Enflasyonda dünya şampiyonu olmuşuz... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Enflasyonda dünya şampiyonu olmuşuz…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Dünya Bankası 2018 yılı enflasyon oranlarını sıralamış.

Birinci sırada % 29,9’la İran var.


Sıkı durun, aynı oran ve küsuratla birinciliği İran’la paylaşıyoruz.

KKTC’de de 2018 yılı enflasyon oranı %29.96…

Ardımızdan Türkiye geliyor % 16,3… Arada yüzde 13’den fazla bir fark var…

Dünyalı sayılmadığımız için, diğer tüm değerlendirmelerde olduğu gibi, burada da adımız yok.

Ama biz şampiyonuz…

En basit tabirle, gelirimiz üçte bir oranında azalmış.

Bir önceki yıla göre üçte bir oranında fakirleşmişiz. Devlet memuruna kayıplarının bir kısmını verse de, çalışan nüfusun yüzde 70’i gerçek anlamda yüzde 30 fakirleşti.

Ne büyük bir felaket. Bakmayın siz o gelir artış oranlarına falan. Hesaplar TL ile yapıldığı için oluyor o artışlar, reel değil. Dahası, vergi gelirlerindeki artışın büyük kısmı, dolaylı vergilerdeki artış. Yani harçlarla, zamlarla falan yine bizim ödediklerimiz. Dolaysız vergi gelirlerinde değil….

Geçen yılın vergi gelirleri  bu ay itibarıyla 1 milyar 35 milyon lirayken, bu yıl aynı dönemde 1 milyar 437 milyon lira olabilmiş. Sadece 402 milyon liracık artmış…

Ama buralarda bu meseleler kimselerin umurunda değil.

Kim kimin ayağının altına muz kabuğu koyar, kim koltuğunu sağlamlaştırır, en kötüsü de kim bu felaket ekonomiden bile trilyonlarca nemalanır, bunların hesapları yapılıyor…

Enflasyon da sanki bizi hiç ilgilendirmeyen bir rakam mı gibi, bazen okunuyor, bazen hiç okunmuyor bile…

Nasıl bir kaderciliktir, anlamak mümkün değil.

İran için o rakamlar açıklandığında, bütün dünya medyası, İran kötüye gidiyor haberleri yapmış. Nedenleri araştırılmış, kurtulma imkanı var mı yok mu incelenmiş.

Var mı bizde böyle bir telaş, böyle bir çaba?

Biz dövizin yükselişine bağladık, kaderimize razı olduk, bitti…

Bir halk ne zaman isyan eder? Ne zaman kendi yöneticilerinin akıllarını başlarına toplamasını talep eder? Ne zaman?

Bu kadar mı alıştık? Bu kadar mı pasifleştik?

Bu devlet ekonominin temelini oluşturan vergiyi toplamıyor. Sadece çalışan kölelerin verdiği vergilerle ayakta duruyor. Vergi yüzsüzünün kaçağını da kölelere yüklüyor. Zengine dokunmuyor.

Gelirini artırmak adına bir çabası yok.

Bir sürü laga lugayla yeni bir bütçe geçiriliyor. O da açık… Kapatacak kim, çalışan köleler, maaşlılar, ücretliler…

Geçmişin var oluş mücadelesinin yerini, bugünün dünyasında geçim mücadelesi alması gerekirken,  bu mücadelenin içinde yokuz. Olmadığımız için de sözde bizi yönetenler bu kadar rahat ahkam kesebiliyorlar. Yaptıklarını ve ısrarla yapmadıklarını yüzlerine vurmadığımız için.

Bir de çıkıp hiç sıkılmadan kendi kendimizi yönetmekten bahsetmezler mi?

Ölmüşüz de haberimiz yok.

Yuh olsun bize!…

 

YERİN KULAĞI VAR

SİZE KALSA:

UBP milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ortak bir vizyonda ve neyin görüşülmesi gerektiği konusunda  anlaşmadan Berlin”de üçlü görüşmeye katılıyor” diyerek Akıncı’yı eleştirdi. Hangi anlaşmadan bahedersiniz, sizin onay vereceğiniz tek şey, “federasyonun olmayacağı, iki devletli bir çözüm ve KKTC’nin tanınmasıdır”. Bunun olmayacağını, dünyanın bunu kabul etmeyeceğini bile bile bunda ısrar ederek sadece kendinizi kandırıyorsunuz…

 TATAR OLMAZ:

Havadis gazetesine konuşan ikinci cumhurbaşkanı Talat,  adada bir çözümü CTP’li bir cumhurbaşkanının başarabileceğini söyleyerek, Başbakan Tatar’ın adaylığı için, “Hiç olmaz. Ersin Tatar’ın hiçbir tecrübesi yok. Ancak hamaset konuşuyor. Türkiye hariç hiçbir aktör ile teması yok, iki devletli çözümü, yani imkansızı istiyor” dedi. Talat muhalefet lideri gibi…

BİZ DE ONU İSTİYORUZ:

Dışişleri Bakanı Özersay katıldığı bir tv programında, “Kıbrıs Türk kimliğinin en karakteristik özelliği kendi kendini yönetmek istemesidir. Bizim ihtiyacımız olan şey Türkiye’nin bizi yönetmesi değildir. Türkiye’nin bize talimat vermesi de doğru değil. Zaten biz böyle bir şeyi kabul etmeyiz” dedi. Zaten toplum olarak bizde ayni şeyleri söylüyoruz. Bizim de tek istediğimiz, kendi ülkemizde kendimizin efendisi olalım, kendimiz fikir üretelim, çare üretelim, ama olmuyor işte…

“SOKAĞA ÇIKMA ZAMANI”:

Yıllarca toplumun sesini sokağa taşıyan ancak, son yıllarda bu alışkanlığını unutan CTP, eskiye dönmeye hazırlanıyor. CTP Genel Başkanı Erhürman, “CTP gücünü dayanışmasından alır. Bu dayanışmayı Kıbrıs’ın dört bir yanına yayma zamanıdır. Sokağa çıkma zamanıdır” diyerek o eski ve özlenen CTP için ilk kıvılcımı yaktı…

KAMU REFORMU LAFTA:

Bir muhalefet vekili, kamu reformu iktidar tarafından Meclis’e getirilmiyor diye eleştiriyor. Bir iktidar vekili ise, “siz niye yapmadınız” mealinde bir şeyler söylüyor. KKTC’de siyaset ise, kim kimi suçlar, kim kime zarar verir modunda ilerliyor. Gerçekten yasa niye Meclis’e gelmiyor? Kamu görevlileri de dahil, buna kafa yoran kaç kişi var sizce? Umurumuzda olmadığı iiçin, onlar da birbirlerini suçlama oyunuyla günü geçiştiriyorlar. Hatta, geçmişte üzerinde uzlaşıya varıldığı söylenen maddelerin  bile UBP tarafından değiştirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Boş verin, telaş etmeyin, rahat rahat bir on yıl daha çalışın, ne olacak…

 HAYALİ BİLE GÜZEL:

Nasrettin Hoca’nın yün hikayesine benzer. Hani hoca tele takılan koyun yünlerini biriktirip satıp borcunu ödeyecek diye bir hikaye vardı ya. İşte bizimki de ona benzer. Ekonomi ve Enerji Bakanı Taçoy doğal gaz boru hattıyla ilgili olarak, Akdeniz’de çıkacak doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihracatının olabileceğini söylemiş. Ortada daha gaz yok, anlaşma yok, biz şimdiden hayalini kuruyoruz…

 ZİRVEDEKİLER

Başaran Düzgün: “Bin parçaya bölünen kırık testiden farksız memleket. Un ufak olmuş parçacıkları, bir araya getirmenin mümkünü yok artık. Elbirliğiyle yerle bir edilen bu coğrafyaya yabancılaşmış insan topluluklarından ibaret yaşam. Geleceğe ilişkin umutlarımız çoktan tüketmedik mi? Ne kaldı geriye vatana dair…”.

 DİPTEKİLER

Utanmalıyız: Bugün “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”. Okuma yazma oranının tavan yaptığını iddia ettiğimiz ülkemizde, son bir yılda KKTC’de şiddete uğrayan kadın sayısı 883… Ve yine son dokuz yılda tam 21 kadın cinayete kurban gitti. Utanmalıyız diyeceğim ama, boşuna olacağını siz de, ben de iyi biliriz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar