Hükümet programı dün mecliste okundu. Eğitimde eğer yapılması başarılırsa önemli işlere adım atılacak gibi görünüyor. Ancak dediğim gibi yapılabilirse… Geçmişte de birçok hükümet programında kulağa hoş gelen ifadeler de görmüştük ancak uygulamada pek bir şey görememiştik. Hükümet programında ilk bakışta dikkatimi çeken maddeler var. Kısaca bakmakta yarar var.
– Eğitim sistemi değişen her hükümet ile yap-boz tahtası olmaktan kurtarılacak ve devlet politikası haline getirilecektir.
Bu konu aslında ülke eğitiminin en büyük kanayan yarası. Her gelen hükümet kendine göre eğitimi değiştiriyor. Elbette her hükümetin farklı uygulamaları olabilir ancak temel bazı konularda bir devlet politikasının belirlenmesi ve bu noktalarda farklılaşmanın olmaması gerekir. Örneğin bu toplumun üstünde uzlaşacağı en önemli konulardan biri laikliktir. İşte bu noktada bir devlet politikası olmalıdır. Laiklik eğitimin temel unsurlarından biri olmalıdır.
– Gençlerimizin her inanca, inanışa ve ahlaki disipline toleransı gelişmiş bireyler olarak yetişmesine özen gösterilecek, laiklik ilkesinden ödün vermeden ve sadece tercihe bağlı olarak her bireyin dini eğitim alabilme özgürlüğü korunacaktır.
Hükümet programındaki bu ifadeden anlaşılan bundan sonra özellikle ortaöğretim kademesinde din derslerinin kişinin tercihine bağlı olacağı yani seçmeli olacağını anlıyoruz. Bu konuda çağdaş ülkelerdeki uygulamaların çoğu buna benzerdir. Din dersini almak isteyenler o dersten yararlanacak, istemeyenler yararlanmayacak. Dinde zorlama olmaz.
– Ölçme ve değerlendirme sistemi yarışmacı sınavlara endeksli olmaktan çıkarılıp başarıyı teşvik edip ödüllendirecek şekilde yeniden düzenlenecektir.
Buradan anlaşılacağı üzere, kolej sınavı denilen eğitimimizin baş belası belki kaldırılmayacak ama yeni bir şekil alacak. Yarışmacı sınavlara endeksli eğitim sistemi ile gidebileceğimiz yer çok da sağlıklı görünmüyor. Çocukları bu eziyetten kurtarıp yeni bir giriş sistemini yaratmak boynumuzun borcu…
– GCE bölümlerinden mezun olan Kıbrıslı Türk öğrencilerin Türkiye’deki üniversitelere kayıt yaptırmasında yaşanan sorunların ortadan kalkması için girişimde bulunulacaktır.
2010 yılında YÖK’ün aldığı bir kararla Kıbrıslı Türk öğrenciler de Türkiye’deki üniversitelere A Level puanları ile girebiliyor. Son dört yılda toplam 250 öğrenci bu yolla Türkiye’deki üniversitelere kayıt yaptırdı. Bunun daha da yaygınlaştırılması için hem YÖK hem de Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde girişimler yapılmalı ve bu konuda yaşanan anomalileri ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu yolla Türkiye’deki üniversitelere girişi yaygınlaştırmalı, öğrencilerin önü açılmalıdır.
– KKTC vatandaşı gençlerimizin yerel üniversitelere geçiş şartlarının yeniden düzenlenmesi ve standartların yükseltilmesi için yükseköğretim kurumları ile istişare başlatılacaktır. Ülkenin eğitim planlamasına ve mesleki ihtiyaçlara göre yerli öğrencilere bölüm kotası uygulaması için ortak çalışma başlatılacaktır.
Uzunca bir süredir KKTC vatandaşlarının KKTC’deki üniversitelere girişinin artık bir standarta oturtulması gerektiğini söylemekteyiz. Bunun hükümet programına girmesi önemli… Artık her önüne gelenin üniversiteye girdiği dönem son bulmalı.
Kısacası hükümet programında eğitim adına ümit verici unsurlar var. Ancak esas sorun bu hükümet programında yazılanların ne kadarının yapılacak olmasıdır.
Toplum adına takipçisi olacağız.
