1974 Barış harekâtından hemen sonra rahmetlik Ecevit henüz adı konmamış “Kuzey Kıbrıs”a maliye bakanı Ziya Müezzinoğlu’nu “sorumlu bakan” olarak atadıydı.
Harekâtın bitiminden hatta henüz savaşın dumanları tüter, Güney’den Kuzey’e kaçan göçmenlerimizi Rumların da Güney’e kaçarken terk ettikleri köylerine evlerine yerleştirme gibi büyük bir sorunla uğraşılırken… ilk icraatlardan biri “sterlin değerindeki Kıbrıs parasının tedavülden kaldırılması ve yerine Türk lirasının ikame edilmesi” olduydu!
BU OLAY sonraları çok tartışıldı çünkü bir günde insanların ceplerindeki paralarıyla bankalardaki mevduatları o yıllardaki söylemleriyle “toprak olduydu!” Hatta büyük mevduat sahiplerinden bazılarının kahırlarından öldükleri bile söyleniyordu.. Tedavüle sokulan TL’nin değeri ise “bir Kıbrıs lirası karşılığı eşittir 36 TL” olarak saptandıydı.. SONRADAN şimdilerde çoğunun adını unuttuğumca her halde 10’u aşkın KKTC’den sorumlu Bakanımız gelip gitti.. Fakat geçen yıllar itibarı ile çok da öne çıkmadan çalışmış olmalılar “icraatları” yönünden dikkat çekmedilerdi. Zaten uzun süredir de muhatabımız TC Büyükelçiliği olmaktadır.. ***
GEÇEN gün “bizden sorumlu “koordinatörümüz” dediğim Sn. Fuat Oktay’ı TV. izlerken yıllar sonra o 1974’ler sonrası heyecanların, atılımların, yeniden diriltilmeye çalışılan toplumsal dinamizmin ışıltılarını gördüm.. ŞÖYLE ki yıllardır durağanlıkla unutulmuşluğun ihmalkârlıklarında savsaklanan “yatırımların, projelerin” yeniden gerçekleştirilmesine yönelik kararlar alınması müjdelerini işittiğimce…
Mesela köy yollarının “yol” gibi olmaları için başlanacak çalışmalar yanı sıra teknik yönünü çok anlamış olmasam da hani bir zamanlar eveleyip geveleyip “E Devlet” olacağız” dediğimize nazire “Bilgi Teknoloji ve Haberleşme Kurumu (BTHK) tarafından açılan 4G/5G’nin anladığımca “dijital ağın” on ay sonra hizmete gireceği müjdesi gibi. Ki mobil haberleşmelerde tutun ki KKTC için bir devrim olmalıdır..
***
NEDEN UMTLARIMIZI yeniden kabartıyoruz? Çünkü KKTC yıllardır çöl ortasında suya hasret kalmışçasına susuzluk çeken bir zavallı dideye benzedi dediğimize nazire: YANİ Diyoruz: şunun bunun toprağına temelinde rant harçlarının olduğu apartmanlar dikmekle.. Haritalarda ismini bile göremediğimiz Afrika ülkelerinden KKTC’ye öğrenci istif etmekle.. Dünyanın en pahalı arabalarını yollara salmakla.. Gitgide fıcırığı çıkan eğlence yerleriyle meyhaneleri artırmakla… Bu memleket ne kalkınmış sayılır ne de gelişmiş!
***
NİTEKİM yıllar sonra nasılsa Emrullah Turanlı beyefendiden kurtarmayı başardığımız hava alanımızı şimdi de “uçaklarla ülkeye milyonlarca turistin gelip gideceği” müjdelerinde duyururken, bir yandan da o milyonlarca rakamı ile ifade edilen turistlerin sağlıkları ile güvenliklerini nasıl sağlayacağımızın gailesini çekiyoruz! Neden bilir misiniz? “Yollarımız onca turistin seyrüseferine yetmeyecek de ondan” diyorlar!
KASITLI olarak abartılmış da olsa yok mu gerçek payı? Çünkü yollarımız hem yetersiz hem de trafiği aksatacak, kazalara neden olacak kadar bozukturlar!
Kİ geçeb günlere Mağusa’da yağan yağmurun ardından akşam üzeri her zamanki gibi limana uğradım da Cambulat burcu yanındaki adı sözde “marina” olan ayni zamanda balıkçı barınağı olarak da kullanılan mekâna açılan kapıdan yaya geçemedim! Bırakın pisliği mezbeleliği; sular her tarafı tutmuş göl olmuş!
Eee! O milyonla ifade edilen turiste tarihi mekânlarla, surlarla içi içe geçmiş, özdeşleşmiş bu limanı mı göstereceksiniz? Yada bu limandaki mekânda mı ağırlayacaksınız? Dış ülkelerden gelecek yolcu gemilerini yatları bu Limanda nereye nasıl hangi rıhtıma bağlayacaksınız?.. Tam bir rezillik ve utanç verici olay! Ki yıllardır “ne yapacağız” diye soru suali ediliyor da hâlâ cevabı verilemedi çünkü çaresi bulunamadı! Geçiyor ve başa dönüyorum:
***
BUKEZ KKTC’yi ZİYARET EDEN ve resmi temaslarda bulunan Sn.FUAT OKTAY’I daha kararlı hatta daha heyecanlı gördüm.. İnandırıcı ve umutlu konuşuyordu. Üretici kadınlarımızla ilgilenmesi “kooperatifçiliği” savunması da mutlaka gelecek yönünden yararlı olacak vurgulamalardı.. GERİYE NE KALIYORDU AMA: Bundan Sonra adı “Dr. Fazıl KüÇÜK olacak hava alanımızda Türkistan’dan, Azerbaycan’dan, Pakistan’dan hatta garantörümüz olan İngiltere’den gelecek uçaklar görmek isteriz.
BUNA karşılık Mağusa ve Girne limanlarımızda “hayır” ama! Yabancı bir balıkçı teknesi bile görmek istemeyiz çünkü bu Limanlar utancımız oldular, utanırız!
***
VE SON noktayı koymadan yazayım: Dün sevgili Atatürk’ümüzün 84. ölüm yıldönümüydü. Allah gani gani rahmet eylesin. Dünya büyüğü Türklerin en büyüğü bir önderdi. Sadece Türkiye’de değil, biz Kıbrıs Türklerinin de her zaman kalbinde beyninde ruhunda yaşamaktadır. Eğer bu dünyada Atatürk gibi beş on lider daha var olsaydı bugün tüm ülkelerin semalarında ılgıt ılgıt barış rüzgârları eserken mazlum insanlar değil “mesut insanlar dünyası” olacaktı dünyamız!
