Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Şölen Külahçı, 5 Aralık 1934 tarihinde Türkiye’de “Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı” veren yasanın kabul edildiğini belirterek, her yıl 5 Aralık gününün “Kadın Hakları Günü” olarak kutlandığını kaydetti.
Doç. Dr. Külahçı, ülkemizde kadın haklarının durumunun pek parlak olmadığına değinerek, “Görsel açıdan, kadınların toplum içerisinde görünür olması, sosyal etkinliklerde yer alması kadın haklarının ihlal edilmediği yanılgısını yaratmaktadır. Ancak hukuksal açıdan bakıldığında kadının hem iş dünyasında hem de aile içinde erkeklerle eşit varlığını sürdürmesi devletin teminatı olmaksızın çok zor görünüyor” dedi.
Ataerkil yapının etkilerinin yaşandığını aktaran Külahçı, “Bu yapı o kadar içimize sinmiş durumdadır ki toplumsal düşünce yapısının kadına yüklediği rollerin yerine getirilmemesi erkek ve diğer aile fertleri tarafından eleştiriye neden oluyor” şeklinde konuştu.
Ataerkil yapı nedeniyle kadın hak ihlalleri yaşanıyor
Külahçı, kadının iş dünyası içinde var olması, erkeklerle aynı haklara sahip olması, eşit şekilde terfi alması gibi haklardan yararlanmasının ataerkil yapı nedeniyle engellendiğini vurgulayarak, “Kadının evlenip çocuk doğurma ihtimalinin olması iş hayatını sekteye uğratacak bir durum olarak algılanıyor” bilgisini verdi.
Bu durumun aslında bir insan hakkı ihlali olduğunu da aktaran Külahçı, bu ihlallerin önlenebilmesi için Anayasada ve diğer yasalarda kadınları koruyucu ve pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlayıcı hükümlere yer veriliyor. Böylece, toplumun kadına vermediği hak, Devlet tarafından sağlanıyor” dedi.
Külahçı, 2020’nin sonuna yaklaşılan bu günlerde dahi, kadınının toplum içinde yer edinmesinin Devlet güvencesi olmaksızın mümkün olmadığını hatırlatarak, “Hedefimiz, ideal toplum bilincini sağlayarak kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olmasıdır. Çocuklarımızdan başlayarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, gerekli eğitimin verilmesi önemlidir” ifadesini kullandı.
