Günümüz insanı bilgi ve enformasyon bombardımanı altındadır. Bilgi çokluğu yararlı olmakla birlikte her şeyin çoğu gibi zararlıdır. İnsanda stres yaratabiliyor.
Buna rağmen düşünüyorum da ilkokul yıllarımda elimin altında Google amca olsaydı, büyük bit ihtimalle, ben bugün çok farklı bir insan olurdum. Okulumuzdaki kütüphanede “Hayvanlar Alemi”, “Kâşifler Alemi” gibi birkaç kitap vardı. Okuyacak başka kitap bulamadığım için bunları nerdeyse ezberlemiştim.
Etrafa saçılan bu bilgiler içinde herkes kendine göre bir seçim yapabilir ve bu seçimler de birbirinden farklı olabilir. Benim bu haftaki seçimim şöyle:
Dördüncü Ulasal Danışman aranıyor
Amerika Cumhurbaşkanı Donald Trump, dördüncü Ulusal Güvenlik Danışmanı’nı aramaktadır. Adam üç yıl içinde üç danışman eskitip çöpe attı. Hakaret ederek onları görevden uzaklaştırdı.
Aradığı gibi danışman bulmak kolay olmasa gerek. Aşırı sağcı olmalı, becerikli olmalı, Cumhurbaşkanı’na karşı gelmemeli. Fırça bıyıklı John Bolton fazla dik başlıydı. Utanmadan başkalarının önünde Trump’a karşı çıkıyordu. Bu yetmiyormuş gibi aradaki zıtlıkları basına sızdırıyordu.
Munis ve muti olmak da yetmiyor, danışmanların ve “sekreter” olarak vasıflandırılan bakanların arada bir alenen Cumhurbaşkanı’nı övmeleri gerekir. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu işi iyi kıvırıyor. Dünya görüşü olarak Pompeo’nun Bolton’dan pek bir farkı yok. İkisi de “America first” görüşünü benimsemiş kişilerdir. Bolton, Trump’a rağmen sorunların silâh zoruyla halledilmesini savunuyordu. Bu nedenle kendisine “Bombardımancı Bolton” adı takılmıştı. Pompeo ise bu gibi anlaşmazlıklarda Trump’ın yanında yer alıyordu. Zaten son zamanlarda Bolton’la muhkem küstüler. Birbirlerine konuşmuyorlardı.
Bolton’un aradan çekilmesiyle birlikte dış politikanın şekillenmesinde Pompeo’nun daha etkin olacağı tahmin ediliyor.
Omorfo Piskoposu ırkçı değilmiş
Baş savcı beklenen açıklamayı yaptı. Omorfo Piskoposu Neofidos, söylemleriyle herhangi bir yasayı çiğnememiştir. Söyledikleriyle ne ırkçılık yapmış ne de herhangi bir grup insanda infial yaratmıştır.
Peki, Piskopos hazretleri ne buyurmuşlardı? Hamile bir kadın oral seks yapar ve bundan zevk alırsa karnındaki fetüs homoseksüel bir bebek olarak doğar. Üstelik bu görüşün bilimsel olduğunu iddia etti. Bu görüşün bilimsel olduğunu savunan 37 bilim adamı, bir açıklama yapıp Piskopos’un görüşlerini savunmakta herhangi bir mahzur görmedi.
Piskopos, ayrıca yüzbaşı Metaksas’ın 6 yaşındaki Filipinli ve 8 yaşındaki Rumen kızı boğarak öldürmesine atıfta bulunarak insanların bu iki cinayete tepki göstermelerinin ikiyüzlülük olduğunu dile getirmiştir. “Her gün kürtaj sonucu yüzlerce çocuğun öldürülmesine ses çıkarmayanların böyle bir infial göstermeleri ikiyüzlülüktür” dedi. Hayatında hiç evlenmeyen bir piskopos’un evli insanların hayatlarını düzene sokmaya çalışması garip değil mi?
Piskopos, bir de, homoseksüellerin rahatlıkla tanındıklarını iddia etmişti: “Çünkü onlar kötü bir koku saçar.” Bu da bilimsel bir görüş olsa gerek.
Adaletsizlik sistemi
Yayınladığı mesajlar halkı infiale sürükleyecek gerekçesiyle savcılık Canan Kaftancıoğlu’nu dava etti. Hem de mesajların yayın tarihinden 6 yıl sonra. Yargıçlar da uygun buldu ve Canan hanımı 9 yıl hapse mahkum ettiler.
Kimse de “Yahu, 6 yıldır infial olmadığına göre bundan sonra da olmaz” demedi. Böyle bir yargı sistemine nasıl güvenilsin? İnşallah böylesi buralara uğramaz.
Türkiye’deki mahalleler
IPSOS Şirketi “Türkiye’nin DNA’sı 2019” başlıklı araştırmasında Türkiye’de farklılaşan “7 toplumsal küme” yani yedi mahalle bulunduğu sonucuna vardı. Mahalleler şunlar:
- Memnun Muhafazakârlar: Doğu ve Güneydoğu ile İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yaşayan orta sosyoekonomik statüde olanlardır. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi durumundan en memnun olan grup bunlardır.
- Kaygılı Modernler: Çoğunlukla Marmara ve Ege bölgelerinde ikamet eden, Türkiye ortalamasının üzerinde sosyoekonomik statüye sahip eğitimli kişilerin oluşturduğu mahalledir. Ekonomik ve siyasi durumdan memnun değiller.
- Koyu Muhafazakârlar: Daha az eğitimli olup İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ortalamanın üzerinde bulunan bireylerden oluşuyorlar. Dini inançları, bütün tutumlarını etkiliyor.
- Özgürlükçü Modernler: Çoğunluğu 14-25 yaş grubunda olan ve kentlerde, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde yaşayan insanların oluşturduğu mahalle. Farklılıklara höşgörüyle yaklaşılması gerektiğini savunurlar.
- Yılgın Demokratlar: Orta yaş ve üzerinde olup Marmara ve Ege bölgelerinde yaşayan gruptur. Geçim zorluğu nedeniyle hayatlarından memnun değiller. Ülkelerinin ve ailelerinin geleceği ile ilgili kaygıları vardır.
- Kaygısız Şikâyetçiler: Eğitim düzeyi ülke ortalamasının altında olan, gelir düzeyi yüksek olmayan 26-35 yaş aralığında yoğunlaşan kişilerin oluşturduğu mahalledir. Teknoloji merakları yüksek olmakla birlikte zamanlarının çoğunu mahalle kahvelerinde geçirmeyi tercih ederler.
- Mazbut Kanaatkârlar: Çoğunlukla kırsal kesimlerde ve Karadeniz bölgesinde ikamet eden 35 yaşın üzerinde olan, az eğitimli ve düşük bir sosyoekonomik düzeyde bulunan az eğitimli kişilerdir. Ailesiyle vakit geçirmeyi tercih eden, yaşadığı mahalleyi ve o hayatı seven, dini inançlarına bağlı kişilerin oluşturduğu mahalledir.
Bu mahallelerin hangisinde yaşamak isterdiniz?
