BU DEVLET BÖYLE ZİLLET GÖRMEDİ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

BU DEVLET BÖYLE ZİLLET GÖRMEDİ…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Aman Allahım, ne hallere düştük…

KKTC devletini, 37 yıllık geçmişinde görülmemiş bir acz içinde bırakanlar, hiç utanmadan, hiç yüzleri kızarmadan, büyük bir sorumsuzlukla aynı anda da “Devlet, vatan, milliet” diye bağırdılar…


Sırf devletin en yüce makamına otursun diye yapmadığını bırakmayan Ersin Tatar, yarattığı enkazın üstünde poz veriyordu. Kendimi onun yerine koyayım dedim, olmadı, yapamadım. Özgürlük için, vatan için, Kıbrıs Türkünün geleceği için lafla değil, canını ortaya koyup bizzat mücadele edenlerden olduğum için herhalde…

Partisinin kurultayını bile beceremeyecek kadar demokrasiden, hukuktan uzaklaşan UBP, nafile hükümet turlarına ‘bayram break’i verdi.

Aslında niyetleri, dünden önce bu işi bitirmekti ama, dedik ya nafileydi, olmadı…

Her gün yeni bir skandal yaşatmaya yeminli bunlar. Sadece UBP mi, değil tabii, hükümet lafı ortaya atılır atılmaz şekilden şekile giren DP başta, arkasından YDP… Yok birbirlerinden farkları.

Bu dönemde bakanlık pazarlığı bile yeteri kadar iticiydi. Ama arkadaşlar seviyeyi bir o kadar daha düşürmüşler, Spor Dairesi pazarlığı yapmışlar…

Memlekete yangın yeri, önümüzü göremiyoruz, ‘seçime kadar işleri idare edecek bir hükümet kuralım, ülkeyi hükümetsiz bırakmayalım’ diye fedakarlık edeceklerine, daire pazarlığı yapmışlar.

Gazeteci Aytuğ Türkkan’ın, kaynaklarından aldığı bilgiyi okuduğumda gözlerime inanamadım.

“Niye” diye soruyor musunuz? Nedeni çok açık, bet paraları, istihdamlar…

Nasıl olsa her şey rezalete dönmedi mi, bu ortamdan biraz da onlar faydalansalar ne olur?

Normal zamanda bile bu kadar açık partizanlık yapılmazdı.

Ama anormal çoktan normal oldu.

Siyasi etik, siyasi sorumluluk, devlet ciddiyeti falan hepsi ayaklar altında.

Ayıp kalmamış ayıp!

Her geçen gün sadece ekonomik olarak değil, demokratik olarak da ahlaki olarak da biraz daha dibe vuruyoruz…

Bayram törenlerinde aydınlık gelecek nutukları atanların bu ülkeye verebilecekleri budur. Verdikleri de budur.

Bütün bu çirkefin içinde bir onurlu ses, DP milletvekili Dr. Koral Çağman’dan geldi. YDP ile hükümet kurulacağı haberlerini hayretle karşılamış. Gerçi partisinin son dönemde yaşadığı gel-gitler onu çoktan siyasetten soğutmuştu ama bu sözü, muhtemel bir azınlık hükümetine onay vermeyeceği anlamı taşıdığı için önemli…

Bu karamsarlık içinde, umut verici tek gelişme, gençlerin ülkeye sahip çıkışlarıdır. Dün, birden çok eylem vardı. “Bu ülke bizim, biz yöneteceğiz” dedi gençler. “Demokrasi” dediler, “irade” dediler. Onlar, artık susmayacaklarını, meydanları doldurmaya devam edeceklerini duyurdular. “Aç karnınızı doyurduk” diyenlere inat… Siyasal partilerin biraz da sorumluluk duygusuyla geri durdukları mücadelenin bayrağı artık gençlerde. Ben eminim ki bu hareketler, siyasi partileri de uyandıracak.

Kuruluşundan 37 yıl sonra bir devletin başbakansız yıldönümü kutlamalarında, ben utandım, utanması gerekenler ise hala yaptıklarından gurur duyduklarını söylemekteler. Onlara ders vermenin zamanı geldi de geçiyor…

YERİN KULAĞI VAR

SANA MI GÜVENECEĞİZ?:

Ülkeyi bunca yıldır görmediği bir zilletin ortasına atan Ersin Tatar’ın, tören konuşmasında KKTC hakkında çok fazla söz söylemediği dikkat çekti. Hamasetin dibine vuran bir metin hazırlanmış, ama KKTC’den bahseden tek bir satır var; “egemenliğimizden asla taviz vermeyerek devletimizi sonsuza dek yaşatma kararlılığı içerisindeyiz” deniyor. Hangi devlet acaba? Bütçesi kötü yönetimden dolayı tamtakır bırakılan, kendisi neredeyse iki aydır başbakansız bırakılan, hukuku her anlamda çiğnenen; insanlarının bırak sonsuzu, yarını göremediği, güvensizlik, belirsizlik içinde her geçen gün fakirleştiği devlet mi? Ve bunların baş sorumlusu olan zat ancak “sonsuza kadar” tekerlemesini söylüyor…

 

DENGE Mİ, ÇIKAR MI:

19 kişinin iradesiyle başbakanlık koltuğuna oturmak için çabalayan Ersan Saner itiraf etti, “Sorun, bakanlıklar konusunda dengelerdir”… Hala bu durumda bile bakanlık pazarlığı yapıldığını çekinmeden söyleyebiliyor. Sanki 5 yıllık icraat hükümeti kuracaklar. Olup olacağı bir azınlık hükümeti. İsteseler de istemeseler de en kısa sürede erken seçime gitmek zorunda kalacaklar. Bunu bildikleri halde, ‘ne koparırsak kar” diyorlar anlaşılan. Şimdi sen gel de bunlardan memleket için bir şeyler bekle…

 

HESAPLAR TUTMUYOR:

UBP, DP, YDP hükümeti tam oldu derken koltuk kavgası işi bozdu. Aslında nasıl hesap yapılırsa yapılsın bir türlü 26 sayısına ulaşılamıyor. Özgürgün de gelse UBP’nin sayısı 20’de kalıyor. YDP 2, DP ise tam bir muamma. Çağman YDP’li bir hükümete oy vermeyeceğini söylüyor. Serdar Denktaş oy verse bile, (ki ben sanmıyorum) 24’ü geçemiyorlar. Bu durumda HP’den birkaç kişinin istifa ettirilmesi gerekecek (bazı isimler konuşuluyor). Kısacası bunlar, yamalı bohça gibi ucube bir hükümetle karşımıza çıkacaklar. Bu hükümete, kayyum hükümeti mi, atama mı yoksa piknik hükümeti mi dersiniz karar sizin…

 

KOLTUK HIRSI AKLININ ÖNÜNE GEÇTİ:

DP Başkanı Fikri Ataoğlu bakan olma uğruna kendisinden öylesine geçti altında ne parti ne örgüt kaldı. Kendi vekillerinden, hatta partisinin yetkili kurullarından bile onay alma gereği duymadan hükümet pazarlığı yapıyor. Koltuk gözünü öyle bir bürümüş ki… Kendisi dışındaki vekillerin bile onayı olmayan Ataoğlu pazarlığı kimin adına yapıyor?

 

NE İSTEDİKLERİNİ NASIL DA BİLİRLER:

Tam kuruldu, kuruluyor derken UBP, DP, YDP azınlık hükümetinin arasına kara kedi değil, spor dairesi girdi. Her üç parti de spor dairesini kendi bünyelerine almak isteyince görüşmeler kopma noktasına geldi. Adamlar haksız da değiller. Para musluğunun vanası bu dairede. Sizin anlayacağınız her üç partinin de bu dönemde, “ülkenin hükümetsiz kalmaması için elini taşın altına koyma” gibi ne bir derdi ne de bir gailesi yok. Onların tek derdi seçim öncesi partilerinin palazlanmasını sağlamak.

 

KİM AÇTI BİLELİM:

15 Kasım kutlamalarında Ersin Tatar “Maraş’ı açtığı için” Erdoğan’a teşekkür ederken, Erdoğan da konuşmasında “Maraş’ı açtığı için” Tatar’a teşekkür etti. Benim kafam karıştı, Maraş’ı açma konusunda herkes topu birbirinin üstüne atmaya mı çalışıyor. Kim açtıysa söylesinler de biz de bilelim. Sahi ama, kim açtı bu Maraş’ı…

 

FOTO GÜNDEM: Dün rahmetli Rauf Denktaş’ın adını öyle veya böyle zikredenlere verilecek en güzel yanıt, sevgili Erten Kasımoğlu’nun röportajında, Denktaş’ın kendi ağzından…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar