Dünya Bankası ekonomi raporu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Dünya Bankası ekonomi raporu

Onur Borman

Bu hafta içinde Dünya Bankası, Küresel ekonomi Raporu’nu yayınladı.

Rapora göre,  daha önce yayınlanan büyüme oranlarını revize ederek düşürdü. İki hafta önce, IMF’nin raporuna göre mevcut ve gelecek yılların tahminlerini değerlendirmiştik.


Şimdi Dünya Bankası ekonomi raporuna bakalım. Banka’nın bir önceki raporunda, banka küresel büyüme tahminini 2019 için %2.6 vermişti, bu defa %2.4 olarak revize etti. 2020 içinde %2.7’den %2.5’e, 2021 için de 0.2 düşürerek %2.6 tahmininde bulundu. Türkiye için önceki raporda 2019’da  daralma tahmini yapan banka bu defa daralma olmayacağı görüşünü verdi.

Dünya Bankası raporunda, ilerleyen dönemlerde küresel yatırımların ve ticaretin kademeli şekilde iyileşmesinin beklendiği, ancak buna rağmen halen küresel ekonomik görünürde aşağı yönlü baskıların olduğu ifade ediliyor. Ve bu daha ziyade uluslararası anlaşmazlıkların, gerginliklerin ve buna bağlı belirsizliklerin nedenine bağlandı. Çünkü ekonomik hareketlerin olumlu ve olumsuz gidişatı çeşitli uluslararası siyasi çekişme, savaş veya olumlu/olumsuz gelişmelere bağlı olarak şekillenmektedir.

Dolayısıyla raporda da değinildiği üzere, ticaret politikalarındaki belirsizlikler, büyümenin küresel boyutta yavaşlaması , ticaret savaşlarının artması, ticaret politikalarındaki belirsizliklerin yükselmesi, büyük ekonomilerde beklenenin üzerinde ekonomik bozulmanın yaşanması, gelişen piyasalarda ekonomik gerilimler görülmesi gibi ihtimallerin gelecek dönemde dikkate değer riskler arasında yer aldığı tahminleri veriliyor.

Sadece son iki haftada zaten yıllardan beri süregelen Ortadoğu ve Doğu Akdeniz deniz altı kaynakları için Batı ve -Türkiye dışındaki- çevre ülkelerince yalnız kendi menfaatlerine yönelik yapılan ve yapılmakta olan ittifaklar ve haksız teşebbüslerden sonra birdenbire alevlenen ABD-İran gerginliği, Libya’da iç savaşın yükselme eğiliminden sonra piyasalarda geçen hafta bu olaylara paralel olarak meydana gelen ekonomik ve piyasalardaki dalgalanmalar, döviz kurlarının birdenbire TL karşısında yükselmesi, petrol fiyatlarının artması , siyasi açıdan olduğu kadar ona bağlı olarak ekonomik açıdan da oldukça tedirgin birkaç hafta yaşandı.

Ardından Libya’da Türkiye’nin ateşkes çağrısı ve hemen sonrasında İstanbul’da Türk-Akım Projesinin açılışında  Türkiye ile Rusya’nın ateşkes çağrısının Libya Yüksek Konseyi tarafından memnuniyetle karşılanması, bu arada aynı günlerde İran’ın ABD üslerine füze atışlarından sonra ABD’nin kayıp olmadığı gerekçesiyle geri adım atması sonucunda, savaş eşiğinde olan İran-ABD çatışmasının şimdilik yatışması süreci dahi piyasalarda bir rahatlama yaşatmış, TL karşısında aniden bir hafta önce yükselen döviz kurları  düşmeye başladığı gibi, yükselen petrol fiyatları da yine ve şimdilik eski seviyelerine dönmüş durumdadır.

Bunlar da ekonomik ve ticari faaliyetlerin gerek ülke içi gerekse uluslararası gerginliklere veya güvene ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir.

Gelelim Dünya Bankası’nın raporundaki Türkiye hakkındaki görüşüne; Banka’ya göre Türkiye hakkında pozitif bir büyüme tahmini var. 2020’de Türkiye ekonomisinde %3 büyüme beklenmektedir ki bir çok ülkeler için daha düşük tahminler var. 2021’de de %4 büyüme tahmini var. Raporda gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye azalan bir sermaye akışı olduğuna dikkat çekilerek küresel ticaret ve emtia fiyatlarındaki oynaklığın ve olumsuzlukların buna neden olduğu belirtiliyor. Ve Türkiye’de ekonomik denge politikalarının uygulanmaya  çalışıldığı bir dönemde gerçekleşen küresel etkiler uluslararası gerginlikler TL değerlerinde oynaklığı devam ettirdi, ve sermaye çıkışını etkiledi..

Enflasyon ve talep azlığı da ekonomiyi ve reel sektörü etkiledi.

Özellikle şirket borçlarının artması mali durumu ve likiditeyi etkilemektedir. İhraç mallarında ve imalatta üretim olumlu devam ediyor. Raporda Şirketlerin, özel sektörün  borçlarının hafifletilmesi sürecinde pek ilerleme olmaması ekonomideki durumun tıkanmasına zemin hazırladığı görüşleri var. Ekonomideki tıkanmalar, hane halkı alım gücünü de olumsuz etkilediği cihetle talep de azalmaktadır.

Dünya bankası görüşü, şirket özel sektör borçlarının yapılandırılarak borçların düşürülmesi gerektiği, olmadığı takdirde ekonomide planlı bir yeniden dengeleme sürecini riske atacağı ve sert inişe neden olacağı yönündedir.

Ayrıca Ağustos 2018 de Türkiye’deki  döviz şokundan sonra kademeli olarak ekonomide düzelme olduğunu, Avrupa ekonomilerindeki yavaşlamanın, Türkiye’nin ihracatını dengelemesi muhtemel olsa da dünyadaki parasal koşulların daha hızlı toparlanmayı destekleyebileceği öngörülüyor.

Türk-Akım Projesi ;

Bu hafta memnuniyet verici bir sonuç, İstanbul’da düzenlenen törenle tamamlanmış olan Türk-Akım Projesi’nin  açılışının yapılması olmuştur. Açılışı Türkiye Cumhurbaşkanı R.T Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı V. Putin tarafından yapıldı. Proje gerçekleşmesi de iki başkan arasında 2016’da imzalanan bir anlaşma ile başlamıştı. Rusya’dan başlayarak Karadeniz altından Trakya Kırklareli civarına oradan da Avrupa’ya verilecek 930 km uzunluğunda 2 tane boru hattı döşendi. 2 hattan biri Türkiye’ye biri Avrupa’ya verilecek. Bu proje Türkiye’nin üçte bir gaz ihtiyacını karşılayacak. Bu proje açılışı ile 31.5  milyar metreküp doğalgaz akış kapasitesi var. Türkiye’nin bu projeden 15.75 milyar metreküp doğal gaz alması ve geriye kalan 15.75 metreküp gazın Avrupa’ya ihracının  yapılacağı planlandı.. Hayırlısı olsun..

2020 yılının ekonomik açıdan da siyasi açıdan da daha iyi bir yıl olmasını dileriz.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar