Bu kampanya umut veriyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Bu kampanya umut veriyor

Köş, MoreketMehmet Moreket

Sorumlu bir gazetecinin görevi, halkın yararına olan işleri savunmak, halka anlatmaktır.

Bu kadarını biliyoruz.


Şu ekonomik krizde de, eğer gerçek anlamda vatandaşın hayrına bir icraat olursa, onu da savunuyoruz zaten.

Ticaret Odası’nın göstermelik kampanyasından sonra, bir kampanya da Sanayi Odası açıkladı.

Ticaret Odası’na bağlı şirketlerin yaptıklarını eleştirdik. İndirim yaptık dedikleri ürünler, hayatı ucuzlatacak cinsten değildi.

Ellerinde kalan, satılmayan ürünlerdi.

Oysa dövizin ilk yükseldiği gün fiyatları uçuran bu arkadaşlardan beklenen, önce bu vurgundan geri adım atmalarıydı.

En azından döviz düştükten sonra frene bassalardı, gene affedecektik.

Onu da yapmadılar.

Bir de üstüne üstlük, ayda yılda bir alıp almayacağınız belli olmayan ürünlerde indirim ilan ettiler. Ayıp ettiler aslında.

Bu dönemde marketlerin, toptancıların, ithalatçıların, dolaysıyla Ticaret Odası’nın da onları denetlemeyerek yaptıklarını asla affetmeyeceğiz.

Şimdi Sanayi Odası’nın kampanyasına bakalım.

Bakın işte eğer dediklerini yaparlarsa, yüzde kaç olursa olsun, sonuna kadar destek vermek gerekir diye düşünürüm.

İndirim yapılacak ürünlerin arasında içme suyu, süt ürünleri, zeytinyağı, hellim, yoğurt, et ürünlerini saydılar ki, bunlar temel tüketim maddeleri.

Bunların dışında, mobilya, pvc ürünleri, inşaat malzemeleri, plastik malzemelerin de yeraldığı tam 92 yerli üreticinin ürünleri. İndirimlerin, yüzde 5’ten yüzde 25’e kadar olacağını söylüyorlar.

İndirim listesi, oranlarıyla birlikte Sanayi Odası’nın web sitesinde.

Bu çok önemli.

Kim elini taşın altına koymuş, kim koymamış gördük. E, biz de bundan sonra ona göre alış veriş yapacağız. İndirim yapan üreticiye karşılığını vermek bizim de boynumuzun borcu.

KKTC’ye yıllık ithalat, 2 milyar dolara yakın.

Dehşet bir rakam.

Oysa ihracat 106 milyon dolarda kalmış.

Tabii üretim de ona göre oluyor. Satabilse üretecek.

Hani “krizi fırsata çevirmek” diye bir söz var. Hep hayal gibi geliyor insana.

Ama işte burada gerçek, somut.

İthal ürünler, hem dövizden, hem de fırsatçılıktan yüzde yüz artarken, halkın aynı ürünlerin yerlilerine yönelmesini sağlayabilen, krizi fırsata çevirmiş olacak.

Hem ülke ekonomisi için, hem ev bütçesi için.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk ve o 92 üreticiyi, bu sorumlu, akıllıca kampanya için kutlamak gerek.

Ayrıca, Ticaret Odası’nın yaptığı gibi, milletle dalga geçmedikleri için de….

Sanayi Odası’nın basın toplantısına katılan Başbakan Erhürman, “Krizi fırsat bilenlere biz fırsat vermeyeceğiz” demiş.

Ben de diyorum ki, keşke Ticaret Odası’nın sözde kampanyasına katılmayarak bu tutumunu gösterseydi.

Hem daha inandırıcı olurdu, hem de belki birileri de mesajı alırdı….

YERİN KULAĞI VAR

UBP’YE CEZA YOLDA:

UBP’de kayıp 4 milyon tartışmaları sürerken, mali raporlarını yasa gereği Yüksek Seçim Kurulu’na sunmamaktan suçlu bulunduğu için 100 bin lira para cezası da yolda.  Eski Genel Sekreter Dursun Oğuz, çift imza ile yapılan harcamalara neden itiraz etmediği sorusuna ilginç bir yanıt veriyor, “Genel Başkan istedi, ben imzaladım”. Kusura bakmasın ama eğer sorgusuz sualsiz her önüne geleni imzalamışsa, o zaman o da en az Özgürgün kadar suçludur…

TATAR NEREYE KOŞUYOR:

Son kurultayda UBP Genel Başkanlığına seçilen Ersin Tatar’ın kendi kontenjanından yaptığı bazı atamalar, parti tabanında hoşnutsuzluklara neden oldu. Özellikle Eroğlu’na yakın bu isimlerin atanması, Tatar’ın “Eroğlu’na teslim olduğu” iddialarını da beraberinde getirdi. UBP’ye yakın kaynaklar, önce Genel Sekreter seçimi, ardından da Tatar’ın bu “teslimiyetçi” politik kararları, “Tatar kendi sonunu hazırlıyor” yorumlarına neden oldu…

KARPAZ’DA NELER OLUYOR?:

UBP milletvekili Yasemin Öztürk, geçtiğimiz gün Meclis oturumunda Karpaz’ın geri kalmışlığından yakınırken, Karpaz bölgesinde yabancılara mal satışının giderek arttığını, geliri olmayan Karpazlıların mal satışı dışında bir seçeneğinin kalmadığını söyledi. Nasıl yani, böyle bir olay mı var? Kamuoyuna hiç yansımayan bir gelişme. Korkutucu. Önce kimin malını kime satıyorlar diyelim. Sonra hükümetten biri de çıkıp açıklasın, nedir bu durum? Sonuçta yabancıya mal satışı, Bakanlar Kurulu’ndan geçiyor…

SINIF ATLAMAK NASIL OLUR:

Turizm Bakanlığı Müsteşsrı İsmet Esenyel turizmde Türkiye ile imzalanan ekonomik protokolün da gereği olan yapısal dönüşüm programının sonuna geldiklerini açıklıyor ve “ülke turizmi sınıf atlayacak” diyor. Bence sınıf atlamak, somut işlerle olur. Rutin masa başı işler devam ederken, ortaya bir eser çıkartsalar da onunla övünebilseler. Mesela, her gün yüzlerce turistin koşa koşa geldiği Lefkoşa Surlariçi’nin yıllardır kalem oynatılmayan projelerini yapıp hayata geçirseler. Sayın Esenyel, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yıllar önce bizzat finansmanı karşılayacağı sözünü verdiğini, ama o projenin bir türlü yapılamadığını da biliyor mu?…

KENDİ İNSANIMIZ BİLE GELMİYOR:

İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerden ülkeye gelenlerin sayısının yüzde 17.8 azalarak 19 bin 723 olarak gerçekleştiği söyleniyor. Bence bu kayıtlar, uçuşlarla ilgili. İngiltere’de yaşayan dostlar artık Larnaka’dan uçuyor. Bunu da hepimiz biliyoruz.

BİNDİĞİMİZ DALI KESTİK:

Sadece turizmde değil, eğitim konusunda da yaşam koşulları ve bilinmezlikler insanları ülkeden uzak tutuyor. KKTC üniversitelerinin tercih edilmeme nedenlerinin başında ulaşım ve pahalılık geliyormuş. Yıllardır yurt dışından gelen öğrencileri “yolunacak kaz” olarak gördük. Para hırsımız gözlerimizi kararttı. Kısa yoldan “köşe dönmek” istedik. Ama şartlar tersine işlemeye başladı. Artık öğrenci KKTC üniversitelerini tercih listelerinden çıkardı. Bunda hem vatandaş olarak bizlerin, hem de öğrenciyi “para” olarak gören bazı üniversitelerin payı büyük…

ZİRVEDEKİLER

Sami Özuslu: “TL düştü de faizler çıktığı yerde kaldı. İş insanları bunu söylüyor. TL cinsinden mal almak ve satmak riskli… Kimse riski kendi üstlenmek istemiyor. Hal böyle olunca bütün riski vatandaş yiyor! Katmerli şekilde hem de… Ama ne gam! 25 bin Dolar gelirimiz var ya… Maraza ne lüzum var?”…

 

DİPTEKİLER:

Ersan Saner: “Emirnamelerle, yazılı buyruklarla bir ülkenin geleceğini düzenlemeyi doğru bulmuyoruz” demiş. Kim? UBP’nin bir milletvekili bunu söyleyen. Şaka gibi. UBP kaç emirname çıkarttı, kaçının altında Saner’in de kendi imzası var, Girne nasıl katledildi? Ne pis iş şu siyaset. Bazısını böyle komik durumlara düşürüyor. Orası önemli değil de, böyle göstermelik idealist söylemlerde bulunanlar, iktidara geldiklerinde ülkeyi tarumar etmekten çekinmiyorlar ya, onun için adam olmuyoruz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar