Güneyi beklemeye devam! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Güneyi beklemeye devam!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Artık biliyoruz!  Kıbrıs yapımı siyasi sorunlar çözümlenmemek üzerine gelişirler. Hatta müzminleşip toplumla doğanın yaşamasal organları olurlar!

Bu nedenle ne takvimlerin ne   mevsimlerin değişmesi ne de yılların gelip geçmesi   “Kıbrıs sorununu” ırgalamaz!


Çözeceğim iddiasında BM’ler sekreterleri gelir gider, Güney’de ve Kuzey’de liderler değişir ama sorun kalıcılığıyl bağımsız ve egemen yoluna devam eder!

BU ne demektir bilir misiniz? “Kıbrıs” siyasi sorunu tıpkı canlı organizma gibi  artık doğasal yapısallığına ulaştı!”

Yani Kuzey’de ve Güney’deki devletler hem bünyesel hem de ırksal karakterleriyle “kemikleşti.”

Kısaca etnik ve  kültürel yönden Kuzey’deki Türk devleti ile kendini Helen olarak hisseden Güney’deki Rum devleti  bu coğrafyaların iki doğal halkları olarak kemale erdi!

“Kemale erdi” lafını rastgele kullanmadım. “Kuzey ve Güney devletleri olgunlaşarak topraklarıyla halklarıyla bütünleştiler” demek istedim..

OYSA kaç yıldır “çözüm” niyetine yapılmak istenen  operasyon, “Kuzey’deki Türk devletini Güney’deki Rum devletine yamalama” konsültasyonudur! Baş cerrah da  her zaman gelip giden BM’ler sekreterleri olmaktadır.

Fakat sıradan bir hastanenin  bile “baş doktoru” olamayacak kadar kabiliyetsiz ve Kıbrıs’a yabancı  olduklarından ne zaman soruna neşter vursalar,  başarısız olmaktadırlar!  Çünkü “teşhisleri” yanlış!”

ŞÖYLE  ki artık bu adada “birleşik Kıbrıs” denilerek  üzerine federasyon şemsiyesi açılacak bütünselliğiyle ne bir siyasi ve coğrafi ada gerçeği  vardır ne de bu adada bir araya gelip ayni yönetim erkinde ortak devlet kuracak halklar vardır!

Kabul görmeyecek   duaya amin denmez! Oysa başta BM’ler sekreteryası olmak üzere bazı ülkeler  hâlâ “müzakere” masaları kurup  dünyada artık eşi benzeri de kalmayan “federal sistemi” Kıbrıs’a ikame etmek için heyamola çekiyorlar!..

VAR MISINIZ?   Gelin 2019 yılını (ki 2 günü gelip geçti bile) KKTC’yi yeniden restore edeceğimiz  seferberlik yılı ilan edelim..

Önce devleti kurtaralım ki  çözüm masasına “ödünler  vermek pozisyonunda” değil, haklarımızı çeke çöke almak gücünde olalım…

“Çok zor değil mi?” Öyleyleyse Güney’in insafını beklemeye devam!

                            **********

“FIRSATÇILIĞIN” ANATOMİSİ! 

Verdiğini almak Allah’ın işidir! Fakat bir istinası vardır o da KKTC’dir!

Ki bazan bu “verip-almak” olayının fıcırığı çıkartılır! Nitekim 2018’in tam da sonunda akaryakıtta indirimler söz konusu olur, kamu görevlileriyle sigortalılar maaşlarıyla birlikte   13. maaşlarını da alırlarken…

Bir haber: “Harçlara yüzde otuz oranında zam yapıldı!” Öncesindeki bir haber ise siyasi partilere yapılan parasal yardımların artırıldığıydı!”

 

MALUM kasabın çengelinde eti varsa elinde de bıçağı vardır.   Her halu kârda   et de elindedir bıçak da!

Fakat hükümetlerin ille de “kasap” olmalarına gerek yoktur! Mesela 13. Maaşlarla asli maaşları bile gününde ödeyen devletin hazinesinden sorumlu hazinedar Serdar Denktaş’ın kıs kıs gülerken, “durun ben size yapacağımı bilirim” diyerek, verdiğini geri almak babında  “harçlara astronomik zam yapması,”  tutun ki Ali’nin külahını Veli’ye Veli’ninkini Ali’ye giydirme  işgüzarlığı oldu!

ASLINDA başından beridir KKTC  bu tip “dengelemelerle” yönetilmektedir!  Bu nedenle de “umut edilen” fiyat istikrarı sağlanamadan dünyanın en pahalı diyarlarından biri olmaya devam ediyoruz..

Yeri geldi hatırlatayım. Mesela devlet kurumlarından bazıları  kendi yükümlülük ve yasaları içinde “akaryakıtta, gazda indirim yapabiliyor” ama Kıb-Tek gibi günlük hayatımızın parçası haline gelmiş kurum döviz vurgunu nedeniyle yaptığı zamları, dövizde “düşme” söz konusu olduğunda geri çekmiyor yada orantılı şekilde azaltmıyor!

Böylesi tutumlar da “fırsatçılığı” çakmaktadır. Tepkiler çoğalıp yoğalıncaya kadar “ne vurursam kârdır” açıkgözlüğü!

NİTEKİM “özel” sektör de Kurumların neden olduğu sürüp giden pahalılığa sığınarak,  dövizin düşüşünden dolayı yapması gereken indirimleri yapmadan eski fiyat satışlarına devam ediyor ki millet yine Güney’e yol bağladı!

KISACA tüketici kesimlerin onca şikâyet ve serzenişlerine karşın anlıyoruz ki ülke ekonomisi devlet oluşun kanun, nizam ve müeyyideleriyle değil; bizzat devletin bazı  “kurumlarının” katılması ve katkısı sonucunda, “istikrara” yönelik tedbirleri değil; “fırsatçılığı” cazip hale getiren sistemleri çalıştırmaktadır!                                                       **********

KISACA TAKILDIĞIM: (DOĞANAIN İNTİKAMI)                                                                     

Neredeyse her yıl yağsın diye duası yapılacak yağmurlar yağıyor KKTC’e. Ne var ki henüz “bereket” değil önce  felaket getiriyor! Yollar aşılmaz olurken köprüler yıkılıyor! Evler sular altında kalıyor! Köyler arası ulaşımlar kesiliyor! Seller oluşuyor canlar alıyor!

Neden? Çünkü 45 yıldır bu topraklara bu vatana ihanet ediliyor. Doğasına kast ediliyor! Ve bu ülkede pestenkerani altyapı oluşturuluyor ki beş dakikalık yağmurla birlikte haşat!.. Doğa sahtekârlığın, toprağa vatana saygısızlığın intikamını alıyor!

 

       

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar