Bir Rum gazeteci “Taksime doğru gidiyoruz” dedi.
Rum Yönetimi Kuzey’den alınan akaryakıtı engellemek için türlü türlü tinyozluk planlamış ya.
Rum gazetecinin maksadı “işbirlikleri değil ayrılıklar ön plana çıkıyor, bu da bizi Taksime götürecek” demeye çalıştı.
Ama Taksim denilen kabusun adını bir kez daha anmış oldu.
Rum tarafının en çok korktuğudur Taksim.
Ben korktuklarından emin değilim ama sağcısı da solcusu da “adayı bölen” olarak tarihe geçmek istemiyorlar.
İstemiyorlar ama Rum gazetecinin uyardığı gibi de davranmıyorlar.
Görüşmelerde “ekmeği bütün, köpeği tok” stratejisi güdüyorlar.
Her başarısız görüşmenin Taksim yollarına döşenen tuğla olduğunu görüyorlar ama görüşmelerin başarılı olması için gereken tavizleri vermekten de imtina ediyorlar.
Dolayısı ile Taksim’den korktuklarına pek inanmıyorum.
Korksalardı bugün “birleşik Kıbrıs’ta” yaşıyor olacaktık.
***
Bizim Erdoğan Özbalıkçı, benim hitabım ile Erdoğan hoca görüştüğü Rumlara şöyle dermiş:
“Bir bomba Baf’a, bir bomba Limasol’a, bir bomba Larnaka ve Aynapa’ya işte o zaman görüşmeler başarılı olur.”
Erdoğan hoca gibi barışçı ve hümanist birinin şehirlerin bombalanmasını önermesi elbette ironidir.
Erdoğan hoca, şuandaki statükonun değişime direndiğini anlatmaya çalışıyor aslında.
Eğer statüko rahatsız olup korkmazsa değişim de sağlanamaz.
Yani “birleşik Kıbrıs” kurulamaz.
Doğru.
Rum tarafı mevcut siyasi, yönetsel ve ekonomik durumundan memnun görünüyor.
Bunu da paylaşmak istemiyor.
Paylaşmak istemediği için de taviz vermekte zorlanıyor.
Taviz vermeye yeltenenleri de boğazını sıkıp susturuyor.
Mevcut statüko da böylece sürüp gidiyor.
***
Dövizdeki kur farkı nedeniyle Kuzey’den akaryakıt alan Rumların sayısında artış oldu.
Ne kadar arttı diye merak edip Benzinciler Birliği’ne sorduk.
“Kayda değer bir artış yok” dediler.
Sadece sınır kapılarına yakın barikatlarda bir miktar artış olmuş.
Ama öyle abartıldığı gibi de değilmiş.
Normal.
Siz biliyor musunuz ki Rumların yüzde yetmiş beşi henüz bir defa bile Kuzey’e geçmedi.
Kuzey’e geçmeyenlerin önemli bir bölümü de 1974 sonrası doğan gençlerdir.
Yani bu gençler Kıbrıs’ın üçte birini bilmiyorlar.
Alın size gerçek Taksim.
Öyle benzin ile mazot ile olacak iş değil.
Biz temelli ayrılmışız da haberimiz yok.