Dünyayı bir Coronavirus belası sardı ve insanların tüm hayatını etkilediğini görüyoruz. Dünyanın birçok yerinde kaos ve panik var. Elbette eğitim de bundan nasibini alıyor. Dünyanın birçok yerinde okullar tatil edildi. Spor karşılaşmaları iptal edildi. KKTC’de de bazı benzer önlemler alındı.
İngiltere gibi bazı ülkeler de kademeli önlemler alırken, bazıları direkt olarak kesin önlemler almayı tercih etti. Bu ani ve direkt alınan önlemler vatandaşlarda panik havası yarattığını KKTC’de de gördük. Kademeli ve ciddi, bilimsel önlemlerin alınması daha iyi sonuçlar vereceğini düşünüyorum. İngiltere’de hala tüm okullar tatil edilmedi. Bugüne kadar sadece virüsün görüldüğü bazı okullar tatil edildi. Bu konuda hükümetin halktan tepki aldığını söylemek mümkün. Avrupa’nın birçok ülkesinde okulların çoğu tatil edilirken, İngiltere’de tatil edilmemesi eleştiri konusu oldu. Anladığım kadarı ile önümüzdeki günlerde okulların tatil edilmesi gündeme gelecek. 3 Nisan’da başlayacak olan Easter Tatili öncesinde okulların tatil edilip Easter tatili ile birleştirilecek ve insanların daha çok evde vakit geçirmeleri istenecek. Gerçi hükümet adına konuşan uzmanlar okulların tatil edilmesinin gerek olmadığını söylese de halktan gelen bu baskıya hükümetin ne kadar dayanacağını merak ediyorum.
KKTC’de eğitim adına alınan tedbirler elbette önemlidir. Okulların kapatılması elbette olumludur. Sadece merak ettiğim bu virüsün kuluçka süresinin 14 gün olduğu bilinmesine rağmen niye bu tatil edilme süresi iki kararda alındığıdır. Önce 3-4 gün sonra bir hafta tatil edildiği duyuruldu. Açıkça söylemek gerekirse okullara verilen tatil süresi yeterli olmayabilir. Okulların ilaçlanması çok önemlidir. Elbette dünya sağlık örgütü ve uluslararası sağlık kuruluşlarının uyarılarını dikkate alarak toplum olarak uymamız gerekenler var. Fazla panik yaratmadan uyarıları adım adım yerine getirmek gerekiyor. Hiç umursamamak da olmaz. Korunarak, koruyarak hayata devam etmek durumundayız.
*****
Gelelim bu süreçte yaşanacak eğitim kayıplarına… Okullar tatil edildiğine göre eğitim kaybı da kaçınılmazdır. Bunu en aza indirmek de tabii ki eğitimi yönetenlere ve eğitimin diğer paydaşlarına düşmektedir. Bu konuda birlikte çalışılması kaçınılmazdır. Toplum arasında çok da sağlıklı olmayan “Profesör mü olacaklar? 3-5 gün okula gitmeseler ne olacak?” anlayışı doğru değildir. Çocuklarda yaşanacak eğitim kayıpları doğru dürüst bir planlama ile giderilmelidir. Bazı özel okulların uzaktan eğitim veya dijital ortamları kullanarak çocukların eğitimine katkı sağladıklarını görüyoruz. Aslında bu konuda devlet okulları da olanakları doğrultusunda çocuklara bazı imkanlar sağlayabilir. Öğretmenler direkt aileler ile temasa geçerek bilgisayar ortamlarını kullanarak çocuklara yapması gereken etkinlikleri gönderebilir. Bu süreçte çocukların evde bütün gün bilgisayar oyunu oynamalarını az da olsa engellemiş oluruz.
Tabii ki KKTC şartlarında devlet okullarında uzaktan eğitim işi biraz zor görülüyor. Peki ne yapmalı? Çok fazla seçenek da yok aslında. Ya eğitim süresini Haziran ayının içine salkıtırsınız, ya da öğretim yılının sonuna kadar öğleden sonra okula gelirsiniz. Bunların dışında eğitim kayıplarını gidermenin yolu çok fazla görünmüyor. Bunu yapmak için de yarından tezi yok Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile sendikalar oturup bu işi nasıl planlayacaklarını konuşmaları gerekecek. Bunu yapmadıkları sürece bu eğitim kayıplarından doğacak sorunlar elbet gelip onları bulacaktır.
Unutmayalım ki bu okulların kapalı olma durumu daha da uzayabilir. Dolayısı ile şimdiden konu üzerinde kafa yormakta yarar var.
