Ellinas olayı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Ellinas olayı

Köş, MoreketMehmet Moreket

Rum Yönetimi’ne hidrokarbonlar konusunda danışmanılık yapan Charles Ellinas’ın ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü’nde, ASELSAN sponsorluğunda yapılacak “East Med Enerji Sempozyumu”na katılacağı açıklandığında hem sevinmiş, hem de şüpheyle bakmıştım. Ntekim, sonuçta katılmayacağı açıklandı.

Hem güney Kıbrıs’ta halen resmi bir görevi vardı hem de Rum Hidrokarbon Şirketi’nin eski başkanı,  “E-C Natural Hydrocarbons Company”nın kurucusu ve CEO’suydu. Petrol ve doğal gaz mühendisiydi, İngiltere ve Ortadoğu’da 35 yıl çalışmış bir uzmandı.


Ellinas özellikle Türk tezlerine tümüyle karşı çıkan, Rum Yönetimi’nin uluslararası şirketlerle sözleşmelerini bizzat hazırlayan, aracılık yapan biriydi. “Türk tahriği” diyor da başka bir şey demiyordu. Rum yönetiminin “east med” konusundaki tüm tezlerinin bir anlamda yaratıcısıydı.

Ancak, Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri en iyi bilen ve takip edenlerdi. “Hidrokarbon Çıkarma, Üretim ve Değerlendirme” konulu bir konuşma yapacaktı ve böyle bir sempozyumda, karşı tarafın tezlerini de duymak çok kıymetli olacaktı. Mesela ben olsam, kendisine yıllar önce çıkacak gazın Mısır’daki sıvılaştırma merkezine gönderilip oradan dağıtılmasının, maliyeti yükselteceği, batıdaki fiyatlarla rekabet edemeyeceği şeklindeki söylemlerini hatırlatır, geçen hafta Güney Kıbrıs’ın bu yöntemi kabul eden anlaşmayı nasıl imzalandığını sorardım.  Uzmanların da kim bilir ne soruları, ne tartışmaları olacaktı. Acaba bundan mı çekindiler? İlk kez Türk uzmanlarla bir araya gelecekti, savundukları tezlerin kamuoyu önünde çürütülmesinden mi korktular?

Açıklama yapıldığı günden bu yana Rum medyası eleştiri yaptı. Özellikle de dikkat çektikleri nokta, Sempozyum’un açılış konuşmasını Başbakan Ersin Tatar’ın yapacak olmasıydı.

“Sansasyon yarattı” dediler ve sonuçta da, Ellinas’ın sempozyuma katılmamasını sağladılar.

Sebep yine aynı, sempozyum siyasallaşmış falan. Sanki kabul ettiğinde bunu tahmin etmemişti. Külahıma anlatsınlar. Medyanın ve pek tabii siyasetin baskısı, katılmaktan vazgeçirdi.

Ne olacaktı yani? Ellinas, Ersin Tatar’ı tanımış mı olacaktı? Ya da KKTC’nin tanınmasına vesile mi olacaktı?

Böyle bir bağnazlıkla nereye varabiliriz ki biz?

İNSAN TİCARETİ ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR…

Haberin başlığı “Ülkeye nasıl girdikleri bilinmiyor”…

Hani KKTC’den güneye geçmeye çalışanı biliyoruz, KKTC’de kaçağa düşeni biliyoruz, mülteci ayağına gelen yasa dışı göçmenleri biliyoruz da, bir de sınırlarımızdan kimsenin haberi olmadan girenler varmış.

KKTC, küçücük coğrafyası, bir ada oluşu ve nüfusuyla orantısız bir şekilde, dünya insan ticareti merkezi olma yolunda.

Günlerdir KKTC’ye, KKTC’den de yurt dışına adam gönderme işi yapan acentalar sosyal medyanın gündeminde. Şahıs isimleri, şirket isimleri ortada dolaşıyor. O isimleri polis ihbar kabul etti mi, şikayete giden yabancıların dilekçeleri ile ilgili soruşturmalar başladı mı bilmiyoruz ama, gördüğümüz, bunlar öyle bir iki tane değil, çok daha fazla. KKTC’de sahte belge düzenleniyor, adam getiriliyor, adam kaçırılıyor. Kalanlar da, burada insanlık dışı ortamlarda yaşıyor.

Son yapılan afların ya da muhaceret düzenlemelerinin, bu yasadışılığa çare bulmakla alakası yok. Onlar, çalışma izniyle gelip kaçağa düşenler, turist olarak gelip kalanlarla falan ilgili. Bu çok başka bir tehlike.

Polisin operasyonları dışında, yetkili makamların olayın ciddiyetini ele aldıklarını gösteren bir bulgu yok. Çünkü bir açıklama yok. Hala istisnai, bireysel durumlar gibi görülüyor sanki. Oysa sadece bu hafta 4-5 kişi güneye geçmeye çalışırken yakalandı. Ve bunların çoğu da, KKTC üniversitelerine bu yıl kayıt yaptıranlar. Kılıfını böyle bulmuşlar.

İnsan ticaretinin kurbanlarından sonra, biraz da o aracıların yakalandığını görsek…

 

YERİN KULAĞI VAR

KORKUNUZ BAŞKA:

Rum Yönetimi Başkanı Anastasidis’in 25 Kasım’da yapılacak üçlü zirveyle ilgili, “beklentim düşük, boşuna masraf” açıklamaları bizdeki bazılarının ekmeğine bal sürdü. Koro halinde, “biz zaten biliyorduk, gitmeye gerek yok” açıklamaları hemen geldi. Yahu bir durun, evet belki bu zirveden birşey çıkmayacak ama, kendini dünyaya kapatarak, izole ederek ne elde edeceğiz. Bırakın biz Türk tarafı olarak sonuna kadar zorlayalım. Ama esas korku, bir anlaşma zemininin ortaya çıkabilme ihtimalidir. Yıllardır dünyaya kapalı bu ülkede hep kendi borunuzu öttürdünüz, kurduğunuz bu ganimet ve talan  düzeninin bozulmasını istemiyorsunuz…

 

İNANARAK MI SÖYLÜYOR:

KKTC Tarihinde ilk defa yüzde 20.44’lük bir kayıt dışılıkla karşılaşıldığını söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğu,  Muahceret Affı ve alınan tedbirler ile kayıt dışı çalışmanın ortadan kaldırılacağını söylemiş. Hani ilk af olsa inanayım ama, bu konuda kaçıncı affı çıkardılarını kendileri de unuttu. Bugüne kadar çıkardıkları onlarca af ne işe yaradı, kayır dışılığı mı, yokda kaçağı mı önledi. Kendi kendimizi kandırmayalım… Ha, bu arada Bakan “tarihte ilk defa” sözünü yineledi. DPÖ rakamlarına bir daha bakmasını rica edelim. 2011’de yani İrsen Küçük döneminde kaçak istihdam oranı yüzde 20,8…

 

UYUMAYA DEVAM:

Hırsızlık olayına adı karışan ve tutuksuz yargılanan bir kişinin sözleşmeli olarak  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda işe başladığı iddia edildi… Çek yasağına girmiş kişilere döviz bürosu açma izni verilmiş… Hiç kızmayın. Boş verin bunları, önemli olan KKTC’yi sonsuza kadar yaşatmak değil mi? Bu kadarı da olsun artık. Siz uyumaya devam edin…

 

NE VİZYONU, NE GELECEĞİ:

Biri gider, yılın “vizyon sahibi devlet adamı” seçilip ödül alır, bir diğeri “Vizyon 2035” ile geleceğimizi nasıl tasarlayacağını analır. Hangi vizyon, hangi gelecekten bahsedersiniz be arkadaşlar. Birazcık vizyonunuz olsaydı memleket bugün bu halde olmazdı. Bırakın geleceği, sayenizde geçmişi arar olduk. Memleketin haline bakarsanız vizyonunuzun ne olduğunu hemen göreceksiniz…

NE BEKLERDİNİZ:

Ülkemizde suç işleme yaşı 10’a, uyuşturucu kullanma ise orta okul sıralarına inmiş. “Barış ve huzurun simgesi” olan ülkemizin ne yazık ki çoğunluğu, “Besleme, dinsiz ve hain(!)”… Böyle bir  toplumdan başka ne beklenirdi ki…

 SUÇ KİMİN?:

Yollar bozuk, geceleyin aydınlatma da yetersiz, hepsini kabul ediyorum ama her trafik kazasında bahaneyi bunlara bulmak, kendimizi suçtan ayırmak ne kadar doğru olur. Hafta sonu kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayarak yoluna devam eden ticari araç, takla attı, 6 kişi yaralandı. Çarpışmanın nedeni ne yol, ne de aydınlatma… Adam kırmızı ışığı takmamış ve 5 kişinin canına kast etmiş…

ZİRVEDEKİLER

Asım Akansoy: “Kıbrıslı Türkler için bugün en önemli kavram, bence haysiyettir. Eğer çözüme gidilecekse bunun haysiyetli olmasıdır Kıbrıslı Türkler için önemli olan. Çözüm yolunda da haysiyetli bir varoluş ister insanımız. Kendine ekonomik olarak yetmek ve kendi kendini yönetmek ister. Dolayısıyla ülkedeki demokrasi sorununu bilir, ekonomik müdahaleleri reddeder…”

DİPTEKİLER

Emete Gözügüzelli: “Akıncı ‘mağdur’ edebiyatı yapıyor! Hedef Türkiye’ye karşı algı operasyonunu ilerletmek! Bunu sanat kültür vs etkinliklerle uyguluyorlar! Aldırma Gönül Diyorlar! Kime? Türkiye’ye karşı!… Hedef, içte Türkiye’ye karşı iç isyan!… Türkiyeli Kıbrıslı kavgası. Seçimlerin sonuçları süreci daha da hissettirecek. Türkiyem, öze dönüş vakti yakındır”.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar