Haftanın getirdikleri - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Haftanın getirdikleri

Onur Borman

Ulaşım fiyatları; Uzun bir süreden beri, özellikle son yıllarda Türkiye ile KKTC arasındaki uçak seferlerinde uçak şirketlerince -ki KKTC’ye sefer yapanların sayısı azalmıştır,- uygulanan bilet ücretlerindeki fahiş artışlar insanları bu güzergâhta gidişler ve gelişler için adeta uçmamaya teşvik ediyor?

Başka alternatif yok diye insanları köşeye sıkıştırmak,  sonuçta ülkeye ve karşılıklı turizm ve yolcu hareketine zarar verir.  Yurt dışı uçuş fiyatlarını dahi aşan fiyat farkları tatil için Türkiye içi turizm hareketine değil, Avrupa ülkelerine teşvik etmektedir.


Ayrıca bir de Güney Kıbrıs’tan direk uçuş kolaylığı gerekçesiyle uçuşların çoğaldığı herkes tarafından bilinmektedir. Hele Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi bir çok tatil beldelerine Ege bölgesine Ercan- Türkiye herhangi bir şehrinden aktarmalı uçuşlardaki fiyatlar,  Avrupa’ya kısa süreli 3-4 günlük otel-kahvaltı dahil paket turlarından daha pahalı olduğu vakidir.. Özellikle yoğun dönemlerde ve bayram yılbaşlarında Ercan-Türkiye şehirleri arasındaki uçak bilet fiyatları dudak uçuklatmaktadır. Bayramlar dışında bile yoğun gün dedikleri günlerde İstanbul’a tek gidişler bazen 800TL’yi aşmaktadır. Bir saatlik mesafe Ankara seferleri bile tek gidiş için gününe göre 500-800TL. Gidiş ve dönüşü ve 3-4 kişilik aileleri düşünürsek çoğu zaman vazgeçilmekte..

Amacımız halkı istismar mı? yoksa bir nevi Ercan -Türkiye gidişlerini ve Türkiye’den yolcu ve turist sayısını asgariye mi indirmektir.? Hükümetlerin böyle bir politikasının olması mümkün olmadığına göre, uçak şirketlerinin azami kâr sağlama arzusu mu? Çünkü aynı uçak şirketleri Türkiye iç seferlerinde  çoğunlukla uyguladığı fiyat 100-300TL arasında olduğu halde niye Ercan’a iki, üç misli fiyat uygulanıyor. Türkiye’de iç uçuşlarda Bayındırlık ve ulaştırma Bakanlığının koyduğu azami bir limit var.

Niye KKTC’ye de böyle bir azami limit konmuyor. Çünkü halen fiyatlar hazmedilebilecek fiyatlar değildir.  KKTC Ulaştırma Bakanlığı ve Turizm Bakanlığının Türkiye Hükümetleri nezdinde acil teşebbüste bulunması zaruret haline gelmiştir. KKTC-Türkiye arasındaki uçuşların da Türkiye iç hatlar fiyatları çerçevesinde, mesafesine göre fiyatlandırılması ve azami fiyat limiti konması, ve bu sorunu en erken bir şekilde çözmeleri şarttır. Bu fiyatlar Türkiye turistlerini de KKTC’ye dönük olarak zaman içinde olumsuz etkileyecektir. Nitekim Türkiye’de eşimin tedavisi dolayısıyla son bulunduğumuz 3-4 ay içinde Türkiye’de de Ercan- Türkiye arasındaki bu pahalılıktan çok şikâyetler vardı. Amacımız karşılıklı yolcu ve turizm hareketini arttırmaksa, zaman kaybedilmeden Türkiye Hükümetleri ile bu sorun halledilmeli. En ilginci KKTC-Türkiye arası yürürlükteki fiyatlar,  çoğu zaman  Türkiye-Avrupa ülkeleri arasındaki benzer hatta bazen daha uzun mesafelerden bile, daha pahalıdır.!. İzahı çok zor. Denebilir ki tarifeli sefer fiyatları farklı, paketler farklı olabilir. O zaman KKTC-Türkiye arasında Türkiye iç fiyatları uygulansın, artı Avrupa için yapılan alternatifler KKTC-Türkiye arası için de uygulansın. Bir de Türkiye’nin Ege bölgesindeki tatil beldelerine yönelik direk seferlere çok ihtiyaç var.

Faizler Düşecek mi?

Enflasyonun geçen ay Türkiye’de %15.7 olması, 25 Temmuz’da TCMB PPK toplantısında faizler düşürülecek mi sorusunu gündeme getirmiştir. Hükümetin görüşü de eskiden beri faizlerin düşürülmesi yönünde olduğu cihetle ve şimdi TCMBankası yeni Başkanı atamasıyla bu soru daha çok düşünülmektedir. Yeni Başkan’ın birkaç yüz puanlık düşüş yapabileceği tahminleri vardır. Bir de tepkilerin önlenmesi için borç faizlerinin bir miktar düşürülmesinden başlanabileceği tahminleri de söz konusu.  Piyasalarda ani faiz düşüşü tedirginlik yaratabilir endişeleri var. Ve bu piyasalardaki para hareketi ile kur dalgalanmalarına da neden olabilir. Her ne kadar da TÜSİAD Başkanı dalgalı kur rejiminde kurlara değil enflasyona dikkat etmeliyiz dese de kur artışlarının enflasyonu körüklediğini biliyoruz. Çünkü serbest kambiyo rejimi içinde dış ticaret dengelerinin de etkisiyle fiyatların ve enflasyonun ne kadar direk etkilendiğini geçmiş yıllar bir yana, geçen yıldan beri de gördük, yaşadık. Ve hatta geçen yıl ve bu yıl enflasyon yüksek artışının, TCMB enflasyon raporlarında dahi gösterilen en önemli nedenlerden biri kur artışları idi.

Hele KKTC’de, ki doğrudan ithalat ülkesidir, kur artışları direk fiyat ve enflasyon artışıdır. Onun için faiz indiriminin KKTC için de sonuçları dalgalı olacağı ihtimalleri daha da yüksektir. Faiz indirilecekse  bir süre daha enflasyonun sağlam temellerde inmesinden emin olunmalıdır. Enflasyon/faiz ilişkisi ülke insanını ve yabancıyı da reel getiri açısından çok ilgilendiriyor. Aksi halde TL’ değeri düşük tutulursa hane halkı da şirketler de dövize kayabilir ve talep artışı kurları TL’ye karşı yükseltebilir. Çünkü ekonomide üç denge daha tam sağlanamadı. Ancak ekonomide reformlardan ve bu yıl için öngörülen üç denge politikası uygulanıp gerçekleştikten sonra olabilir. Bir tek cari açık çok olumlu seyir gösterdi, o da iç talebin kısılmasından kaynaklanan ithalat azlığı ve dış enerji fiyatlarının düşmesindendir. Bütçe açığı bu yıl çok yüksek, iç borçlanma da öyle.

Gıda fiyatları bu yıl gerek Türkiye’de gerekse KKTC enflasyonunda belirleyici oldu. Bu da tarım ürünleri üretiminin ve hayvancılığın arttırılmasıyla çözülebilir ki daha uzun vadelidir. Dolayısıyla faiz dengesi bu safhada çok dikkatle kurulmalı. Dış ülkelerdeki faizler düşük olabilir, çünkü enflasyon çok düşüktür. Bir de gelişmiş ekonomilerin temelindeki dengeler daha sağlam durumdadır. İhracat fazlalıkları, döviz rezervleri, işsizlik oranı, istihdam oranı, bütçe açık veya fazlalıkları, enflasyon önemli göstergelerdir. Bir süre daha faizlerde istikrar devam ederse daha sağlıklı olur görüşündeyim.

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar