Dilsiz siyaset başkentsiz ülke - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Dilsiz siyaset başkentsiz ülke

Ahmet OkanAhmet Okan

“Sana bir şey söyleyeceğim ama daha sonra“ deyip kestirip atınca, insanı bir merak alır.

Ta o düşünce açıklansın, diken üstünde oturur insan adeta.


Açıklanmamış o düşünce merak edildiğinden açıklanmadıkça merak yerini endişeye bırakabilir.

Hiç kimsenin bilmediği, sadece düşünce sahibi tarafından bilinen bir düşünce endişe kaynağı olamaz, ama açıklanacağı bilinen bir düşünce endişe kaynağı olabiliyor.

Görülüyor ki açıklanmayan; merak konusu olan bir düşünce, açıklanan bir düşünceden daha ürkütücüdür sırasında.

Fakat birçok yerde bunun tersi oluyor ve tam aksine açıklanan düşünce tehlike oluşturuyor.

Genellikle siyasal yönetimi despotik öğeler içeren siyasi düzenlerde açıklanmayan düşünceden çok, açıklanan düşüncelerden korkuluyor ki bu yakından biliniyor, uzaktan değil!

Bir kaynağa göre düşünce “dış dünyanın insan zihnine yansıması” olarak izah edilir.

Düşünce dış dünyadan zihne yansıyanlardan oluşan fikirler olduğuna göre, nasıl tehlikeli olabilir.

Descartes “Düşünüyorum, öyleyse varım” dememiş miydi?

Fakat düşünmeyen yaratıklar da vardırlar ama bu meselemiz değil…

“Demokrasi” adı altında günümüzde bile despotik ya da faşizan idarelere yönelmek, aslında “demokrasi” denen yönetim şeklinin kara deliklerini göstermiyor mu?

Bu gibi düzenlerde o despotik ve faşizan öğelerin gındırılmış kapısı demokrasiden başkası olamaz herhalde.

Bu durumda bugüne kadar denenen hiçbir yönetim şeklinin adil, sağlıklı, adaletli olduğu söylenemez tam anlamıyla…

Demokrasi, protez bacaklarla ülkeyi yönetme şeklidir!

Ya da manuel bir tekerlekli sandalyeye mahkum hastadan farksızdır.

Ayakta sürekli olarak durabilmesi için sürekli yeniliklere ihtiyacı vardır, ya da tekerlekli sandalyeyi yürütmek için yardımcılara ihtiyaç duyulur.

Belki de bu yüzden “ileri demokrasi” kavramı çıkmıştır.

İşsizlik, insan hakları, düşünce özgürlüğü, barınma hakkı gibi çeşitli sorunların üstesinden gelen ülkeler bu kavram dahilinde anılırlar.

Benzetme yerindeyse, tekerlekli sandalye teknolojik donanımlar vasıtası ile yardımcılara ihtiyaç olmadan yürütülebiliyor.

Ama nihayetinde sandalyeye mahkumiyet yok mu?

Kıbrıs’ın kuzeyinde oluşan demokratik düzen şöyledir ya da böyledir diye tartışılabilir.

Oluşan demokratik düzen kendine özgüdür ve gariptir hatta.

Garip olan şey, ahalisinin demokratik bir kültüre sahip olması ile birlikte oluşturulan yapının bunun dışında tutulması.

Birçok bilinen şey yanında (antidemokratik şeyler) belirli bir zümreye dayalı siyasal partilerin kurulması bile serbesttir ve çok sayıda örnekleri vardır.

Ayrımcılığı körükleyebilecek, sosyal ve kültürel özellikleri farklı olan kesimleri karşı karşıya getirebilecek, aralarında düşmanlık yaratabilecek siyasal oluşumlara yönelmek serbesttir!

Kendi kara deliklerimiz!

Kara delikleri kullanıp demokrasi adına bu tür örgütlenmeleri tercih edenlerin siyasal olmaktan çok kültürel sorunları vardır.

Ama onlardan daha sorunlu olanlar da vardır ve işin garip tarafı bunun bilincinde olmalarıdır.

Üstüne üstlük bütün var olan olumsuzlukları ve sürüp gitmekte olan bütün olup biteni seyrederek mevcut düzene çift dikiş atılmakta, yine işin ilginç yanı bu gelişmeler çok gülünç bir şekilde demokrasi ile izah edilmektedir…

Kendi şehirlerine, kendi köy ve kasabalarına, kendi sokaklarına uzak, kendi sokaklarından habersiz bir siyasal düzen başkentsizdir.

Siyasetçisi de doğal olarak bilse bile bilgisiz, işitse bile sağır, konuşsa bile dilsizdir…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar