Bu kavga kimin için?.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Bu kavga kimin için?..

Rakamları, Ticaret ve Sanayi Odalarının ortak açıklamasından aldım.

Ne diyorlar açıklamada, “KKTC’de toplam istihdam, 2013 verilerine göre 101 bin 181, istihdam edilenlerin sadece yüzde 16,8’i kamu yönetiminde çalışmakta ve geri kalan 84 bine yakın insan da tarımdan sanayiye, ticaretten turizme, finanstan yükseköğrenime özel sektör tarafından istihdam edilmekte”… Sendikalar, çalışma hayatının vazgeçilmezleri. Üyelerinin toplumsal ve sosyal çıkarları için mücadele veriyorlar. Ama bizim ülkede bu mücadele ne yazık ki, sadece belli bir grup için, devlet çalışanları için ve onların daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmaları için yapılıyor.
İlginç olan, buna kimsenin itiraz ettiği de yok.
Çalışan nüfusun yarıdan fazlasını oluşturan ve “sefalet ücreti” ile yaşam savaşı verenleri, ne halse pek düşünen yok.
Kimse çıkıp da biz onların da haklarını savunuyoruz demeye kalkmasın. Ya da mitinglerdeki “bizden kesin onlara verin” yollu popülist sloganların arkasına da sığınmasınlar. Onlar da biliyor bunun olmayacağını. O nedenle bol keseden atmaktan çekinmiyorlar…
Ne diyorlar, “Göç Yasası’na hayır, eşit işe, eşit ücret…” Peki ama bu talepler kimin için..? Eşit işe eşit ücretin kabul edildiğini varsayalım, asgari ücretle günde 10-12 saat ve birçoğunun hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılan işçiler de faydalanacak mı bundan..?
Bugün ülkede on binlerce aile, açlık sınırının altında bir yaşama mahkum durumda. Üniversite mezunları, özel sektörde asgari ücretle işe başlıyor. Emeklilikte aldıkları ücret de öyle.
Ve ne yazık ki, verilen tüm mücadele, 15-16 bin memur için…
Şöyle bir geriye gidin ve seçim dönemlerinde, sırf seçim kazanmak adına, kamu çalışanlarına verilen avantajları hatırlayın. Peşin ödeme, 13. maaş, erken emeklilik ve daha niceleri…
İşçi ise, yılda bir kez zar zor toplanan ve ağırlıklı olarak işveren ve hükümetin çoğunlukla temsil edildiği komisyonun insafına terk edilmiş durumda…
Ülkede yasal Asgari Ücret 1675 lira… İşçi 30 gün haftada 6, hatta birçoğu 7 gün ve de 10 saatin üzerinde çalışacak ve ayın sonunda eline 1675 lira geçecek (çoğu bu parayı da almıyor ya), kesintilerden sonra net 1500 lira aldığını düşünelim. Şimdi bu parayla bir ailenin nasıl geçindiğini, daha doğrusu geçinemediğine bir bakalım…
30 gün çalışan bir işçi aldığı maaşıyla önce oturduğu evin kirasını ödeyecek, temel ihtiyaçlarını karşılayacak, elektriktir, sudur, ekmektir, süttür derken, bakın ayın daha başında ortaya çıkan tablo ne… Rakamları tabandan hesaplarsak, durum kabaca şöyle:
Kira: 500 TL
Elektrik- Su: 200 TL
Günde 2 ekmek: 30X2= 60 TL
Haftada 1 kilo et: 40X4= 160 TL
Aylık sebze ve meyve aylık: 300 TL
Kuru bakliyat aylık: 150 TL
Giyim masrafı aylık: 100 TL
Okul masrafı aylık (tek çocuk): 20X5= 100 TL
TOPLAM: 1570 TL
Yukarıda yazdığım ihtiyaçların eksiğinin çok olduğunu ben de biliyorum. Örneğin süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi zorunlu gıda maddelerini koyamadım. Sinema, piknik, yazın deniz keyfi, araba varsa akaryakıt, hele de babanın sigara içtiğini düşünmek bile istemiyorum… Dışarıda yemek, hele de tatil, sadece ekranlardan veya rüyalarında bedavadan yaşanır…
Şimdi bu ülkede mağdur olan kim sizce..?
Sendikalar mücadeleyi kimler için vermeli söyler misiniz..?


YERİN KULAĞI VAR
BEKLENEN OLMADI:
Yunan Başbakanı Çipras’ın Kıbrıs ziyareti sırasında söyleyecekleri özellikle Kuzey’de büyük bir merakla bekleniyordu. Ancak gördük ki, Çipras’ın Kıbrıs konusundaki fikirleri, geçmişteki liderlerden pek farklı olmadı. Çipras kendi ulusu için söylenmesi gerekeni söyledi. Zaten farklı bir söylem beklemek abesle iştigaldi…

ANASTASIADIS’TEN YENİ NANELER:
Önce “Münhasır Ekonomik Bölgemi tanı” dedi, masadan kaçtı. Sonra, “Egemenlik haklarım” dedi, daha sonra “Barbaros gemisi çekilsin” demeye başladı, şimdi de “Savaş gemileri yüzerken, masaya dönemem” demekte. Kendisi de pekala biliyor ki, o gemiler yıllardır o sularda seyreder. Üstelik de Doğu Akdeniz sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın savaş gemilerinin cirit attığı bir bölge… Baskılardan bunalmış, gittikçe daha fazla saçmalıyor…

NAMİ DİKKAT ÇEKİYOR:
Dışişleri Bakanı Özdil Nami, soğukkanlı, objektif, gerçekçi tutumuyla dikkat çekiyor. Partisinin içinde bir takım saplantılı muhalifler bulunmasına karşın, doğru çizgide bir politika izliyor. Çipras’ın Güney’i ziyaretini değerlendirirken de, bazıları gibi heyecandan kendini kaybetmedi, doğal gaz arama konusunda Yunanistan’ın Kıbrıs Türklerinin haklarını göz ardı ettiğini belirtti ve bu tutumunu kısa sürede terk etmesi temennisinde bulundu…

“LIKE” YAPANLAR DİKKAT:
Cumhurbaşkanı adaylarının bölgelerde olduğu kadar, sosyal medya üzerindeki yarışları da son hız sürüyor. Adaylardan birisinin, diğer adayların etkinliklerini “like” yapan vatandaşları tespit edip, ya tehdit, ya da vaatle kendi tarafına çekmeye çalıştığı yönünde ciddi duyum ve iddialar var. Daha şimdiden bunlar başladıysa, seçimler yaklaştıkça bakalım daha neler görüp duyacağız…

ÖRNEK ALINMALI:
Kalavaç Muhtarı Ömer Meraklı’yı bilmeyen kalmadı sanırım. Muhtarlığı süresince köyün çehresini değiştirip, uluslararası alanda tanıtımı gibi birçok ilklere imza atmayı başarmış birisi. Şimdi de, KKTC’deki mağaraların tespitini yaparak, bunların özel ilgi turizmine kazandırılmasına yönelik ciddi bir çalışma başlattı. Ömer Meraklı, yıllardır kendilerinden başkasını düşünmeyen siyasilerimiz için güzel bir örnek. Her işin başının para olmadığını, önemli olanın niyet olduğunu gösterdi bu yaptıklarıyla Ömer Meraklı. Helal olsun…

ÖZEL SEKTÖRE BİR DAMLA DESTEK:
Özel sektörün güçlendirilmesi, istihdam olanağının arttırılması bu hükümetin de temel hedefleri arasındaydı. Bugüne kadar pek çok icraatları ne yazık ki, yine kamunun giderlerini arttırıcı oldu. Bir tek, özel sektör için yatırımları paylaşma kararları küçük adımlar olarak kayda geçti. Buna bir yenisi de dün eklendi. Özel sektörde part-time çalışan öğrencilerin yatırımlarını devlet yapacak. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla burada da başka bir sorun var. Devlet part-time çalışma saatlerini bir an önce güncellemek zorunda. Özel sektörün şu andaki beklentisi bu. Yani her şey para değil…

ZİRVEDEKİLER
KTTO-KTSO: “İstihdam edilenlerin sadece %16,8’si kamu yönetiminde çalışmakta, geri kalan 84 bine yakın insanımız tarımdan sanayiye, ticaretten turizme, finanstan yükseköğrenime özel sektör tarafından istihdam edilmektedir. Yukarıda andığımız yasa gerçekte birer ‘Göç Yasası’ ise ve bu yasaya uygun olarak istihdam edilenlerin göç etmesi kaçınılmaz bir sonuç ise kamuya giremeyen binlerce kişinin şimdiye kadar çoktan göç etmesi gerekirdi”…

DİPTEKİLER
Alexis Çipras: Yunanistan’ın yeni “solcu”, ama aşırı milliyetçi Başbakanı ile görüşenlerin ağızları kulaklarında fotoğraflarını gördük. Acaba herhangi biri de çıkıp, “Geleneksel Rum-Yunan politikası ağzıyla konuşuyorsunuz, barış bu yolla gelemez” demiş midir? Eminim “kibarlıklarından” dememişlerdir. Öyle olunca da Çipras kalkmış, Kıbrıs Türklerine Türkiye’nin politikalarına uymamaları çağrısında bulunmuş. Ben de soruyorum, Yunanistan’ın politikalarına mı uyalım Sayın Başbakan..?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar