Bengü Şonya halihazırda, DP Genel Sekreteri’dir.
UG’yi ise hiç sevmedi.
Sevmediğini de her fırsatta dile getirdi.
Şonya, Demokrat Parti Genel Sekreteri olarak başladığı “üst düzey siyasi yöneticiliğine” milletvekili olarak devam edemedi.
Sorsanız, “vekillik mutlak hedefim değildi” diyecektir.
Belki de öyledir…
Ancak…
Başkent Lefkoşa’da dört milletvekili çıkarırken Demokrat Parti Ulusal Güçler…
Şonya bu isimlerin dışında kalmıştır.
Serdar Denktaş ile Mustafa Arabacıoğlu DP’den…
Hasan Taçoy ve Zorlu Töre de UG’den gelerek parlamentoya giriş yapmıştır.
DP’nin Genel Sekreteri Bengü Şonya ise, parlamentoya giremedi.
DP’nin “UG” eklentisi döneminde de…
Sonrasında da Şonya hep, “DP bu birleşmeye girmemeli ve kendi yoluna devam etmeli” stratejisi ile yoluna devam etti.
Sık sık “UG” kanadına disiplini hatırlatma ve “DP’ye geldiyseniz kurallarına uyacaksınız” hatırlatması yapma gereği duydu.
UG işini Şonya hiç sevmedi.
Seçime kadar sevmedi…
Seçimden sonra da “hiç” sevmedi.
Eroğlu’nun “DP içindeki etkisini” benimsemedi.
“Eroğlu-DP ittifak halindedir ve Türkiye ile kavgalıdır” görüntüsünü de hiç sevmedi.
Şimdi CTP BG- DP UG iktidarı ülkeyi yönetiyor.
Kabinede kuruldu.
Şonya gelinen aşamada, “CTP BG- DP UG koalisyon hükümetini” de sevmedi…
Neden mi?
Adrese teslim mektup
Kıbrıs Postasi internet sitesinde bir yazı kaleme aldı Şonya…
Ne yenilir, ne yutulur…
Tam adrese teslim bir yazı…
Eroğlu da hedefte, ki Cumhurbaşkanıdır…
CTP BG de hedefte, ki hükümetin büyük ortağıdır…
Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş da hedefte, ki genel sekreteri olduğu partinin başkanıdır…
DP UG de hedefte, ki hükümetin küçük ortağıdır.
Şonya’nın mesajı net aslında…
Bakın ne diyor:
“Türkiye bize mecbur”, “sınır bekçisiyiz”, “stratejik çıkarları varsa bize tahammül edecekler” psikozları arasında gidip geliyor şükrancılar.
Gözdağı vermeye, korkutmaya, sindirmeye çalışıyorlar.
Türkiye korksun, sinsin geri adım atsın ki saadet çarkı dönmeye devam etsin.
Hanedanlar sürsün, makamlar babadan oğla geçsin ve cukkalar dolmaya devam etsin.
Büyük cesaret, büyük risk.
Tam “büyük” adamlara göre.
Bu satırların yazarı DP-UG Genel Sekreteri, şimdilik…
“Şükrancılar” diyor ya, hedef belli…
“Hanedan sürsün” diyor ya… Adrese teslim bir eleştiri… Hedef Eroğlu’dur, itirazı varsa Şonya’nın tartışmaya hazırım…
“Makamlar babadan oğla sürsün” diyor ya…
Şonya, Denktaş ailesini hedef almaktadır. Şonya, merhum Cumhurbaşkanı’nın oğlu olduğunu biliyor Serdar Denktaş’ın… Şimdi de, Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş’ın koalisyon görüşmeleri de dahil, aktif bir şekilde DP içerisindeki varlığından rahatsızdır. Bu satırlar da Denktaş ailesinedir.
“Cukkalar dolmaya devam etsin” diyor ya…
Takdir kamuoyunundur…
“İktidarının devamı için AKP ile kavga eden sağ”
Şonya yazısında bir saptama daha yapıyor.
“CTP ile kol kola giren Eroğlu- Denktaş” birlikteliğini isim vermeden işaret eden Şonya, bunun gerekçesini de açıklıyor.
Nasıl mı?
“Ovvvvv… Bu çooookkk serttt”
Aşağıdaki satırlara iyice bakalım:
“Recep Tayyip Erdoğan’ı veya AKP’yi seversiniz veya sevmezsiniz. İzlediği yolu beğenirsiniz veya beğenmezsiniz.
Türkiye ile aşk yaşamak zorunda değiliz. Kıbrıs Türk halkının çıkarlarının yattığı yeri iyi bilmek ve ilişki sınırını iyi belirlemek gerekir.
Ancak bugün gelinen noktada hoşgörü ve anlayışın yerini ders verme ve hesaplaşma nosyonları almıştır. Tek neden olmasa bile, ana neden ‘sağ’daki iktidar kavgalarıdır.
Bunu fırsat bilen CTP eski dostları Hristo’lar ve Anastasiadis’lere ek olarak Kuzeyde de kendisi ile birlikte aynı yolu yürüyecek yeni ‘yoldaşlar’ buldu partisine. CTP onun için zil takıp oynamaktadır. CTP’ye kolay gelsin derken gözlerini hırs bürümüş sağ fosillerin de Türkiye ile ilişkilerde varılan bu noktadaki paylarından dolayı kına yakmaları gerekir.”
Bu satırların sahibi de DP-UG Genel Sekreteri’dir…
CTP ile kol kola giren “yoldaşlara” ek olarak, yeni “yoldaşları” da sıralıyor…
Kim?
Bunu yorumlamak için “siyaset bilimci” olmaya gerek var mı?
Sağ fosiller…
Şonya size “kına yakmayı” öneriyor… Neden?
Nedeni belli.
Şonya, sert bir dille kaleme alıyor yazısını.
İsim vermeden…
Yerden yere vuruyor…
Hasan Taçoy DP’de “fiilen genel sekreter görevi” yapmaya başlarken, belli ki ufak çaplı bir kriz DP’yi bekliyor…
