GELECEK ENDİŞESİ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

GELECEK ENDİŞESİ

Ahmet OkanAhmet Okan

Geleceğe dair hayat belirlemek zordur.

Emile Zola bunu, havaya yazı tura atmak olarak değerlendirir.


Geçmişe ait birçok şey yazmak mümkündür, nihayetinde yaşanan şeylerdir.

“Olması gereken” değil, “Olan” yazılır.

Tarih genellikle böyle yazılıyor olmalı; olup biteni yazmak.

Gelecekte olanları bilmeden bir şeyler düşünmek gerçekten de havaya para atmak gibidir; ya yazı gelecek ya tura, ne geleceğini bilemezsiniz…

Bu yüzden gelecek ister istemez endişe yaratır.

Az gelişmiş toplumlarda gelecek endişesi topluca yaşanır; yarınlar karanlıktır, ne getireceği belirsizdir, hayat bir didinmeden ibarettir…

Kıbrıs’ta böyle dönemler çok olmuştur.

Günümüzde de olmasına ragmen eskisi gibi olduğunu söyleyemeyiz ama vardır.

Yarınların ne getireceği yazı tura kadar  belirsizdir.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki gibi sonradan görme toplumlarda hem yazıya hem turaya oynayanları görmek de  mümkündür!

Geleceği bu şekilde belirlemek isteyenlerin sayısı az değildir…

Birçok şeyin geleceği planlanabilir.

Bir kentin fizikser özellikleri gibi.

Ya da bir teknolojinin ileri ve yeni aşamaları gibi.

Buna ragmen insanoğlu geleceğinden endişe eder durur.

İleriye doğru planlanan yeniliklerden de ürker çoğu zaman; ne getirip ne getireceğini bilmediği için…

İleride kıyamet kopacağına dair yapılan birçok kehanet, geleceğin belirsizliğinden kaynaklanıyor olsa gerekti.

Kehanetler bir yana, bu belirsizlikten nice yazarlar da etkilenmişti.

Frankenstein’ın yazarı Mary Shelley “Son İnsan” adlı eserinde kıyamet günü olmasa da, insanlığın tükeneceği noktayı anlatır yaptığı kurguda.

1700’lerle 1800’lerin başında yaşayan yazar, bu tükeniş noktasını 2100 senesi olarak belirler.

Ama biz bu yazımızda böye bir gelecek kaygısından bahsetmiyoruz.

Anlatmaya çalıştığımız sıradan insanların mutluluk arayışıdır ve gelecek endişesi bu mutluluğun önüne kurulmuş  aşılması güç bir duvardır.

Gelecek endişesinin şiddeti toplumlardan toplumlara değişiklik gösterebilir.

Bu yüzden olmalı yapılan anket çalışmalarında hangi ülkenin insanları ne kadar mutludurlar diye ölçümler yapılır.

Son yapılan bir ankette, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlardan daha mutsuz oldukları vurgulanıyordu ki bu durum her açıdan sorgulanabilir.

Toprakları fethedilmiş, malından mülkünden olmuş insanların, toprak kazanan, havadan mal mülk sahibi olan bir toplumdan daha mutlu yaşıyor olmasının üzerinde durulabilir pek ala…

Böyle bir sonuç altmışlı yılarda saptanmış olsaydı daha anlaşılırdı.

Komşularımızın mutuluğunun nereden kaynaklandığı, bunun yanında kuzeydeki insaların mutsuluğunun nereden kaynaklandığı her açıdan ele alınabilecek bir konu.

Mesele gelecekse, komşuların gelecekten daha az endişeli oldukları mı ortaya çıkar?

Böyle bir endişenin ganimet kütürü üzerinde hayat kuran bir ahalide daha derin olması travmatik bir durum mu?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar