Türkiye hem muharebe hem de siyasi yönden çok zor bir harekât gerçekleştirmektedir. Tüm temenni ve duamız en az kayıpla harekâtı zaferle sonlandırmasıdır.
Plana göre 13 günde Güvenli bölgeyi oluşturulacak.. Resulayn önemliydi zapt edidi.. Yani Türkiye’nin harekât yönünden bir sıkıntısı yok..
Asıl sıkıntı başta Amerika, İngiltere Fransa gibi ülkelerin sistematik “karalama politikaları..” “Yabancı medyanın iftiraları!..” “Türkiye’yi sivilleri öldürmek, hastaneleri bombalamak” gibi töhmet altında bırakacak haberlerin yayınlanması!..
Oysa gerek Kıbrıs Barış Harekâtında gerekse Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtlarında Türk askerinin sivillere zarar vermemek için nasıl büyük bir titizlik gösterdiğini çok iyi biliyorlar..
Fakat anlaşılıyor ki Türkiye’nin bölgede güçlenmesini, “barışın garantörü” durumuna gelmesini hem Batı hem de İran, Suudi Arabistan gibi ülkeler istemiyorlar!
Ne var ki istemeseler de harekâtın sonucuna katlanacaklar..
*****
Geçen gün Sn. Akıncı da “Harekâtla” ilgili görüşlerini fakat bu kez “sosyal medya” hesabından yaptı.
Sn. Akıncı “yapmak zorunda bırakıldım” dedi ve ekledi: “Türkiye’nin Suriye’deki son operasyonu konusunda sürekli üzerime geliniyor. Kimi görüşümü merak ettiğinden ama birçoğu da kendi politik amaçlarına malzeme yapmak telaşıyla sabırsızlanıyor. Bazı çok bilmişler bu sessizlik üzerine komplo teorileri bile icat etmeye başladılar…”
Mesajının devamında ise Sn. Akıncı, on yıldır akan kan akmaya devam ederse barışa ulaşmak mümkün olmayacaktır diyor ve Türkiye’ nin bu barışı sağlayacağına, akan kanları durduracağına inandığını beyan ediyor.
Sn. Cumhurbaşkanı Kıbrıs siyasi sorununu olumlu yönde etkiyecek olan şu görüşünü de serdediyor:
“…Türkiye ile Suriye arasında en erken zamanda ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin büyük yararı olacaktır. Bunun öncesinde Türkiye’nin Mısır dahil diğer bölge ülkeleriyle bozulan ilişkilerinin de düzeldiğini görmek en büyük dileğimdir. AB ile kavgalı değil, işbirliği içinde bir Türkiye, herkes için daha iyi olacaktır…”
Doğruya doğru yapıcı bir dilek. Ancak:
Keşke Sn. Akıncı mesajını bu son iki kelimeyle, yani “iyi olacaktır” temennisinde noktalayabilseydi..
Keşke Kıbrıs Barış harekâtıyla da ilinti kurarak “1974’de biz adına Barış Harekâtı da desek bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan da su değil kandır…” Demeseydi!
Çünkü “işte o kan akmazsa barış olmaz Sn. Cumhurbaşkanı. Nitekim 45 yıldır Bu adada “Kanlı” denilen o 1974 sonrasını yaşıyoruz ki Osmanlı döneminden beridir bu adada bu kadar uzun süre böyle barış ve usuletle suhulet görülmediydi…
**********
PLANLAR PROGRAMLAR…
”Bir ülkede kalıcı ve radikal kararlar alabilmek için “güçlü ve irade sahibi Hükümetlere” gerek vardır.
Oysa bizde Hükümetler daha gelirken, “ne zaman gideceğinin” tartışmaları yapılır!
Bu nedenle Geçtiğimiz hafta Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy tarafından açıklanan “Vizyon 2035” gibilerinden “kalkınmaya” yönelik makro plan çalışmalarının başlatılmasını, “ömürleri en kabadayısından bir buçuk yıl olan Koalisyon Hükümetleri gerçeğiyle ve uzun vadeli bu tip planların “ulusal nitelikli” olmalarından dolayı tüm siyasi partiler ve ilgili iş çevreleriyle tartışılıp gündeme getirilmeleri gerektiği üzerinde durdumdu..
Şimdi de “belki ileride KKTC’nin kalkınması büyümesi için, Meclis kararlarıyla böylesi uzun vadeli planlar” gerçekleştirilir diyorum çünkü Taçoy’un KKTC’e kalıcılığıyla bir kalkınma planı kazandırmak istediğinden şüphem yoktur..
Keza Hükümetin başarılı Bakanlarından olan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars da “yıllardır Kıbrıs Türk halkının bünyesini kemiren “çarpık yapılaşmaların,” ekilip biçilecek tarlalara bile apartmanlar dikilmesinin üzerlerine gider ve ülkeye giriş çıkışları radikal bir kararla “zapturapt altına alacak” yeni Tüzük hazırlığını gündeme getirirken, elbette KKTC’e “büyük hizmette” bulunmaktadır.
Öte yandan bütçe açığını 1.3 milyardan 450 milyona düşürmek de başarıdır.
Maliye Bakanı Amcaoğlu’nun açıklamasından öğreniyoruz: Çoktan zamanı gelip geçmişlikte 1 Ocak 2020’de Belediyeler yeniden yapılandırılırlarken, yasa tasarıları da yürürlüğe girecek tüzükleri yeniden yapılacak…
…YUKARIDA özetle sıraladığım öngörüler geçen hafta Tatar Hükümetinin Güzelyurt’u ziyaretinde halkla yaptıkları toplantı ve konuşmalarından özetle aktardığım bazı “icraatlarıyla tasarılarıdır.” Ki araya Maraş açılımını da sıkıştırdılardı..
…TÜMÜNE de “neden olmasın” diyorum. Ancak artık şunu da kabul etmek gerekir.
KKTC günlük sonların içinde boğuluyor. Üstelik bunlar KKTC kurulalı beridir devam eden sorunlar! Yollarla başlayan memleketin alt yapısından dolayısıyla trafik sorununa, Eğitimden sağlığa kadar.. Ki çok yakında bunlara “kronikleşmiş işsizliği” de ekleyeceğiz..
Yani “uzun vadeli planlar olsun ama çözüm bekleyenleri hemen çözmek için de hükümetin oyalanmadan harekete geçmesi gerekmektedir..
