Her iki takımın da mutlak “kazanmak” zorunda olduğu karşılaşma, beklendiği gibi “tempolu” başladı ve bu arada oyunun teknikten ziyade, fiziki gücün hakim olduğu mücadeleye dayalı hale gelmesiyle de, “heyecanın” yanı sıra, “stres” kat sayısı yüksek bir oyun haline dönüşmesine neden oldu.
Dünkü karşılaşmada Binatlı’nın ilk hedefi, “kontrollü” oyun ve “savunma” idi. Hücum ise “son seçenek”. Bunun için; Kehinde, Abdullah, Mustafa Süzgen ve Barkın’dan oluşan ikinci bölge oyuncuları ile orta alanı kalabalık tutup, Israel ve Sertaç’a atılacak uzun paslarla pozisyon üretecek veya, rakibinin orta alanda kaptırdığı toplarla hızlı kontra ataklara kalacak. Ya da, vuruş becerisi olan oyunculardan, duran top organizasyonlarında yararlanacaktı. Nitekim, oyuna süratli başlayan Binatlı, Mustafa Süzgen’in ceza alanı dışından kullandığı serbest vuruş becerisiyle takımına bir gol kazandırdığında, dakikalar 4‘ü gösteriyordu.
Buna mukabil, Özgür, James ve Yankı’nın desteğinde, kanatlardan Hasan Sadrazam ve N’Doye’nin bindirmeleriyle Ertaç’a gol yolları düzenlemeye çalışan GHE’nin, 17.dakikada bariz gol şansını ihlal eden William’ın ihracıyla 10 kişi kalması, oyundaki dengelerin iyice Binatlı lehine dönmesine neden oldu. Nitekim bu süreçten itibaren Israel’in tehlikeli kontra ataklarıyla “maçı koparacak” fırsatları elde eden Binatlı bunlardan yararlanamadı ve bir yerde de 10 kişi kalmış rakibi karşısındaki oyun hakimiyeti nedeniyle oyunu “kafasında” bitirdi.
Takımlar ikinci devreye aynı format içerisinde girdi. Ve 47. dakikalarda Israel’in kaçırdığı mutlak gol, oyunun “kırılma” noktasını teşkil etti. Binatlı’nın, skorun üzerine yatma içgüdüsüyle oyunu kendi alanında kabullenmesi, GHE’nin müdafaayı ileride kurup, cılız ataklarla da olsa oyunu rakip alana yıkmasına neden oldu. Ve tarafların birbirlerine net bir üstünlük sağlayamadığı karşılaşmanın 90. dakikasında “atamayana atarlar” sözü bir kez daha hayata geçti. 17.dakikadan itibaren karşılaşmayı 10 kişiyle sürdüren GHE’nin, bu dakikada N’Doye’nin çalımlarla kale çizgisine kadar getirdiği topu, fizik kurallarını alt üst edercesine uzak kale direğine vurdurup, GHE adına Binatlı ağlarına yollamasıyla, “futbolun adaleti de ” yerine gelmiş oldu.
