Yaz mevsimlerinde serin yerler aranır, sonbahar yaşanmak istenir.
Kış mevsimlerinde güneşli yerler aranır, yaz yaşanmak istenir.
Uzayan mevsimler bir sonrakini aratır,
Ve dünya böyle döner gider…
…
İlk baharı karşılamaya az kaldı; şu kışın son demlerinde,
Hem var gibiyiz, hem yok gibi…
…
Sokaklar ıslak, güneş bulutlardan ara sıra çıkmakta, bulutlar dağlara bir çökmekte bir dağılmakta,
Hangi sokağına girip çıksan bu kentin,
Yürüdüğümüz bütün sokaklarda hem var gibiyiz, hem yok gibi…
…
Eski kapılara bakıyorum, panjurlara, hanaylara,
Gölgeler sönük,
Tanıdık sokaklarda tanımadık insanlar,
Doğrusunu söyemek lazım,
Hem var gibiyiz, hem yok gibi…
…
Tabyalar ve taştan surlar bir bilezik gibi,
Bir zamanlar kucaklar gibiydiler şeheri,
Şimdi yalnızlığın dibinde sızlanmakta,
Onlar da bu kentte yaşayanlardan farksız,
Hem var gibi, hem yok gibi…
…
Mevsimler birbirini kovalarken,
Lefkoşa göçmen kuşlar gibi göçüp giderken,
Ayasofya ve Bandabuliya yerinde dursa da ve o dar sokaklar ve o yatırar ve unutulmuş mezarlar, o mahalle meydanları ve sokak çeşmeleri,
Hem var gibi, hem yok gibi…
…
İnsanlar çoktan terk etti bu şehri,
Şimdi neredeler kim bilir; merhabasız mı yaşıyorlar?
Bütün tanıdık dostlar hatta akrabalar; selam verip selam aldığınız o insanlar hem var gbi hem yok gibi…
…
Cemal Süreyya der ki “küçük bir kitaptır yaşamak, elinde tutmaya yarar,”
O küçük kitabı da kaybettik,
Hatıralar siliniyor; sözler kayboluyor,
Hem var gibiyiz, hem yok gibi…
…
Ataol Behramoğlu bir şiiride şunları söyler:
Güneş gözkapaklarımı ısıtıyor
Ah! Güvenilmez ilkbahar güneşi
Rüyada mıyım, gerçek mi bu
Hem var gibiyim, hem yok gibi
…
Keşke yaşadığımız coğrafya yerine siyaseti paramparça olsaydı,
Aynı şeyler sürüp gidiyorsa,
Ve bölünmüşse her şey,
Ve herkes uzaklara kapanıp saklanmışsa,
Kim ne derse desin,
Hem var gibiyiz, hem yok gibi…