Güneyi Kaç Yıl Daha Bekleyeceğiz? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Güneyi Kaç Yıl Daha Bekleyeceğiz?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçen hafta, “heyecanı ile kararlılığını” başından beridir sürdüren “dörtlü hükümetin,” bazı tanıdık yurttaşların da kulağıma eğilerek, “bir şeyler yapacaklar galiba” dediklerince, “bir şeyler yapacağı” umuduyla tazelendik.

Ne var ki içteki bu “umudu” gitgide bizi sıkıştırmaya başlayan çevremizdeki kanlı bıçaklı olaylarla Güney’in Doğu Akdeniz’deki  hidrokarbon yatakları sorunu için söyleyemiyoruz. Aksine karamsarlığımız artıyor!


Bir diğer karamsarlığımız ise Erdoğan’ın “bu yazın da sıcak geçeceğine” yönelik açıklaması!

Buna bağlı olarak dövizin belki daha çok artabileceği.. Veya dışımızdaki bu olayların KKTC’i olumsuz etkileyerek sözünü ettiğimiz hükümete yönelik o umutları boşa çıkarması…

SİYASİ gelişmeler ne olursa olsun ama..  Sık sık  “köşemize” taşıdığımızca artık ucu açık “belki çözüm olur” ihtimaline dayalı müzakereler yerine “kararları önceden verilmiş” koşullarla yeni müzakere süreci başlatılması gerekir.

Güney’in bizi müzakere masasında daha çok uzun süre oyalamasına izin vermeden o masaya şartlı oturulmalıdır.. (Tabi yetki ve sorumluluk yüklenmiş belirli bir politika çizgisindeki “müzakere heyetimizle Ankara’nın siyasi görüş ve tutumları üzerinde  ahkâm kesmek durumunda kalmak istemeyiz. Ancak Güney bize tırnak kadar iyi niyet göstermezken, bizim neden sürekli Güney’e sanki yalvar yakar durumlardaymış gibi bir müzakere tutkusunda bağlı olduğumuzu göstermemiz çok da isabetli bir politika olmuyor!)

BU nedenle son günlerde hem BM’ler Genel Sekreteri Guterres’in “üç aşamalı çözüm planını” hem de bizim tarafın “ara anlaşmalarla” esas çözüme ulaşmak” stratejisini denemekte yarar vardır diye düşünüyoruz.

Somuta indirmemiz gerekirse “kalıcı çözümden” önce hidrokarbon yatakları sorunu da çözülebilir Kuzey ile Güney arasında baş ağrıtan “karma evliliklerden dolayı vatandaşlık sorunu” ile  (yazmanın hiç yeri olmasa da) Maraş’a karşılık ambargoların kaldırılması konusunda bir uzlaşıya da varılabilir. Su da paylaşılır, elektrik de..

Fakat bu ve benzeri sorunların çözümü için Rum tarafının artık tüm adanın devleti olduğu lafazanlığından vazgeçmesi, çatlayıp patlasa da Kuzey’de de bir devlet olduğunu kabul etmesi gerekir.. Tabi şunu da söyleyelim: “iki ayrı devlet” siyasetini önce bizim tarafın benimsemesi gerekir ki asıl büyük sorun da budur!

**********

ERHÜRMAN’NIN BASIN TOPLANTISI

Genelde yeni kurulan hükümetlere icraatları yönünden  “hele bekleyip görelim” denir!

Fakat geçen hafta ilk kez “basının” karşısına çıkan Başbakan Erhürman’ın, Bakanlar Kurulunun kısa sürede gerçekleştirdiği icraatlarını canlı yayında izledikten sonra doğrusu bu kadarını beklemediğimin itirafında “iyi başlangıç” dedim…

HÜKÜMET etmeyi “denetim, gene  denetim, bıkmadan denetim” stratejisi  üzerine oturtan  bir siyasi felsefe anlayışıyla göreve başlayan bu genç iktidar kadrosu eğer aralarındaki uyumu “partisel çıkarlara harcattırmadan yoluna böyle devam ederse önümüzdeki aylarda yararlı icraatlar görebileceğimizi umut edebiliriz.

MESELA sıcağı sıcağına batmış belediyeler konusunda alınan tedbirler… Bazı yasalarının değiştirileceği haberleri…

Hemşire ve ebe sayısının artırılması…

En önemlisi  Kalkanlı’da oluşturulacak  uyuşturucu ve alkol bağımlılarının tedavisi için rehabilitasyon merkezi…

Yeni hapishane yapımı…

Hayvancılığı ayağa kaldırmak için hayvancılara  damızlık küçük baş hayvan verilomesi…

O sözü verilen “denetim” çerçevesinde mesela İlahiyat Kolejini mevcut eğitim politikası içine çekecek girişimler…

Memleketin büyük sorunlarından birisi olan Betofislerin azaltılması kararı…

İlk kez devletle eğitim politikasının birbirini tamamlayacak şekilde oluşturulmasına yönelik seslendirmeler, yanı sıra “nitelikli kalifiye insan unsuru yetiştirmek politikası…

Müşavirler konusunu kökünden halledecek yeni kararın açıklanması…

Kamuda ikinci iş yasağını fiiliyata geçirme kararlılığı…

İnşaatlarda artan kazaları önleyecek tedbirler konusunda süren kararlılık…

Trafiğin başına dert olmuş kiralık araba plakalarının değiştirilmesi..  Vesaire…

BAŞBAKAN  Erhürman çok kısa sürede kararlarını alıp bazılarını fiiliyata geçirdikleri bu ilk günlerin çalışmalarını büyük bir içtenlik ve heyecanla anlatırken mesela ben, “işte bu” demekten kendimi alamadım.. Makam koltuğunda değil, sahada çalışmanın, sorunların üzerine  “iş bitirici” bir kararlılıkla gidilmesi… Ve hukukun üstünlüğünün  gerçek anlamda tesis edilmesi cehdi!

“KEŞKE” dediklerim de oldu tabi! Mesela   izlediğim kadarıyla ilk kez hükümetin icraatlarıyla ilgili basın toplantısı yapan başbakan Erhürman, sanki anlattıklarını anlamıyorlarmış gibi “yani” diyerek sürekli tekrardan geçirdi  ama bir gazetecimizin onca anlatımına karşın kendisine hâlâ (falan konu) ne olacaktır” diye sorduğunu işittiğimde ve Erhürman’ın “demin anlatmıştım” demek zorunda kaldığına tanık olduğumda, anladım ki bazı insanlarımızın kafasını açıp konuları beynine şırınga etmezsen anlamazlar!

Basın toplantısının az  biraz da uzun olduğunu söylemeliyim.

**********

KISACA  TAKILDIĞIM: (MÜZE Mİ OKUL MU?)                                                

Mağusa’da müze olayı yeni değil. İlk kez Cambulat mazgalında oluşturuldu ama o eserlerin çoğunu   çaldırttılardı! (Galiba şimdilerde bazı eski ve sanat eserleri sergilenmeye devam ediyor..)

Şimdi baktık 1924’lerde İngiliz döneminde yapılan ve adı “Atatürk” konamadığı için “Gazi” olarak adlandırılan okulu müze yapmak için projelendiriyorlar. Fakat:

Büyük oranda okula ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde üstelik  okul olarak tasarlanıp yapılmış bir tarihi binayı sürekli artan çocuk nüfusunu da görmezden gelerek müzeye çevirmeye çalışmak ne kadar doğru olacak?

Ataoğlu kararını vermeden önce “müze mi okul mu” diye bir daha düşünmelidir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar