Hükümetin eksiği irade - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
KıbrısManşet

Hükümetin eksiği irade

Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, Radyo Havadis’te Kulis programına konuk olarak Melek Arabacıoğlu’nun sorularını yanıtladı

 


“TC’NİN ARKASINA SIĞINMAYIN”: Atan: Türkiye’deki rejimin başındaki kişi gidicidir ama Türkiye Cumhuriyeti kalıcıdır. KKTC’de hükümetlerin buna göre tavır sergilemeleri gerekmektedir. Siyasetçilere tavsiyem, irade sahibi olsun, Türkiye’deki hükümetlerin arkasına sığınıp da halkını hırpalamasın, bel altı vurmasın

 

 

 Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen) Başkanı Metin Atan, ülkenin gerçek nüfusunun bilinmemesinin kamudaki sorunların temel kaynağı olduğunu belirtti.

Atan, “Nüfusunuzu bilmezseniz ne eğitimde ne sağlıkta ne de güvenlikte başarı sağlayabilirsiniz, çünkü kaç kişiye hizmet edeceğinizi bilemezsiniz” dedi.

Mali protokol konusunda da görüşlerini belirten Atan, Türkiye ile imzalanan protokollerin KKTC tarafından koşulsuz kabul edildiğini, ancak protokoller konusunda her zaman Türkiye’nin günah keçisi olarak ilan edildiğini kaydetti.

Metin Atan “Bizler size bir metin hazırlıyor ve veriyoruz sizdeki uzman arkadaşlar da yapalım biz bu gömleği dar ya da bol giyeriz diyor ve imzayı atıyorlar”  Sonra nasıl oluyorsa protokoller kötüleniyor ya da Türkiye’ye kızılıyor” diye konuştu.

Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, UBP içerisinde yaşanan tartışmalar ve atamalar konusunda da değerlendirmelerde bulundu.

Atan, ayrıca UBP-HP koalisyonunun icraatlarını değerlendirdi.

 

Soru: Ülkemizde yaşanan sorunların ana nedeni sadece siyasetçiler midir?

Atan: Ülkenin yaşadığı sorunlar bugün ortaya çıkan sorunlar değildir. Çalışma sağlık ve güvenlik konusunda gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin muhalefette başka iktidara geldiklerinde başka söylemlerde bulunmaları nedeniyle ülkede bu kaos yaşanmaktadır. Bir ülkenin olmazsa olmazı olan bazı önemli dinamitleri vardır. Bunlar eğitim sağlık güvenlik ve çalışma hayatıdır. Bu konularda da gerekli önlemler alınmaz kısa orta ve uzun vadede planlarla bu sorunlar çözülmezse kim iktidara gelirse gelsin bu keşmekeş değişmeyecektir. Siyasilerimizin yapması gereken güçlü bir irade koyarak sadece bodro mahkûmu olan çalışana değil toplumun her kesimine eşit şekilde denetim uygulanmasını sağlamaktır.

 

Soru: Bir sendika başkanı olarak “devletin devamlılığı” ve kamu maliyesinin durumu konusunda neler söylemek istersiniz?

Atan: Kısa orta ve uzun vadede ülke sorunlarını ele alınması gerekirken hükümetler bunu yapamadıkları için toplumda yaşanan sıkıntıları günü birlik vaatlerle çözme yoluna gitmektedirler. Ülkemizdeki hükümetlerin ömürlerine baktığımız zaman da bunu çok net olarak görmekteyiz. Çalışma hayatına etki eden en büyük sorunlardan biri nüfustur. Nüfusunuzu bilmezseniz ne eğitimde ne sağlıkta ne de güvenlikte başarı sağlayabilirsiniz çünkü kaç kişiye hizmet edeceğinizi bilemezsiniz. Adalet çok önemli bir kavramdır. Devlet her vatandaşına adil ve eşit olmak zorundadır. Vergisini sadece bodro mahkûmundan alıp da iş insanlarından alamazsa bu büyük bir adaletsizliktir. Bizim savunduğumuz devletin bu konularda devamlılığının olması ve sorunlara günü birlik çözümler yerine kalıcı çözümler üretebilecek insanları bünyesinde bulundurmasıdır. Şuan ülkemizde 120 işsiz müşavir var ve bu müşavirlerin devlete maliyeti 15 milyon TL’dir. Bu da yetmezmiş gibi hükümetin atamaları hala devam etmektedir. Kamu maliyesi bu yükü daha fazla kaldırabilecek güce sahip değildir. Bu insanların bilgilerinden faydalanılmalı gerekli destek verilerek kısa orta ve uzun vadeli planlar hazırlanması için bu iş gücü biran önce kullanılmalıdır.

 

Soru: Müşavirler ordusu ve yeni atamalar konusunda KAMUSEN olarak hükümetten beklentiniz nedir?

Atan: Atamalar konusunda Sayın Başbakan halka dönsün ve bir baksın. Yapılan bu atamalarda halka hiçbir şey yansımıyor.  Hükümet kurulalı 100 günü geçti ama atamalar ve görevden almalar devam ediyor. Halk sorunlarına muhatap bulamadıkça sorununu en yukardan çözmek için bakanlara ulaşıyor. Sürekli seçim atmosferinde olan ülkemizde bunun birçok bakanın da hoşuna gittiğini düşünüyorum çünkü vatandaşı vatandaş olarak değil potansiyel seçmen olarak görüyorlar. Bizim hükümetlerden beklentimiz iradeli bir duruş sergilemeleri ve ya işe gelin başlayın, ya da gelmediğiniz her günü emekliliğinizden keserim demeleridir. Bu denilmedikçe kamuda yaşanan sorunlar asla çözülemez.

 

Soru: Türkiye ile imzalanan ekonomik protokol konusunda neler söylemek istersiniz?

Atan: Ben bizi idare edenlerin Türkiye’ye bizi doğru ifade ettiğine inanmayanlardanım.

Görevim gereği Türkiye’de birçok kişi ile görüşüyorum ve protokollerin hazırlanmasında görev alan birçok insan bizlerin kendilerine karşı ön yargılı olduğunu söylüyor. Bu insanların açıklamalarına bakacak olursak adam şöyle diyor “Bizler size bir metin hazırlıyor ve veriyoruz sizdeki uzman arkadaşlar da yapalım biz bu gömleği dar ya da bol giyeriz diyor ve imzayı atıyorlar.”  Sonra nasıl oluyorsa protokoller kötüleniyor ya da Türkiye’ye kızılıyor.   En basit örnekle Türkiye’den gelen su örneğini vereyim Türkiye’den buraya su 2 buçuk TL’ye getirildi ama şuan bazı bölgelerde su 9 TL ye kadar satılıyor. Bu yüksek fiyat Türkiye’nin suçu değil onu buraya getirenlerin ve buradakilerin elde etmek istedikleri ranttan kaynaklanmaktadır. Bu ülkede üç unsura çok önem verilmelidir. İlki proje üretmek, ikincisi projenin başına işi bilen uzman getirmek son olarak da projenin denetim mekanizmalarını adil bir şekilde çalıştırmaktır. Bunlar yapılmadığı takdirde kaç protokol imzalarsanız imzalayın gerekli refahı sağlayamazsınız.

 

Soru: Kısa ömürlü hükümetlere alışık bir ülkeyiz peki UBP – HP Hükümeti bozulursa bizi ne bekler?

Atan: Görevde olan UBP-HP hükümetinin önünde meclisin açılması ile birlikte büyük bir kriz vardır. UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün hakkında yapılacak dokunulmazlık oylamasında eğer Hüseyin Özgürgün’ün milletvekilliği düşürülemezse UBP kendi içinde bu krizi yönetebilecek durumda değildir. Sayın Tatar her ne kadar bu krizi önemsemiyor görünse de o oylamadan sonra hem parti içindeki hem de hükümet arasındaki bütün dengeler bozulacaktır. Özgürgün’e destek veren sessizler ses çıkartmaya başladığı anda UBP kendi içinde kaynayan bu kazanı kolay kolay söndüremez. Bu da hükümetin bozulmasına sebep olur. Bu hükümetlerin kısa sürelerde gelgitler oynaması ne ülkenin ne de vatandaşın yararına şeyler değildir. Bizim istediğimiz bizi iyi yönetebilecek vasıflı insanların mecliste olmasıdır. Sadece kürsüye bir kez çıkıp yemin eden ve bir daha konuşmayan vekilleri görmek istemiyoruz.

 

Soru: Ülkemiz siyasetçilerinin Türkiye’de ki rejime ile olan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Atan: Ben gelmiş geçmiş ve gelecek olan tüm hükümetlerin vatandaşlarına ve ülkelerine sahip çıkmaları gerektiğine inanıyorum. Buradaki siyasetçilere de tavsiyem Türkiye’deki hükümetlerin arkasına sığınarak ne buradaki halkı hırpalasınlar ne de onlara güvenerek burada birilerine bel altı vurmaya kalksınlar. Türkiye’deki rejimin başındaki kişi gidicidir ama Türkiye Cumhuriyeti kalıcıdır. Yeni gelecek hükümetlerin buna göre tavır sergilemelerini istiyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar