Kıbrıs Türkü kendi kaderine seyirci... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıs Türkü kendi kaderine seyirci…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Havadis’in önceki gün yayınladığı ABD-Almanya doğal gaz kavgasını okudunuz mu bilmem. Bence buralarda neler oluyor anlamak isteyen herkes okumalı…

Konu, Avrupa Birliği ve onun içindeki en büyük doğal gaz tüketicisi Almanya’nın artık ABD’nin sıvılaştırılmış doğal gazı yerine, Rusya’yı tercih ediyor olması ve ABD’nin buna tepkisi.


Rusya hem coğrafi açıdan yakın, hem makul fiyatlarla satış yapıyor, hem de Almanya’nın Rus doğal gazının çıkarılması aşamasında Gazprom’la ortaklığı var. Dahası, özellikle şu dönemdeki ABD yönetimine bakarak, AB ülkelerinin Rusya’nın güvencelerini daha istikrarlı bulduğu söyleniyor.

Bunlar ABD’yi deli ediyor doğal olarak.

Trump AB’yi de tehdit ediyor. “Almanya Rusya’nın esiri oldu… AB kendi güvenliği için ABD’den LNG almalıdır” bile dedi. Bu açık bir tehdit. Ancak ne Almanya ne de AB’nin diğer üyeleri artık bu tehditleri sallamıyor…

Geçmiş ekonomik çıkar ortaklıklarının yerini, yenileri alıyor. Rusya’yı öcü gösterip silahtan, enerjiye bütün dünyayı kendi pazarı haline getirmeye çalışan ABD giderek çuvallıyor.

Şimdi ikinci kuzey boru hattı inşa ediliyor. Bu da Rusya’dan daha çok alım demek.

Bunun dışında, Almanya’da ve diğer ülkelerde yeni terminaller yapılıyor. Onlar da ABD dışındaki ülkelerden gelecek doğal gaz için.

İşte burada devreye Doğu Akdeniz gazı giriyor.

ABD’nin büyük bir hışımla bu gazdan pay almaya çalışması, sondajların tümünü ele geçirmek için ortaklıklar yapması bölgedeki hakimiyetinin tehlikeye gireceği korkusundan.

Rusların çoktandır Akdeniz’de dolaşıyor olması da ABD için endişe kaynağı.

Baksanıza, Rumlara S-300’leri almaya karar verdiği günden beri uygulanan silah ambargosunu kaldırma işaretleri veriyor ABD. Diğer taraftan, Rumlardan da, Rus kara paralarını aklamaktan vazgeçmeleri uyarısı yapıyor. Her açıklamada “güvenlik” lafı geçiyor. ABD’nin güney Kıbrıs’ı askeri üs halinde getirme çabaları ortada.

Şimdi bu tabloya bakarak, ucuz ve sürekli enerjiye ulaşmanın, dünyada varolduğu iddia edilen her türlü değerin önüne geçtiğini görüyoruz.

“Yıkılmaz” denilen ortaklıklar yıkılıyor, ekonomik çıkarlar değişiyor.

Bölgedeki güç dengeleri alt üst olmaya başlıyor.

İnanılır gibi değil ama, AB ülkeleriyle ABD arasındaki ticaret tartışmalarının, AB’deki büyüme oranını düşürdüğü açıklanıyor…

Marifet, bu ortamda, ülkelerin kendi çıkarlarını koruyacak taktikler ve stratejiler izleyebilmesinde.

Güney Kıbrıs bir kez daha Akdeniz’in fahişesi rolünü oynarken, bizler burada sadece anlamaya çalışıyoruz.

Kaderimizi değiştirme adına ya da bu olup bitenden çıkar elde etme adına yapabileceğimiz hiç bir şey yokmuş gibi.

Hani “kırk yıllık parametrelerle bu iş olmaz” deniyor ya, gerçekten de öyle.

Ama olaya sadece “Kıbrıs meselesi” ve BM parametreleri olarak bakmamak kaydıyla. Yeni parametreler bambaşka…

Bu öyle bir deprem ki, çözümü Anastasiadis’in Akıncı’ya yaptığı “gel Kıbrıslılar olarak görüşelim” boyutunun çok dışında…

Hakkımızda hayır…

 

YERİN KULAĞI VAR

KRİZDEN TEK KARLI ÇIKAN, BANKALAR:

Sol Hareket, bankaların borç yapılandırmasında uyguladığı faizi eleştiriyor ve hükümetin bu işe el atmasını istiyor. “Bu bankaların sınırsız sömürü ve vurgunudur, hükümet de buna göz yumuyor” diyor. Çok iyi niyetliler aslında. Hükümetin bu konuya müdahil olmayacağı baştan belliydi, bunu zaten açıkladılar. Ağustos 2018 itibarıyla, vatandaş ve şirketlerin borç miktarı 23 milyar 337 milyon TL. Bunun 294 milyon 406 bin TL’si yeniden yapılandırıldı. Tabii ki yeni faiz oranlarından. Bir süre sonra bu miktar daha da artacak. Ve bu vurgun da artarak sürecek…

 

ENFLASYONUN SEBEBİ, FIRSATÇILAR:

DPÖ rakamlarına göre, sadece bir ayda yüzde 6,2 fakirleşmişiz. Yıllık enflasyon ise, yüzde 37,2 olmuş. Hani yüzde 10 olarak öngörülen enflasyon. Geçmişe baktım, en büyük krizleri yaşadığımız 2000 yılındaki  oranlara yaklaşmışız. Fiyatı en çok yükselenlerden biri de taze sebze ve meyve. Çoğu yerli olduğu halde, bu nasıl bir artış? Hem de üretimin en bol olduğu dönemde. Enflasyonun esas sebebinin fırsatçılık ve vurgun olduğu o kadar açık ki… Ve bununla mücadelenin başarısızlığı da bir o kadar açık…

 

BU NE PİŞKİNLİK:

Özgürgün, “KTHY gibi CAS’ı da batırdılar” diyebiliyor. Bu ülkede siyaset böyle bir çarpıtmayı bile ortaya atmaya müsait. KTHY ne zaman battı? CAS’ın sorunlarının kökeninde ne var? Bu sorunlar şimdi mi başladı? Devletin handling şirketi dururken, onun payını başkasına açan kim? Daha bir kaç ay öncesine kadar ülkenin Başbakanı olduğunu unutan biri bu kadar pişkinlik yapabiliyor. Feci olan, onun bunu söylemesi değil. Ortada bir suç varsa, en büyük paya sahip olanın bunları söyleyebilecek cesareti bulması.

 

ARTIK ÇOK GEÇ:

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Girne gibi güzel bir beldede 10 katlı apartmanlar hiç yakışık almadı. Ne tür bir felaket yaratıldığını, sokaklarından geçtiğimizde görüyoruz. Onun en azından 5 kata indirilmesi olumlu bir gelişmedir” demiş. Evet 5 kata indirilmesi güzel de hala 10 kat ve üzeri için izni verilmiş yüzlerce inşaat sıradayken neye yarar ki. Girne’nin geri dönüşü imkansız artık, bari geri kalan bölgeleri  kurtarmaya bakınız…

 

MESELE PATRONU YAKALAMAK:

Uyuşturucu konusunda polisimizin hakkını yememek lazım. Ellerinden geldiğince de bu konuda iyi işler yapıyorlar ancak, yakalananlara bakıyorum ya içici, ya da torbacı. Esas patronlar yakalanamadıktan sonra bu işin kökünü kazımak hiç kolay olmayacak. Kimdir bunlar, mesele sivrisineler olmamalı, bataklığı kökünden kurutmadıktan sonra üremeye devam ederler…

 

SONUÇ BEKLENENDEN İYİ: Güney’den geçiş rakamlarının artmasıyla ilgili ilk düşüncem, daha önce de geçmekte olanların geçişlerini sıklaştırdığı şeklindeydi. Politis gazetesinin yaptığı yayından öğrendik ki, bu dönemde ilk kez geçenler de azımsanmayacak kadarmış. Yani ucuzluk, 2003’den beri geçmemekte direnenlerin dirençlerini de kırmış. Burada buldukları evsahipliği ve konukseverlikle, Kıbrıs sorunu hakkındaki düşünceleri yüzde 80 oranında değişmiş, Kıbrıs Türküne bakış açıları da iyileşmiş. Bundan daha güzel ne olabilir.

 

ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: “Türkiye eğer Kıbrıs Rum tarafıyla görüşecekse ve bu süreklilik arz edecekse, benzer davranışı Yunanistan’ın da göstermesi gerekmektedir. Yani, Yunanistan yöneticileri de Kıbrıs Türk tarafıyla görüşebilmelidir. Bu tür görüşmeler süreklilik arz eder konuma gelirse, Kıbrıs Türk tarafının devre dışı bırakıldığı algısına yol açabilir”…

 

 DİPTEKİLER

İyice Azıttılar: Hafta sonu iki ilginç hırsızlık olayına şahit olduk. İki olayın mağduru da arabalar. Birinci olay Girne’nin en kalabalık mekanı Baldöken parkında yaşandı, diğeri ise cenaze için gidilen Lefkoşa mezarlığında. Suç oranı öylesine tavan yaptı ki artık hırsızlar için ne mekan, ne de yer fark etmiyor. Ama Başbakana sorarsanız diğer ülkelere göre bizdeki suç oranları düşükmüş. İyi, onların seviyesine gelene kadar bekleyelim o zaman…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar