Türkiye, Anamur’dan Kıbrıs’a su taşıyan boruları tamir etmek için 700 milyon Türk Lirası harcadı.
Büyük para.
Projenin kendisinin maliyeti de 1 milyar 600 milyon liraydı.
Su taşıma projesi “asrın projesi” olarak nitelendirilmişti.
Türkiye seçimlere hazırlanıyordu ve burada tantanalı törenler yaptırıp epeyce bir seçim rantı kazanmıştılar.
Yani anlayacağınız “asrın projesini” oya dönüştürmüşlerdi.
“Tören seçim propagandası oldu” diyenlere de küsmüşlerdi.
***
“Türkiye’den Kıbrıs’a boruyla su götürme güvenli olmayabilir” diyenler haklı çıktılar.
2015 yılında borular döşendi, ilk su akmaya başladı.
4 yıl gibi kısa sürede ve henüz belirlenmeyen nedenlerden dolayı borular patladı.
Tamir etmek mümkün değildi ve yeniden döşendi.
1 milyar 600 milyon proje, 700 milyon da yeniden döşeme, toplamda 2 milyar 300 milyon lira.
Mağusa’nın yüzde 60 nüfusuna su sağlayan artıma tesisi 18 milyon Euro’ya mal oldu.
Bugünkü kurdan yaklaşık 156 milyon Türk Lirası. (Ki bu paranın içinde su borularının değiştirilmesi ve kanalizasyon alt yapısı da var)
2 milyar 300 milyona bunun gibi 15 tane artıma tesisi yapmak mümkündü.
15 tane artıma tesisi ile KKTC’nin su ihtiyacı güvenli bir şekilde giderilmiş olurdu.
Üstelik alım garantili yap-işlet-devret modelinde de kimsenin cebinden 1 kuruş çıkmayabilirdi.
“Bu kadar büyük paralar harcamayalım, artıma tesisleri kuralım” diyenler haklıydılar.
O zaman dinleyen olmadı.
Şimdi de.
***
2015 yılı ekim ayında yapılan “asrın projesi açılış törenleri” seçim propagandasına malzeme edilmişti.
Boruların tamiri ve yeniden döşenmesi işi de öyle oldu.
Dün, helikopterler kaldırıldı, gemiler yüzdürüldü, bir cumhurbaşkanı yardımcısı, bir bakan ve onlarca üst düzey yetkili seferber edildi.
“Yerinde tetkik ve inceleme” adı altında seçim sonrasına yani 1 ay sonraya bırakılabilecek işler seçim öncesinde ve üstelik Başbakan Yardımcısı da dışlanarak yapıldı.
İnsan “daha neler göreceğiz” demekten kendini alamıyor.
İrade gasp etmek için sınır tanımıyorlar…
