Genellikle kış sonu ve ilkbahar aylarında artan kızamık vakaları, özellikle küçük çocuklarda görülen bir hastalık olsa da, aşı yaptırmayan yetişkinlerde de görülebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü yaptığı açıklama da, 2019 yılının ilk yedi ayında toplam 182 ülke de 365 bin kızamık vakası tespit edildi. Buna göre dünyadaki milyonlarca insan risk altında.
Türkiye’yi de kapsayan Avrupa bölgesinde yüzde 120’lik bir artış gösteren kızamık vakaları, bu bölgelerden ülkemize gelen yolcuların, virüsü taşıma ihtimallerinden dolayı, KKTC için de tehdit oluşturmuş durumda.
2006 yılından bu yana en yüksek oran
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı, 2019 yılının ilk yedi ayını kapsayan dönemdeki kızamık vakalarındaki artış korkutucu boyutlara ulaştı.
Toplam da 182 ülkede yaklaşık 365 bin kızamık vakasının kaydedildiğini söyleyen Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, bu rakamın 2006’dan bu yana kaydedilen en yüksek oran olduğunu belirtti.
DSÖ’nün konuyla ilgili açıklamasında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre üç katlık artış anlamına gelen bu rakamlar için ‘endişe verici’ ifadesi kullanılırken, dünya çapında milyonlarca kişinin risk altında olduğunun da altı çizildi.
Afrika’da artış yüzde 900
Dünya Sağlık Örgütü, 2019’un ilk yarısında Afrika’da tespit edilen kızamık vakası sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 900 oranında arttığını, Batı Pasifik bölgesinde de aynı dönemde yüzde 230’luk bir artış kaydedildiğine dikkat çekti.
2018 yılı genelinde, tüm dünya da yaklaşık 350 bin kişi de kızamık tespit edilmiş ancak hastalıkların büyük oranda kayıt altına alınmaması nedeniyle gerçek rakamın bunun çok üstünde olduğunu belirtilmişti.
2017 yılı verilerine göre ise, o yıl dünya çapında 6.7 milyon insan kızamığa yakalanmış, bunlardan yaklaşık 110 bini hayatını kaybetmişti.
“Seyahate çıkmadan aşı olun”
Rusya, İsrail, Özbekistan ve Azerbaycan’la birlikte Türkiye’de de kızamık vakalarında yüzde 120’lik bir artış yaşanması, DSÖ’nün raporundaki bir diğer dikkat çeken ayrıntı.
Virüsün bulaştığı kişilerde, bazı durumlarda, beyinde kalıcı hasara ya da görme ve duyma bozukluğuna neden olabilen kızamık, özellikle çocuklar üzerinde daha etkili olurken, dünyanın en bulaşıcı hastalıklarından biri olarak kabul ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü, kızamığa karşı aşı olunması konusuna da önemle vurgu yapıyor. Özellikle virüsün yaygın olarak tespit edildiği bölgelere seyahat edecek olanların, seyahate çıkmadan en az 15 gün öncesinden aşı yaptırması gerektiği belirtiliyor.
“Beyin iltihabına neden olabilir”
Gelen yolcularla birlikte virüsün KKTC’ye ulaşma ihtimaline karşın, vatandaşların alabileceği önlemler hakkında Havadis’e konuşan Kolan Hastanesi Başhekimi Harun Gülmez, kızamık virüsünün başlıca bulaşma yolunun yakın temas ve solunum yoluyla olduğuna dikkat çekti.
Kızamık hastalığının, yüksek ateş ve döküntü ile seyreden, bulaşıcılığı yüksek bir çocukluk çağı hastalığı olduğunu ifade eden Gülmez, hastalığın küçük çocuklarda ve aşılanmamış bireylerde ağır seyredebilen, solunum yolu enfeksiyonu ve beyin iltihabı gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilen önemli bir hastalık olduğunu belirtti.
Gülmez, kızamık virüsünün, enfeksiyondan yıllar sonra bile görülebilen SSPE olarak tanımlanan, ilerleyici ve ölümcül bir beyin iltihabına da neden olabileceğini söyledi.
“Aşı karşıtlığı hastalığın yayılma sebeplerinden”
Kolan Hastanesi Başhekimi Harun Gülmez, kızamık virüsünden korunmanın başlıca yolunun aşı yaptırmak olduğunu söyleyerek, aşılama sadece çocuğu korumak için değil, toplum sağlığı açısından da çok önemli olduğunun altını çizdi.
Bir toplumun belli bir hastalıktan korunabilmesi için aşılama oranının yüzde 95 olması gerektiğine vurgu yapan Gülmez “Ancak son yıllarda artan aşı karşıtlığı nedeni ile maalesef bu hastalık tekrar önemli bir toplum sorunu olmaya başlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2019 yılının ilk üç ayındaki vaka sayısı 2018 yılının aynı dönemine göre %300 artış göstermiştir. Bu da hükümetlerin daha ciddi önlemler almasına ve birçok gelişmiş ülke de aşının zorunlu kılınıp, aşı yaptırmayan ailelere ciddi yaptırımlar uygulanmasına neden olmuştur” dedi.
“Aşı güvenilir bir korunma yöntemidir”
“Bir yaşında ve okul öncesi dönemde uygulanan toplam iki doz aşılama ile hastalıktan güvenilir ve etkin bir koruma sağlanabilir” diyen Gülmez, aşının uygulamaya girmesinden sonra hastalık sayısında belirgin ölçüde azalma görüldüğünü belirtti.
Gülmez, aşı programlarının düzenli uygulanmasında, sağlık kuruluşları ve ailelere önemli görevler düştüğünü belirterek “Programa alınan aşılar, uzun araştırma süreçlerinden geçmiş, etkinliği kanıtlanmış aşılardır. Tabii ki vücuda verilen her yabancı maddenin bir takım yan etkileri olabilir.
Ancak aşının getireceği yararlar aşılanan kişi ve toplum açısından diğer yan etkileriyle kıyaslanamayacak kadar fazladır” dedi.
