Dizdarlı: Sağlık Bakanlığı bu miktarda aşıyı temin etmeye muktedir midir?

Aşılanma, özlediğimiz eski-sosyo ekonomik yaşantıya dönebilmek adına bizlere umut veren bir uygulamadır. Malumunuz olduğu üzere, Dünya Sağlık Örgütü, toplumun en az %65-70 inin bağışıklık kazanmasıyla özlenen yaşantıya yakın bir yaşama geçilebileceğini duyurmuştur. Dolayısıyla, ülkemizde de bu saptama gerçekleşmeden güvenli bir toplumdan söz etmemiz mümkün değildir

İşte tam da bu noktada aşılanma kadar, aşılanma süresinin de önemi ortaya çıkmaktadır. Zira bu gün hangi aşıyı yapılırsak yapılalım, maksimim etkinliğinin 6-9 aylar arasında olacağı tahmin edilmektedir. Yani bu gün aşı olanların bağışıklıklarını sürdürebilmeleri için en geç 9 ay sonra tekrar aşılanmaları gerekmektedir. Aksi halde bağışıklıklarını kaybetmekle yüzleşme olasılıkları çok yüksektir.

Bu durumda basit bir hesapla anlaşılmaktadır ki; aşılanması planlanan %70 in en fazla iki ay içinde topluca aşılanması çok anlamlıdır. Aksi halde bunu %10 ve %15 dilimlerle 9-12 aya yayarsak, aslında hiçbir zaman istenen oranı yakalayamayacağımız anlamına gelir. Çünkü bu süre sonunda yeniden aşılanma yapılmadıkları taktirde ilk aşılananlar bağışıklıklarını kaybedeceklerdir.

İsrail Devleti, milyonlarca kişinin bir buçuk ayda aşılamayı başarmıştır. İyi bir organizasyonla biz de beş yüz bin insanı bu süreden daha da kısa bir sürede aşılayabiliriz.

Tek sıkıntı ise aşı teminidir. Aşının temini sağlık bakanlığının görevidir.

Bu gerçeğin ışığında gelinen noktada sorulacak tek soru vardır:

Sağlık Bakanlığı 1-2 ay içinde bu miktarda aşıyı temin etmeye muktedir midir?