Kaner: Uzmanlardan gölge kabine kurulmalı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
ManşetRöportaj

Kaner: Uzmanlardan gölge kabine kurulmalı

 10 UZMAN: Ülke ekonomisinin düzelmesi için Başbakan Hüseyin Özgürgün’e de çağrı yapan Kaan Kaner, “Yurt dışında yaşayan değerlerimizden dalında uzman 10 kişi ülkeye çağırılsın ve gölge kabine olarak çalışsınlar” dedi

 

HK Ajans

Bu hafta iş insanlarımızdan Kaner Şirketler Grubu Yönetim Kurulu üyesi Kaan Kaner ile bir araya geldik. Şirket binasında detaylı bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Kaner ile özelde Ercan Havalanı, genelde de ülke ekonomisini ele aldık. Kaner Şirketler Gurubu, yerli ortak olarak, yüzde 10 hissesi ile T&T şirketi ile birlikte Ercan Havaalanı’nın özelleştirmesininde yer alan şirket.


Kanerler ayrıca Havaalanında duty free şirketleri ile de faaliyet gösteriyor. Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere, Kaner Şirketler gurubunun Ercan Havaalanı konusunda söyleyecek çok sözü var.

Ülke ekonomisinin düzelmesi için Başbakan Hüseyin Özgürgün’e de çağrı yapan Kaan Kaner, “Yurt dışında yaşayan değerlerimizden dalında uzman 10 kişi ülkeye çağırılsın ve gölge kabine olarak çalışsınlar” dedi. İşte detaylar.

 

1991 yılında şirkette çalışmaya başladım

SORU:  Bir aile şirketindesiniz. Köklü bir aile işletmesi sizinkisi. Aileniz tarafından şirkette çalışmak için yönlendirildiniz mi yoksa aklınızda başka bir iş yapmak mı vardı?

KANER: Bende doğal bir yönlendirme oldu. Babamın 1981 yılında vefat etmesinden sonra en büyük erkek çocuk olarak, şirkete gelme konusunda yönlendirildim. Küçük yaştan bu yana yazları sürekli şirkette çalıştık ve paramızı aldık. Hiçbir zaman başka bir meslek düşünmedim, bir an önce hatta zamanından da önce, okulu bitirip, askere gittim. 1991 yılında şirkete başladım.

 kaan-kaner-2

Ercan Havaalanı en büyük işimiz

SORU: Şirkete girdikten sonra siz kendi adınıza neler kattınız buraya?

KANER: Bu bir kişi ile olmaz. Bizim aile kültürümüzde de, şirketimizde de, bu olmaz. Fikir konabilir ortaya ama, karar hep beraber alınır. Ancak, o günden bu güne şirket özellikle 2012’den sonra hatta öncesinde de bayağı bir gelişim sağladı, yatırım yaptı. Farklı sektörlere girildi, ya da, benzer, içinde olduğumuz ama yelpazesi daha geniş işlere yoğunlaşıldı. Bunlardan en büyüğü de zaten Ercan Havaalanı oldu. Ondan önce gıda sektörüne girildi. Mağazacılıktan çıkıldı. Bildiğimiz eski, kumaş, hediyelik eşya işinden çıktık. Daha fazla ithalat ve dağıtıma yoğunlaşıldı. Bunun yanında yurt dışı olayımız var. Rusya, Türkmenistan, Türkiye gibi ülkelerde puro, sigara, içki ithalat ve dağıtım deneyimimiz oldu.

Gloria Jean’s Coffees’i alma deneyimimiz çok farklıydı. Zorlu bir sürecin sonucu bizim için başarı oldu. Ve biz orada açıkcası hiç maddiyatı düşünmedik. Sadece o hazzı yaşamak istedik. Ülkeye uluslararası bir markanın Güney’de de olanın direk kendinin gelmesi ayrı bir keyfti. Dominos’un gelmesi, Coca Cola’nın dağıtımı, Efes’in dağıtımı gibi işler bizim gururumuz. Duty Free konusunda da iyi bir noktadayız.

 

Ortağımızla sorunumuz yok

SORU: Toplumda en çok konuşulan konulardan birisi de Ercan Havaalanı’nın özelleştirilmesi oldu. Siz de bu noktada Ercan’ı alan şirketin yüzde 10 hissesine sahipsiniz Kıbrıslı Türk ortak olarak. Bu iş nasıl gelişti?

KANER: Öncelikle söz konusu olan özelleştirme değil, 25 yıllığına işletmenin devridir. Kıbrıslı Türk ortak olarak Ercan Havalimanı operasyonuna dahil olmak bizler için zorlu bir süreç olsa da, bunu başarmış olmak gurur verici. Ayrıca ülkemiz ve insanımız adına da Kıbrıslı Türk ortak olarak burada yer almak bizlere büyük bir sorumluluk da vermiştir. Bu sorumluluğu memnuniyetle taşıyor ve hakkıyla yerine getiriyoruz diye düşünüyorum.

 

SORU: Zaman zaman basında  ortağınızın size bilgi vermediği için sıkıntılar yaşadığınızı okuyoruz. Buna ne dersiniz?

KANER: Benim hiç şikayetim olmadı bu konuda.

 

Diğer ortakla sorun 25 yıl devam eder

SORU: Diğer ortakla sıkıntılar var ama?

KANER: Ben çok da fazla dahil olmak istemiyorum ancak aralarında önceden olan anlaşma aynen uygulanıyor. Yani ihaleye girmeden önce bir olan bir anlaşmanın şartları neyse onlar yerine getiriliyor. Farklı birşey değil. Dolayısıyla, anlaşmanın dışında farklı talep olması anlaşılabilir bir durum değildir. Ancak şunu söylemek istiyorum; bu konu inşaatın önünde bir engel değildir. Halkımızın içi rahat olsun.

 

Havaalanının gelişimine ihtiyaç var

SORU: Sizin duruşunuz nedir? Ercan, ülkedeki en büyük özelleştirmelerden birisi ve o ihaleyi kazanan firmanın Kıbrıs bacağında siz varsınız. Buradaki gidişat size göre nasıl?

KANER: Bizim orada 2 hakkımız var. Birincisi Havaalanın işletmesini alan T&T’nin yüzde 10 hissesine sahip yerli ortağız. İkincisi de Havaalanında kiraladığımız ticari yerler. Havaalanı ile ilgili kısımda bizim arzumuz şu anda geçen gün tekrar inşaatın başlaması vesilesi ile harcın atılması ve bu havaalanın bir an önce ülkemize hizmet olarak katılabilmesi Kaner’in önceliğidir. Ne isterse olsun. Şimdi orada ticari olarak varlığımızın dışında, bir vatandaş olarak da ülkenin bu yatırıma ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Çok ciddi ihtiyaç var hem de. İçinde bire bir olduğum için daha net görebiliyorum. 800 bin kişilik bir havalanına, gerek abron, gerek muhaceret, kısacası fiziki imkanlar yetersizdir şu anda. Bizim kendi ticari durumumuza baktığımızda, yüzde 10 ortaklık kısmında bizim bir ticari beklentimiz yok. Çünkü Havaalanının yapılabilmesi için katkı sağlamaktı burada amaç. Diğer taraftan da duty freelerimiz var ki, şu anda tek rekabet ettiğimiz Türkiye duty free’leridir. Amacımız, olabildiğince yolculara iyi hizmet verip ticari yatırımımızı geliştirebilmektir.

Dere istimlakında ödenmeyen para, Çömlekçiler Çirftliği ve İstanbul Handlening binası dışında bir sorun yok

SORU: Havaalanı ihalesi üzerinden yapılan tartışmalar sizi hiç rahatsız etmiyor mu?

KANER: Rahatsızlık yaratır, ama şu aşamada yaratır. Bazıları çok da gerçeği yansıtmaz. Cirodan hükümete pay verme Şubat 2017’de başlayacak. Onda bir sıkıntı yok zaten. Şartname ve sözleşme gereği bu böyle olacak.Bundan kimsenin kaçınması söz konusu değil. Kendi aralarındaki sıkıntılardan bahsediyorsanız o ayrı. Devletle olan kısımlarında evet sıkıntılar oldu. KDV’de oldu, hizmet alımında oldu. Hala daha gündemdedir o. Ombudsmanın raporu var bu konuda. Çok hassas konular olduğu için bu konunun içerisinde çok fazla girmek istemem. Şu anda Havaalanı denetleniyor zaten. Her 15 günde bir hem kendi bakanlığımızın, hemTürkiye’den gelen ekipler kazı, dolgu, beton, aklınıza gelen her şeyi denetliyorlar. Herhangi bir sıkıntı yok. Dolayısıyla KDV ile ilgili olan kısımda da sıkıntı, kira mıdır, işletme midir noktasında sürüyor. Bu konu da zaten mahkemede ve belli bir aşamaya gelmiştir. Havaalanının yapılabilmesi için bir sıkıntı yok. Normal bir ticaret içerisinde giderilebilecek sıkıntılar var. Onlar da artık hukuk yolu ile belli bir noktaya gelecek. Ama bu havaalanının yapılmaması ile ilgili süreci tıkayabilecek veya kısıtlayacak sebepler değil. O sebepler başka. Örneğin İstanbul Handling hangarının hala orada durması, apronun içinde olması, fiziki olarak bir engel. Ya da dere konusu tamamlandı. Yaklaşık 2 dönüme yakın arazi istimlak edildi ancak, parası ödenmediği için ara emri var üzerinde ve iki dere birleştirilemiyor. Derenin yönü değiştirildi, her şey dört dörtlük geldi, iki dere birleşemiyor. İşte bu sıkıntı. Ya da Çömlekçiler Çiftliği var pistin içerisinde.

Şimdi başlayıp dökülmesi lazım o pistin. On metresini bir dökelim, sonra da beşini dökeriz gibi bir durum yok. Çok ciddi makinalar alındı hem de sıfır. Emrullah Bey bu yatırımları da yaptı buradaki taşeron firma ile birlikte. Mevcut apron büyütüldü 3 uçaklık. O cihaz pisti dökecek ancak yarın döküme geçilecek olsa dökülemez. Peki kim haklı burada şimdi? Kim zarar görür, tabii ki ülkemiz görür.

Devletin işi, yatırımcının önünü açmaktır ki, işler yürüsün. Bu aşamada durum budur. Saydığım bu üç sıkıntı dışında şu anda orada bir sorun yoktur. Ciddi bir gecikme var saydığım nedenlerden dolayı, yoksa şimdiye bitmiş olacaktı.

 

Ciro paylaşımındaki pay en az 100 milyon TL

SORU: Ercan havaalanı’nda yapılması gerekenler belirlenen sürede tamamlanabilecek mi?

KANER: İşte dediğim gibi engel bunlardır. O bahsedilen ortaklar arası sıkıntılar değil. Devlet ortadaki engelleri kaldırmak için uğraşıyor. Ama bürokratik engeller var. Biz iş adamıyız. Bunların nasıl yapılabileceği konusunda çok fazla bilgim yok. Yapılacak olan genelge, tüzük veya yasa değişikliği ise yapılmalı. Bunu koyan da bizleriz, ihtiyaca göre yenileyecek olan da bizleriz. Bunun karşısında kim engel olabilir, neden veya niçin engel olunsun. Biz artık “Havaalanı neden özelleşti” konusundan çıkmalıyız. Adı özelleştirme de değil ama ben size rakamlar ortaya koyarak nedenini söyleyeyim. 2012 yılındaki cirosu 32 milyon TL idi. KKTC tarihinde bir ilk oldu T&T’nin kurumlar vergisi 30 milyon TL’ye yakındı bu yıl. İçerisine atılan yatırımı saymıyorum, başta ödenen yüz milyon Euro + KDV’li kısmı saymıyorum, 2017’de ödenecek olan ciro paylaşımının en azı (bu gelen yolcu ve kur ile değişken) 100 milyon tl üzerindeki rakamı saymıyorum. İstihdam üç katına geldi.

Devletin giderleri azaldı çünkü T&T’ye geçti yönetim. Genel gider de azaldı. Ama şu anda bir bakacak olursanız önünüzde bir tehdit durur. Kule greve girdiği taktirde uçuşlarımız engellenecek. 200 kişi çalışıyor orada. Ben kimsenin hakkını yemem yanlış anlaşılmasın. Ama 200 kişinin çalıştığı kule bütün adayı kilitleyecek pozisyonda.

Grev bir araç olmaktan çıkmalıdır. Kendi hakkın için başkasının hakkını engellemek bir hak olarak görülmemelidir. Grev dışında hakları ne ise sorunu çözmek için bizler de yardımcı olalım. Sistemi kilitlemek hak olmamalıdır.

 

İş insanları olarak ortak çalışmalarımız var

SORU: Yurt dışından yatırımcıların gelip de ülkemizdeki değerleri almasından hep korktuk. Siz Ercan’da yerli ortak olarak bir örnek oldunuz. Bu örnekleri çoğaltarak kendi iş insanlarımızın bir araya gelerek bu gibi özelleştirmelerde ihalelere girmeleri söz konusu olamaz mı?

KANER: Toplumumuzun vizyonu ile doğru orantılıdır bu. Hangi kurumda olduğu hiç fark etmez. İşte grev örneği. “Bu benim hakkım” deniyor. Veya iş adamı diyor ki “Bu benim bahçem. Kimseyle paylaşmam” Bir araya gelip, dediğiniz gibi daha büyük bir güç oluşturmayı Ercan’da çok denedik. Ama o kültürümüz maalesef oluşmamış. Demek ki yeterince tehdit gelmemiş ülkeye şikayet etmemize rağmen, ya da bu tehdidi  Kıbrıslı Türk iş insanları olarak biz algılayamadık. Son zamanlarda birkaç oluşum var. Bizler de bir tanesinin içerisindeyiz. Bazı özelleştirmelerin içerisine girebilmek için daha büyük bir güç olarak çalışmalar yapılıyor. Herkesin bir gerekçesi var olmaması için ama inanın elde edebileceğiniz fırsatlar daha büyüktür o birleşmeden.

 

Adada bir anlaşma sonrasına hazır değiliz

SORU: İş insanlarımızın bireysel davranmayı alışkanlık haline getirdikleri veya toplu birşeyler yapmada “ acabaları” çok olduğu için mi bunu başaramıyor?

KANER: Evet.“Acabalarımızı” ya da “kaybedeceklerimizi” düşünürüz. Olumsuzuz hep. O fırsatı göremiyoruz. Bizim Kıbrıs Türk tarafı olarak adada bir anlaşmaya, ertesi günden AB müktesabatının uygulanacağı bir ortama girebilecek bir hazırlığımız yok. Bunu neden yapmıyoruz? Üstelik bu önümüzde bir gerçek olarak duruyor. Farzedelim ki “zaten bir anlaşma olmayacak”. Peki kendimizi geliştirmek için bunu niye yapmıyoruz? Ne yapmamız gerektiği bellidir. Neden birleşmek gerektiği, neden birlikte hareket etmek gerektiği ortadadır. Özelleştirmeler nasıl olur, nasıl olmalıdır. Bugün internete girseniz orada hepsi yazar. Ercan’da yapılan çok doğru bir modeldir. Rakamlarla ortadır, önemli olan denetleyebilmektir. Çünkü Ercan verilmedi. Bu ülkenin malıdır. 25 yıllığına işletme hakkı devredildi.

 

Yapılabilecek yeni özelleştirmelere hazırlanıyoruz

SORU: Cümle arasında “yeni yatırımlar için birlikte hareket etmeyi deniyoruz” dediniz. Bunu biraz açabilir miyiz?

KANER: Bizim de içinde olduğumuz bazı guruplar var. Söz konusu bazı özelleştirmeler olacağını bildiğimiz için, önceden hazırlanmak lazım. Bunun bir pratiğini yapıyoruz.  İnşallah çalışmalarımız hep o yöndedir ki, bundan sonra adada yapılacak büyük özelleştirmelerde Kıbrıslı Türk iş insanları birleşip birlikte girelim. Diğer taraftan şirketimizin  Güney Kıbrıs ile de çalıştığı komite var. Olası birleşme sonrası durumu tartışıyoruz orada.

 

Ekonomi sıkıntılı

SORU: Ülke ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

KANER: İyi değil. Sağlam değil, stabil değil. Sıkıntılı, çok ciddi sıkıntılı görünüyor. Ansızın ürününüze fon gelme riski var. Çok yaşadık bunu. Plansız programsız, sektörle iç içe olmayan, ya da ekonomik akıl ülke menfaatine olmayan, tamamen günü birlik bazı şeyleri kapatabilmek adına alınan kararlar ciddi şekilde ülkemizi etkiliyor.

 

Yurt dışındaki diasporamızı çağırmamız şart

SORU: Hükümet sektörle ilgili bir adım atacağı zaman sizlere danışıp, fikir alıyor mu?

KANER: Zaman zaman sohbetlerimiz var ama bunlar ne kadar dinlenir ve gereği yerine getirilir çok emin değilim. Belli bir yere kadar dinleniyoruz. Bizim daha da çok gelişebilmemiz için ve devletimizin daha da güçlenmesi için  yurt dışındaki diasporamızı çağırmamız lazım. Çok değerli insanlarımız var yurt dışında her sektörde. Çağırın bu insanları. Buradan, arkadaşım da olan Başbakan Hüseyin Özgürgün’e sesleniyorum. Çağırın bir 10 kişilik ekip, teslim edin. Küçük olduğumuz için gelişimi hemen hissedeceksiniz. Enerji gelecek, yatırımcı gelecek, çünkü belirsizlikten dolayı yerel yatırımcı bile endişe içinde. Ülkede bir ekonomi politikası artık net olarak oluşması lazım.  Gölge bakan olsun bu diasporadan 10 kişi ve ne yapılması gerektiğini saptasınlar, ortaya koysunlar. Ama tabii ki baştakilerin de bunu uygulaması gerekir düze çıkmamız için.

 

SORU: Son olarak neler söylemek istersiniz?

KANER: Devletin politikasını tüm sektörlerle ilgili gözden geçirip buradaki toplum barışını sağlaması lazım. Politikalar günü birlik değil, uzun vadeli planlanarak konmalıdır. Dolayısıyla küçük bir toplum oluşumuzdan dolayı avantajlarımız çok fazladır. Cennet gibi bir adada yaşarız. Daha iyisi için mücadele edelim.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar