Bulduk da bunadık demeyiz inşallah - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Bulduk da bunadık demeyiz inşallah

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

UBP ve HP arasında aday belirleme sürecinde yaşananlar neredeyse medyanın magazin sayfalarına düştü.

Diğer tarafta da benzeri bir tartışma Talat’ın son bir iki haftadır yaptığı çıkışlarıyla Akıncı ve CTP arasında yaşanmasına gebedir.


Akıncı bu aralar Türkiye’deki yetkililere cevap yetiştirmekle meşgul olduğundan Talat’ın son derece yerinde tespit ve eleştirilerine zoraki bir suskunluk içinde cevap vermemeyi tercih etmiştir.

Ama neticede Akıncı da uzunca bir süredir yaptığı manevralar ile CTP’nin desteğini alarak adı konmamış çatı aday olmayı umut ederek hareket etmektedir.

Akıncı, CTP tabanına federasyonun su götürmez savunucusu ve Türkiye devletine yeri geldiğinde laf sokuşturabilecek ‘’taş’’ gibi gerçeği varken, ‘’yaş’’ olanına rağbet etmeyin mesajını vermektedir.

Akıncı bir yerde Birleşik Kıbrıs devletine giden yoldaki Kıbrıslılığa dayalı birleşik devletin kurulmasını iç siyasetin üstüne koyma çağrısı yapıyor.

Bu şekilde aleni ifade edilmiyor belki ama Akıncı’nın inançları doğrultusunda yürüttüğü siyaset budur.

Akıncı’nın bilinçli siyasetine karşı Crans Montana sonrası yakalanan moral üstünlükle UBP’nin desteği ile çatı aday olma beklentisinde olan Özersay için ayni şeyi söylemek mümkün değildir. Akıncı’nın şu ana kadar seçime yönelik gösterdiği performansı Özersay gösterememiştir.

Belli ki Özersay’ın Özgürgün’ün bir türlü açıklayamadığı banka hesabı hareketlerindeki hukuki sürecin devreye girmesindeki haklı ısrarı ve Özgürgün’ün ‘’kahve bile içmeye gelmedi’’ demesinden dolayı UBP tabanında Özersay’a karşı olumsuz bir hava oluşmuş. Bunu görmek için üç haneli bir IQ’ya sahip olmak gerekmez.

O zaman en güçlü siyasi sermayesi olan Kıbrıs sorunundaki bilgi ve tecrübesine dayalı vereceği mesaj ve yol haritası ile bunu aşmayı denemeliydi.

Federasyon karşıtı olan kesimde gündemin magazinsel bir noktaya gelmesini önleyecek adımlardan biri de Özersay’ın federasyon alternatifi ile ilgili çıkış yapıp sonrasında da konuyu erkendir diye bekletmemesi olabilirdi.

UBP’nin parti tabanına kendi ismini değil de Kıbrıs sorununda bundan sonra izlenmesi gereken yol haritası ile ilgili görüşlerini gündem yaptırabilirdi.

Medyaya verdiği sınırlı sayıdaki demeçlerle kalmayıp halkın ayağına da giderek fikirleri etrafında çekim gücü yaratmayı yoğun bir şekilde deneyebilirdi.

İsmini değil görüşlerini ön plana çıkararak bu süreci yönetmesi daha yerinde olurdu.

Kıbrıs sorununun çözümü için önerdiği ‘’müzakereli ayrılık’’ fikrini halka anlatmaya başlamakla zaten alacağı geri bildirim ile UBP tabanının ötesinde bir kesimin de buna hazır olup olmadığını hem kendine hem de UBP yönetimine göstermiş olacaktı.

Bunun iki sonucu olabilirdi.

Birincisi olumlu yönde oluşacak bir hava aday olmak istemediğini açıklamış olan Ersin Tatar’ın partisini kontrol etmek adına elini güçlendirmiş olurdu.

İkincisi de Özersay’ın görüşlerine Akıncı ve CTP’nin kayıtsız kalmayacağı varsayımından hareketle UBP tabanı tarafından kendiliğinden bir sahip çıkma duygusu ve çekim merkezi oluşturması için çok daha doğru ve doğal bir zemin oluşmuş olacaktı.

Bunun için hala daha zaman var ama yaşanan ve neredeyse magazin sayfalarına düşen Ersin söz verdiydi, ihanet etti polemiğinden dolayı bundan sonrası ne derece samimi bir süreç olur tartışılır.

Geri dönüşü olur mu?

Kaba bir ifade olacak ama insanoğlu hayvan gibi değil.

Hayvanlar yeri geliyor çatışsalar da çok daha kolay yolunu bulup geri çekilebiliyorlar.

Ama insan öyle değil.

Gururu ağır basıyor.

Algıya göre hareket ediyor.

Caydırırım belki diyerek karşılıklı restleşip sonra da çatışmamanın yolunu bulamıyor.

Ortada kalıyor ya da bırakılıyor.

Bakalım bu seçim süreci sonucunda hem Özersay’ı hem de Ersin’i ve farklı görüşte olsa da Erhürman’ı bekleyen son bu mu değil mi hep birlikte göreceğiz.

İki farklı ‘’devlet’’ hedefini siyasetin üstüne koyma mücadelesinde görüşlerine katılmasak da üçüne de ihtiyacımız var.

Umarım bir süre sonra bu yeni nesil siyasetçileri bulduk da bunadıydık demeyiz.

Toplum hayatımızın birçok alanında olduğu gibi ‘’yerli’’ diyebileceğimiz fazla da yetkin bir siyasetçi havuzumuz kalmadı.

Vereceğimiz oylarla onları ekonomik kullanarak aralarında görev bölümünü doğru bir şekilde yapma sorumluluğunu devleti siyasetin üstüne koymakta zorlanan partilerine bırakmamalıyız.

Kendini merkezde ve partiler üstü olarak konumlandıran sessiz çoğunluğun önümüzdeki seçime bir de bu açıdan değerlendirme yaparak bakmasında fayda vardır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar