Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Maliye Bakanı Zeren Mungan ile Gıda Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu’nun dünkü ani Türkiye ziyareti gündeme bomba gibi düştü. Meclisin tatile girdiği, yerel seçim kavgalarının tavan yaptığı ve siyaseten zor günler geçridiğimiz bu günlerde gerçekleşen bu ani ziyaret, türlü yorumları da beraberinde getirdi…
Heyetin, özellikle de Ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle oldukça yoğun bir programı olan Başbakan Erdoğan’la görüşecek olması ise, ziyareti daha da ilginç hale getirdi. Yorgancıoğlu havaalanında dün yaptığı açıklamada, Türkiye Başbakanı Erdoğan’la ülkede yaşanan son gelişmeleri ve önceki yıl ile geçen yıl KKTC’de yaşanan kuraklığın yarattığı sonuçları görüşeceklerini açıklamıştı…
Eğri oturup doğru konuşalım, Türkiye’nin seçime kilitlendiği bir dönemde, KKTC’deki olaylar veya yaşanan kuraklık kimin umurunda Allah aşkına söyler misiniz? Başbakan Erdoğan, tüm çalışmalarını bir yana bırakmış ve KKTC’de yaşanan kuraklığı kendisine dert edip, “gelin de bu işi bir görüşelim” demiş… Mevcut hükümetin kurulmasında Erdoğan’ın kutlama mesajının bile ne kadar geç geldiğini hatırlarsak, bu ziyaretin acilen yapılmasının ardında, Başbakan Yorgancıoğlu’nun açıkladığı gündemin dışında başka nedenlerin olduğunu söylersek yanılmış olmayız sanırım…
Bugünlerde gündem, taraflar arasında sürdürülen müzkere sürecidir. Türkiye’nin de yakından ilgilendiği süreçle ilgili bir görüşme olsa idi, o zaman da bu ziyarete Başbakan değil, Cumhurbaşkanı veya onu temsilen Kudret Özersay gitmeliydi…
Bir başka nokta ise, Başbakan Yardımcısı veya Ulaştırma Bakanı bu ziyarette niye yer almadı ve niye Maliye ve Enerjiden sorumlu Bakanlar bu heyette yer aldılar? İster istemez, insanın aklına türlü senaryolar geliyor. Hele de hem bizde, hem de Türkiye’de siyasetin bu kadar sıcak yaşandığı bir dönemde…
Kimse yanlış anlamasın ama, benim aklıma türlü senaryolar geliyor. Bir tanesi “yeni bir hükümet formülü”, diğeri “elektriğin özelleştirilmesi” ve bir diğeri ise, “TC ile imzalanan ve buzluğa kaldırılan mali protokolün durumu”…
Eminim benim gibi hiç kimse de bu sürpriz ziyaretin, Başbakan Yorgancıoğlu’nun açıkladığı gibi “ülkedeki son gelişmeler ve kuraklık” konusu olduğuna inanmamıştır. Temennimiz, bu ziyaretin sonrasında, bizler için yeni birtakım yaptırımların olmaması…
Onun için kimse kalkıp da Yorgancıoğlu ve heyetinin bu ziyaretinde Başbakan Erdoğan’la bizim ülkenin meselelerini, veya yaşanan kuraklığı konuştuğunu söylemesin. Bunlara inansa inansa
KADİR İNANIR…
YERİN KULAĞI VAR
UBP KURULTAYI ERTELENİYOR MU:
UBP’li milletvekilleri önceki gün Saray’da Cumhurbaşkanı Eroğlu ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Tüm milletvekillerinin katıldığı yemekte gündem, erken seçim sonuçları ve bu yıl yapılacak UBP kurultayı olmuş. İddialara göre, Eroğlu bu zor süreçte kurultay yapılmasının partiye zarar vereceğini ve bu nedenle kurultayın, ileriki bir tarihe ertelenmesi tavsiyesinde bulunmuş. Yine bize gelen duyumlar bu önerinin UBP’li vekiller arasında genelde olumlu karşılandığı yönünde…
SUCUOĞLU ERTELEMEYE KARŞI:
UBP kurultayında başkanlık için aday olmayı düşünen, hatta bu yönde yakın çevresiyle birlikte çalışmalara başlayan Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun UBP’lilerle yediği yemekte kurultayın ertelenmesi önerisine oldukça bozulmuş. Ekim veya Kasım ayında yapılması gereken kurultay için hazırlanan Sucuoğlu’nun, bu erteleme önerisi karşısında ne yapacağı merak ediliyor…
ATUN DA SORUMLU:
UBP Genel Sekreteri Sunat Atun, İskele’de aalınan 5-0’lık mağlubiyetin faturasını Nazım Çavuşoğlu’na kesmeye çalışırken, Lefkoşa’daki hezimeti görmezden gelmesi biraz tuhaf kaçtı. UBP’li çevreler, Atun’un sadece İskele sonuçlarıyla ilgili araştırma yapılması önerisine tepki göstererek, “İskele’de başarısız olduk ama, Lefkoşa da aynı durumda. Atun bey partinin Genel Sekreteri olarak, alınan sonuçlardan kendini sorumlu görmüyor mu acaba?” diye soruyorlar…
MAĞUSA’DA İKTİDAR KAVGASI:
Mağusa’nın yeni belediye başkanı İsmail Arter, seçimleri kazanmasına katkı koyan iki parti arasında paylaşılamıyor. DPUG ile UBP’liler Mağusa Belediyesi içerisinde resmen gizliden gizliye bir iktidar kavgası veriyor. Arter’e düşen görev, bu ikiliye kulaklarını kapatıp, işine bakmasıdır. Yoksa “fillerin kavgasında ezilen çimenler” olur…
DOĞRUYA DOĞRU:
Ersin Tatar doğru bir şey söylemiş. Zaten borç altındaki Kıb-Tek’in 140 bin akıllı sayaç almasını eleştiriyor ve “Neden 4-5 bin adetle başlanmıyor” diye soruyor. Gerçekten öyle. Belki sayıyı arttırdığında fiyat düşebilir, ancak Kurum’u niye yeniden 60 milyonun üstünde borca sokasınız ki? Sayın Akim, 48 ay vadeden bahsediyor. Bu 48 ayda Kıb-Tek diğer borçlarından kurtulmuş mu olacak? Sayı da ilginç, 140 bin de değil, 140 bin 300. Bu rakama nasıl ulaştıklarını bilmiyoruz. Bildiğimiz, halihazırda 3-5 bin kişinin sayaçsız elektrik kullandığı. Haydi bunu öngörülerle 10-15 bin yapalım ama yok da 140 bin 300….
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ:
Girne ve Mağusa Belediyelerini devralan yeni başkanların en büyük handikapı muhakkak ki istihdamlar olacak. Girne 200, Mağusa ise toplam 270 personel ile devretti. İnşallah mali yönden güçlü bu iki belediyemiz, istihdam yaparak bu tabloyu değiştirmeyi denemez. Yoksa bir süre sonra Lefkoşa’nın düştüğü duruma düşmeleri kaçınılmaz olur…
KİM ALIR:
Hülümet kapanan CAS şirketi için ortak arayışına girmiş. Şirketin kapatılmasıyla birlikte açıkta kalan 169 çalışanı bulunan CAS’a talip bulmak oldukça zor görünüyor. Kafası çalışan hangi işadamı, böylesine dipsiz bir kuyuya yatırım yapar. Keşke hükümet bu arayışını CAS kapanmadan önce yapsaydı. Şimdi taliplisi çıksa bile batmış bir şirketi pazarlamak hiç de kolay olamyacak…
ZİRVEDEKİLER
Rauf Ersenal: Güney’de imamlık yapan Şakir Alemdar, Vakıflar’dan iftar parası istemiş. Oysa geçen yıl verilen 50 bin liranın hesabını daha vermemiş. Bunun üzerine Vakıflar Yönetim Kurulu Başkanı Ersenal, “Biz Kuzey’de ihtiyaçlı o kadar insanımız varken, Güney’deki Arapları doyuracak ne paramız ne de bütçemiz vardır. Git Arap Elçilikleri sana bu parayı bulsunlar” demiş. Çok da güzel söylemiş…
DİPTEKİLER
Joe Biden: Bir süre önce adada ve Türkiye’de temaslar yapan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, karşısına ABD’de yaşayan Rumları almış ve dedikodu yapmış. “Türkiye, komşuları tarafından tehdit edildiğinden Kıbrıs’ta çözüm istemektedir” demiş. Tamamen yoruma dayalı, diplomasiyle uzaktan yakından ilişkisi bulunmayan bu söylemi bir Başkan Yardımcısı’nın ağzından duyduğuma şaşırdım…
Foto Gündem …
