Bundan sonra ne olacak? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Bundan sonra ne olacak?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Sn. Tatar’la yeni bir dönemin başlayacağına inanmıyorum. Öncesi gelip giden Cumhurbaşkanlarıyla da ne siyasi ne sosyoekonomik yönden yeni dönemler yaşanmadıydı. Kaldı ki gelip giden cumhurbaşkanlarımızdan müzakerelerden öte bir görev beklentisi de yoktu ki “değilimlerden” söz edilsin.   Ömürleri Güney’deki Rum cumhurbaşkanlarının yada BM’ler genel sekreterlerinin müzakere taleplerini  beklemekle geçti!

Hayır! “Cumhurbaşkanlığı makamı önemli değildir” demek istemiyorum. Ancak en devleti en üst makam olarak temsil eden cumhurbaşkanının neden KKTC’nin sorunlarıyla icraatları dışında bırakıldığına her zaman şaşmışımdır..                                          Bu nedenle anayasada değişiklik yapılmalıdır diyorum.  Dolayısıyla Sn. Tatar dönemini bu “değişimin” gerçekleşebileceği umuduma koyuyorum. Ve bir kez daha küçücük bir toplum için “parlamenter sistemin” lüks olduğu inancında “Başkanlık sistemine” geçilmesi gerektiğini tekrarlıyorum..


NE var ki şimdilerde asıl büyük beklenti Kuzey ve Güney cumhurbaşkanlarının bir vesileyle tanışmaları, konuşmaları birbirlerini şöyle böyle tartmalarıdır ki ilk ses Anastasiadis’ten işitildi. Habere göre Anastasiadis “ilk fırsatta  sosyal bir ortamda Sn. Tatar ile görüşmek arzusundadır..”

Aslında bu tip “ilişkileri” eğer bu adada Türk Rum toplumları iki komşu olarak gerçekleştirmeye  devam edeceklerse “resmi ve rutin hale” getirmek gerekir..                           Tabi artık Türk ve Rum  toplumları arasında kara çalı durumuna düşen Yunanistan faktörünü de hatırlamak gerekir. Türkiye ile yarattığı düşmanlıkla  husumet ortadayken ve devam ederken bu adada   “barışçı Türk-Rum ilişkileri ummak sadece temennilerde kalır!”

Diyelim ve gelelim “şimdi ne olacak” sorusuna!                                                                                                     ***

BİZATİHİ koalisyon hükümetlerinin kendileri sorunlu ve bunalımlı süreçlerden geçerlerken.. İki yılda bir erken seçime gitmek zorunda kalırlarken.. Hele böylesi Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle zaten öncesinde bozulmuş bir koalisyon hükümetinin göreve devam etmesi  mucize olur ama… O da ne? Şimdiden Sn. Tatar’ın  yerine kimin başbakan olacağına yönelik kulis çalışmaları başladı bile..

Mesela Çavuşoğlu’nun Mağusa’dan başlattığı çalışması var.  Lefkoşa’da galiba Taçoy deniyormuş,  doğrusu en kıdemli politikacı olarak hakkı.. Arada gerçekten Başbakanlığa layık donanımlı milletvekilleri de var ama kendilerini  bilerek pasifize etikleri için adlarını bile unutturdular.. Mesela bir Sunat Atun bunlardan olmalı..

Kısaca her halde birileri başbakan olacak da henüz HP lideri Özersay ne diyecek bilmiyoruz. Ki devri iktidarında çok inişli çıkışlı bir politik seyri oldu.. Emirnamelerle başına iş açtı.. UBP’nin misyonu ile meşrebinin taban tabana zıddı olan “politikası” hiç tutmadı.. Zaten hükümetteki bakanlar kadrosunu da yanlış oluşturduydu!

Şimdi seçimden az önce hükümetten gitti gider haberlerine nazire göreve devam eder mi bilinmez ama bir erken seçime kadar vaziyetleri idare etmesi KKTC’nin hayrına olacaktır. Çünkü artık bu halk seçim yorgunu” oldu! Yeter seçimden seçime koşması! Ki bu durumda yaşadığımız sosyoekonomik gerçek şudur:

Türkiye parayı gönderir, her türlü olanağı sağlarken, KKTC de ömrünü zırt pırt seçim yapmakla geçirmektedir! Eee yetsin artık!

***

KISACA TAKILDIĞIM:

Savaş dünyanın kör gözleri önünde devam ediyor. Ermenilerin Azerbaycan’lı sivillere yönelik bombalı füzeli saldırıları devam ediyor. Fakat dünya sus pus! Ne BM’lerden ses çıkıyor ne AB’den! Sadece seyrediyorlar. Savaşın kaderini Minsk grubuna bırakıyorlar! Ki ABD, Fransa ve Rusya’dan oluşan Minsk üçlüsünü  de  güçlü örgütleriyle   Ermeni diasporası yönetiyor..

Ve Karabağ’da resmen Ermeniler tarafından bir soykırım hareketi gerçekleştirilmek isteniyor ama neyse ki başaramıyorlar..

PEKALA 46 yıldır Kıbrıs siyasi sorununu çözemeyen BM’lerin şimdilerdeki  genel sekreteri Guterres ne yapıyor?  Ermenistan gaddarlığına kapattığı gözlerini Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanı seçimi sonucuna açıyor ve 2017’de Grans Montana’da sunduğu 6 maddelik  “çözüm çerçevesinde” müzakerelerin yeniden başlatılabilineceğini söylüyor.. Kıbrıs özel temsilcisi Lute’u da değiştirebilirmiş..

Yani şimdi gözümüz aydın olsun mu diyelim? Yine İsviçre yollarına mı düşeceğiz?

Kaldı ki 1917’den bu yana üç yıl geçti ve artık Kıbrıs Doğu Akdeniz’le dalgalanıp çalkalanıyor. Hidrokarbon yatakları nedeniyle bölgede  savaş çığlıkları çınlıyor!

Yani artık ne altı  maddenin camı kaldı ne çerçevesi! Müzakereler başlarsa masada elbet Türkiye de olacak. O zaman Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz’deki haklarını da göreceğiz..

Ve sürekli yazdığımı ekleyim. Eğer Rum ön şartlı siyasi eşitliğimizi kabul etmeden (yani devlet olduğumuzu)   masaya oturmanın hiçbir faydası yoktur..

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar