FİLİSTİN VE KKTC AYNİ KADERİ PAYLAŞIYORLAR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

FİLİSTİN VE KKTC AYNİ KADERİ PAYLAŞIYORLAR

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

 

Kendi içimizde bulamadığımız huzur ve istikrarı artık bölgemizde hatta dünyamızda da göremiyoruz…


“İnsanlık” büyük oranda hem istikrarsız hem de huzursuz!

Geçen gün Amerika’nın Tel Aviv’deki elçiliğini Doğu Kudüs’e taşıması sonucunda gerçekleştirilen açılış töreni nedeniyle Filistin halkının bir kez daha Yahudi askerleri tarafından gaddarca kurşunlanmasını Tv. lerden naklen yayınlarıyla izledikti…

Ayni sıralarda KKTC sahillerine de henüz kimlikleri belirlenemeyen fakat büyük olasılıkla Suriye kökenli cesetler vuruyordu!

Ve Sn. Akıncı haklı olarak “barışın ne kadar önemli olduğunu” hatırlatmak gereğini duyuyordu…

Bense bu barışçı ortamı hazırlayıp yaşatan varlık güvencemiz olan Türkiye’ye (bazı kesimlerimizce telaffuz edilmesi bile küçümsenip kınanmasına karşın) karnımdan seslenerek “şükranlarımı” sunuyordum…

EVET “barışın kıymetini, barışı sağlayacak çözümün önemini iyi bilmeliyiz…

Ki biz 1947’lerde toprakları Yahudiler tarafından işgal edilmiş Filistin vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin adaya göç ettiklerini görüp yaşamış bir nesiliz…

Şimdi yeniden yazacak değiliz ama mesela halam Yafa’da Suphi eniştemle evliydi. Yahudi işgali sonucunda üç çocuğuyla Mağusa’ya göç ettilerdi… Nasıl kıyıma uğradıklarını anlatırlardı… (Filistin sorunuyla ilgili Bozkurt ve Halkın Sesi gazetelerinde tutun ki yıllarca “köşemde” görüp duyduklarımı yazmış, Filistin halkının İngiltere ve Amerika kayırmalı Yahudilere nasıl yedirildiklerini, nasıl göçe zorlandıklarını anlatmıştım…)

FİLİSTİN halkı ile ayni kadersizliği yaşıyoruz yarım asırdır… Hemen ayni yıllarda başladıktı mücadeleye… Onlar Yahudiler, bizse İngiliz ve Rumlarla! Onlar topraklarında tutunamadılar! Bizse Güneyden Kuzeye göç ederek kurtardıktı canlarımızı…

Fakat altmış yılı aşkın süredir yine de ayni ortak kadersizliği yaşıyoruz! Ne Filistinliler tanınmış devlet olabildiler ne KKTC!

Ne var ki biz Filistinlilerden çok daha talihliyiz çünkü arkamızda Türkiye gibi bir koruyucumuz vardır…

 

**********

İŞTE HÜKÜMET İŞTE HALK!…

“…Sonuçsuz kalırsa dünyayı başlarına yıkacağız…”

Bu hiddetli ve şiddetli “tehdit” bir savaş yada bir iki kişi arasında olagelen  kavga sırasında söylenmedi… Güney’e yönelik de değildi!

Bu tehdit geçtiğim günlerde Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları tarafından “hükümet” için sarf edildiydi. (Ki öncesi olayları hatırlarsanız “yapar mı yapar” dersiniz!) Eğer hükümetten istediklerini koparamazlarsa Çiftçiler Birliğini de arkalarına alarak traktörleri, dozerleri, kamyonlarıyla birlikte yolları doldurarak, trafiği felç ederek Bakanlık kapılarına da dayanırlar, Meclis önlerine de… Ve istediklerini alırlar!

ŞİMDİ şöyle mi diyelim? Sadece Erhürman hükümeti değil. Ki bu hükümet henüz yüz gününü doldurdu! Gelip geçmiş koalisyon hükümetleri de bu “birliklerin” nasiplerini hep böyle tehdit ve gövde gösterileriyle vermek zorunda kaldılardı! Şimdi bu gerçeğe bir daha bakalım.

Demek ki KKTC’de kanunlar değil, pazı kuvveti geçerlidir!

Demek ki KKTC’de ağlamayan çocuğa meme yoktur, hakkınızı almayı beklerseniz çok beklersiniz!

Demek ki KKTC’de Hayvancı Çiftçi bu tip eylemlere başvurmasa hiçbir sorunları çözüm bulamaz!

Demek ki KKTC hükümetleri bu çirkin dili, bu tehditsel ifadeyi işitip anlıyorlar!

BUNUN adına “düzen ve dirlik” denmez ama! Şimdilerin sorunu süt ve süt ürünlerine yapılan daha da yapılması gereken zamlarsa, bir yandan da hayvancının istediği destektir… Ki son çarede Hayvancı, hükümetin başına “dünyayı yıkacaktır! Ne hükümet ama!…

ZEKİ ÇELER olayına da bakalım. Hükümetin acar çocuğu falan derken, baktık ki Ercan hava alanında Pegasus’un şerrine uğramış! Uğramış ki “Bakanlık makamının saygınlığı yara alırken; VIP’ten geçme hakkında bir devlet adamı oluşu da dikkate alınmamış! Ve ne olmuş beş on dakika gecikme nedeniyle “uçak” TC’ye resmi bir toplantı için gidecek Devletin Bakanını beklemeden, havaalanından uçup gidivermiş!

İŞTE “devlet dirayet ve saygınlığı!” İşte devleti temsil eden bir Bakan’a yapılan muamele! Ki Hayvancılar Birliği Başkanı da “dünyayı başlarına yıkacağım” diyor!

HALKÇI olmak! Halkın içinde halkla hamur gibi yoğrulmak mı? Her seçimde halkın omuzlarında gezinmek mi? Ve Halk için popülizm yapmak mı?

Bilir misiniz bu ülkede sorun nedir! Geçmişten biliyorum:

“Gittim Denktaş’a dedim ki gendine, be ama siz hiç farkında deyilsiniz, be ama ne biçim kanundur be bu…”

KKTC yıllar yılı bu “halkın” bu “halkçılık” anlayışıyla yönetildi bu halkçılıkla bozuldu, “popülizm,” asıl ve gerçek yönetim sistemi haline bu halkçılıkla geldi!

Ki bir seçimde sandıktan çıkmak için “halk” olan seçmene bir memleketin yarısını ikram edersiniz de yine burun kıvırır “azdır” diye! Zeki Çeler ne yapsındı, yakınmaktan havayolunu kınamaktan başka!

KOLAY değildir KKTC hükümet olmak ve KKTC’yi yönetmek! Zaten daha işin başında yöneten halk, yönetilen de hükümet olmaktadır!

**********

KISACA TAKILDIKLARIM: (KABİLİYETLİ TÜRKLER VE ADAYLARIN HALLERİ!)

Erhürman ne dedi geçenlerde: “Kıbrıs Türkleri en az başka halklar kadar zeki, çalışkan, becerikli ve kabiliyetlidir…”

Keşke o kadar zeki ve kabiliyetli olmasaydı! O zaman belki “KKTC deniz yemeyen de domuz” olmaktan kurtulurdu!

VE yeni moda şu: “Partili olduğu halde belediye başkanlık seçimlerine “bağımsız aday” olarak katılmak!”

Demek tekerlek döndü! Geçmişte “adaylara” partileri şeref katardı! Şimdi adaylar partilerinden utanıyorlar! İşte siyasi partilerimizin vaziyeti umumiyetleri!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar