“İki devletli çözüm formülü de artık masada olmalı” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Kıbrıs

“İki devletli çözüm formülü de artık masada olmalı”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Kıbrıs konusunda artık iki devletli çözüm formülünün de masada olması gerektiğini belirtti.

Hasipoğlu, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendirdiği yazılı açıklamasında, Avrupa Birliği (AB) çatısı altında iki devlet formülünün de Kıbrıs sorununun bir anlaşma ile sonuca bağlanması, gerek Kıbrıs Türk ve Rum tarafı gerekse Birleşmiş Milletler’in (BM) üzerinde çokça durduğu kabul edilemez statükonun sona ermesi için ilgili taraflarca konuşulması, eğer görüşme masası yeniden kurulacaksa mutlaka masada olmasının gerektiğini savundu.


“KIBRIS TÜRK TARAFI SON AŞAMAYI GERÇEKLEŞTİRDİ

Hasipoğlu, daha önceki görüşmeci heyetinde zirve görüşmelerini yakından izleyen birisi olarak BM’nin sözünü ettiği “son oyunun” (End Game) Crans-Montana’da oynandığını ve Rum tutumu nedeniyle başarısızlıkla çöktüğünü kaydederek, Kıbrıs Türk tarafının güvenlik ve garantileri görüşerek, haritayı masa koyup hangi bölgeleri iade edebileceğini beyan ederek, aslında BM’nin birçok raporunda tanımladığı “son aşamayı” gerçekleştirdiğini ifade etti.

Türk tarafının “son aşamayı” gerçekleştirdiği için BM’den ve dünyadan başka bir çözüm alternatifini talep edebilmesinin makul bir talep olduğunu kaydeden Hasipoğlu, dolayısıyla geriye kalan seçeneklerin gündeme gelmesinin şart olduğunu, bu seçenekler içinde en doğrusu ve mantıklısının da şu anda Ada’da var olan iki ayrı devletin yapılacak anlaşmalarla Avrupa Birliği çatısı altında buluşması olduğunu ifade etti.

“RUM TARAFINDA ADA ZENGİNLİKLERİNİ PAYLAŞMA İRADESİ HENÜZ OLUŞMADI”

AB çatısı altında yer almanın iki halkın şu anda üzerinde birleştikleri yegâne nokta olduğunu ifade eden Hasipoğlu, Kıbrıs Rum tarafında Ada’nın yönetimini ve Ada etrafındaki zenginlikleri paylaşma iradesinin henüz oluşmadığını ve AB ve BM’nin de bu gerçeği göz ardı etmemesi gerektiğini kaydetti.

Hasipoğlu, açıklamasında, Kıbrıs’taki yol haritasının iki devletlilik üzerinden başlaması gerektiğini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:0

“40 yıldır konuşulan ancak gerçekleştirilemeyen federasyon olduğuna göre, aslında hayal olan federasyondur. Ancak erişilmez de değildir, iki halk önce iş birliği içerisinde birbirini tanıyarak, iki ayrı devlet temelinde ilişkilerini geliştirerek her şey güzel giderse federasyon yapısı altında pek ala birleşebilirler. An itibariyle Kıbrıs Türk tarafı için federasyondan başka alternatif yoktur derseniz, Rum tarafına büyük bir rahatlık ve koz vermiş olursunuz. Rum tarafı da bu rahatlık içerisinde bize Crans-Montana süreçlerini yaşatmaya devam eder.”

“ÖNCE İKİ DEVLET SONRA KONFEDERASYON VEYA FEDERASYON”

Hasipoğlu, iki ayrı devletin önce AB çatısı altında birleşip ilişkileri olumlu yönde gelişirse bunu konfederal veya federal bir yapıya dönüştürebileceğini kaydederek, yeni bir görüşme süreci başlayacaksa AB çatısı altında iki ayrı devlet formülünün de masada olacağının güvence altına alınması gerektiğini ifade etti.

Hasipoğlu, BM’nin ayrıca görüşme sürecinin kısa sürede sonuç alınacak şekilde takvimlendirilmesini, ucunun kapalı olmasını sağlaması ve Türk tarafına eğer görüşmelerden Türk tarafının iyi niyetli, yapıcı çabalarına rağmen bir sonuç çıkmazsa Kıbrıs Türkü’ne uygulanan izolasyon ve ambargolara son verileceği konularında taahhüt vermesi gerektiğini de belirtti.

AB’DE DURUM…

Hasipoğlu, Kosova ve Sırpların yaşadığı sürece de değindiği açıklamasında, onların da BM gözetiminde federasyonu görüştüklerini, paylaşma vizyonları olmadığı için ayrıldıklarını, anlaşamadıklarının ilan edilmesini Kosovalıların talep ettiğini ve ayrı devletlerinin şu an yüzün üzerinde ülke tarafından tanındığını anlattı.

Brüksel’de görüştüğü Çek ve Slovak vekillerin kendisine “AB içerisinde şartlar uygun olursa yeniden birleşebilmek için ayrıldıklarını ifade ettiğini” de kaydeden Oğuzhan Hasipoğlu, şu görüşleri dile getirdi:

“Artık, görüşme masalarında boş hayallerle ve ümitlerle zaman kaybetmeyerek ülkemizin önünü açmak uğruna, adına ne derseniz deyin, Adamızda bir ‘devrimi’ gerçekleştirmenin zamanının geldiğine inanıyoruz. Aksi düşünce, herkesin kabul edilemez olarak kabullendiği statükonun devamı demektir.

UBP olarak biz halkımızın hakları ile dünyada hak ettiği yeri almasından yanayız, halkımızın aldatılmasını, oyalanmasını, sonuç alınamayacağı süreçlerde süründürülmesini istemiyoruz.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar