Demokrasi her yerde her koşulda hepimize lazım olan devletin ve seçilmişlerin, demokrasinin çağdaş normlarını, halkının gelişimi, özgürlükleri, ekonomisi ve eşit yurttaşlık hakları çerçevesinde en anlaşılabilir şekilde göstermesi gerekmektedir.
Geçtiğimiz hafta yerel yönetimlerin birleştirilmesi ve reform adı altında topluma yansıtılmaya çalışılan yasanın aslında daha çok siyasi hesapların yapıldığı niteliksel ve çağdaş olmayan bir yapının ortaya çıkmasına reform diyemeyeceğim.
Bu zihniyetin nitelikten çok sayısal hesaplamalar yaparak sayısal anlamda belediyenin azalmasının niteliksel başarı sağlamayacağının farkında olmadığı gibi, yasanın mecliste geçme noktasında da niteliğe bakılmaksızın sayısal çokluk noktasından hareket ederek demokrasinin araçlarını kötüye kullanıp, siyasi etiğe uymayan zihniyet şekilci davranmaya devam etmektedir.
Bu yapı her gün farklı bir gündemle ülkenin istikrarsız ekonomisine siyasetine, yenileri eklenmeye devam ediyor.
Devletin kurum ve kuruluşları sorumluluklarını toplum yararına yapamayan,siyasallaşan devletin, hükümetlerin istediği doğrultuda hareket etmesi sonucunda birçok anlamda kıbrıs halkı zarar görmektedir.
Düşünün ki bir ülkede yasamanın yürütüldüğü yer olan cumhuriyet meclisi’nde çıkan birçok yasanın mutlaka yargıya intikal etmesinin gerekçelerini tartışmamız gerektiğini inanıyorum.!
Halk ve seçilmişler sosyal demokrasiyi nasıl anladığı ile ilgili bir karmaşa olduğu apaçık ortada, en yalın hali ile tanımlamak istiyorum, evrensel değerlerle uyumlu olarak yurttaşların bireysel ve toplumsal gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen sosyal devlet veya bu yöndeki politika toplumun katmanları arasında adil bir yaşama düzeyi dengesi sağlamayı amaç olarak alır.
Peki bizim ülkemizde sosyal devletin anayasadaki normlarına ve tanımlarına uygun işleyişi kurumsallığı demokrasinin en etkili aracı olan seçilerek toplumun ihtiyaçlarını ülkenin anayasasına bağlı kalarak ve bu çerçevede çalışabilecek nitelikli ve niteliksiz seçilmişleri kim nasıl denetliyor,?
Hatalarının maliyetleri kim tarafından nasıl karşılanıyor.?
Seçilmişler sosyal devletin iradesini yansıtmadığı yaşadığınız bu zamanda yaşananların sonuçlarının doğrudan halkımızı bağladığı bir gerçek olmasına rağmen toplumun kendisini doğrudan bağlayan konulara ve sorunlara yaklaşımı örgütlü ve kolektif olmaması sorunların çözümünde ki etkiyi azalttığı,da bir gerçektir.
Tüm dünya halkları kendi geleceklerini yaptıkları ve yapmadıkları ile belirlediği gerçeğini,her mücadelenin mutlaka bir bedeli olduğu gerçeği sonuç alma noktasında toplumların kendi mücadelesine bağlıdır.
Arayacağımız çözümlerin bilimin çağdaşlığın entelektüel, seküler, sosyal adaletin, demokrasinin referans ve normların geçerli olduğu, yaklaşımlarla çözüleceği gerçeğini özümseyen ve kanıtlayan toplumlar amaçlarına daha etkin bir şekilde ulaşırlar.
Yaşadığımız bu coğrafyada jeopolitik,politik,siyasi olarak kendimizi herhangi bir denkleme entegre edecek veya birlikte çalışacağımız siyasi bir gerçekliğin olmaması kıbrıs türk toplumunun geleceğini kendi planları ile planlayamayacağı tehlikesi ve gerçeği acı bir gerçektir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde statükonun toplumun anayasal özlük haklarına ulaşması ile ilgili bir bariyer olduğu toplumun kendi ülkesindeki yönetim biçiminin kendi evrensel haklarına ulaşmasındaki bir engel olarak görülmesi demokrasinin hangi seviyede ve evrede olduğu ile ilgili gerçeği de üzülerek söylemeliyim.
Bu durumun kolaylıkla düzelemeyeceği alğısının toplum tarafından kanıtsanması ve tepkilerin bu çerçevede gelişmesi ve toplumsal reaksiyona dönüşememesi oldukça zor,ama imkansız değildir.