“Mali kriz siyasi krize dönüştü ve hükümet bitti…”
Bu satırın yazarının ismini zikretmeyeceğim.
Yok öyle “bunun ismini dahi anmaya değmez” türünden değil.
Bilakis ortaya görüş koyan ile tartışmak gerekir.
Malum son dönemin trendi trollük yapmadır.
Özellikle sosyal medyada yaygın olan bu trolleme işi tamamen çıkar gruplarının veya onlarla işbirliği yapan güç odaklarının denetiminde yapılıyor.
Tamamen algı yaratılarak siyasi müdahalelere siyasi zemin hazırlanıyor.
Sonra da siyasi müdahale normalmiş gibi içselleştirilerek Kıbrıs Türkünün siyasi iradesi adeta iğdiş ediliyor.
Sandıklar kuruluyor, partiler yarışıyor, seçmen sandığa gidip partilere yetki veriyor ama bu güç odakları istediklerini hükümet yapıyor, istemedikleri olursa da son örnekteki gibi kısa sürede alaşağı edebiliyor.
Bunun için de trollerden tutun her türlü işbirlikçiler tepe tepe kullanılıyor.
Ve ne acıdır teşviklerle hormonlananlar da bu tezgahın içinde yer alıyor.
Yazarın adını anmamanın nedeni konunun şahsileşmesini önlemek ve fikirlerin tartışılmasını sağlamaktır.
***
Ülkede mali kriz vardı, bu mali kriz derinleşti ve siyasi krize dönüştü. O kadar derinleşti ki hükümet ortağı partiler artık sürdüremeyeceklerini söylediler ve hükümeti bıraktılar.
Bir kere bu doğru değildir.
Kamuoyuna deklere edilen kısmıyla hükümetin bozulmasının nedeni arazi kavgasıdır.
Hükümetten ayrılan parti bile “mali kriz var, biz altından kalkamıyoruz ve hükümetten çekiliyoruz” demedi.
İkincisi bu cümle de bir algı operasyonudur.
“Ne olursa olsun AK Parti bürokratlarının dayattığı paketi imzalayalım” şeklinde bir lobi harıl harıl çalışmaktadır ve “paket imzalanmazsa mahvolacağız” diye her allahın günü halkın kulağına fısıldanmaktadır.
Peki, ne olursa olsun derhal imzalanması istenen paket Kıbrıs Türkünün hayrına mıdır?
Şeffaflığı ile ün yapıp da her türlü gelişmeyi kamuoyundan saklama becerisini gösteren istifa etmiş hükümet yaptığı görüşmeleri açıklarsa elbette bunu tartışacağız.
Nelerin hayrımıza olduğunu neleri kesinlikle kabul etmememiz gerektiğini söyleyeceğiz.
Ama ortada şöyle bir tarz vardır;
“Hamdi’yi çağırın kabloyu çeksin, Kıb-Tek’i de AKSA’ya devredin bütün sorunlarınızdan kurtulun.
“Ha bunu yaparsanız da bütçenizdeki 1 milyar 300 milyon açığı size vereceğiz…”
***
Anlaşılması ve dikkat edilmesi gereken bu tarzdır.
Bence Kıbrıs Türkünü felakete sürükleyecek olan…
