BU DA GEÇER… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

BU DA GEÇER…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

 

Kaç gündür Cenevre haberleriyle yattık kalktık tamam, peki ne bekliyorduk ki?


 

Gerçi bu kadar yüksek bir çıtayla bir ön şartla gidileceğini muhalefet bile tahmin edemezdi de, aniden müzakereler başlasın kararı çıkar diye tahmin eden var mıydı?

 

Yoktu tabii, görünen köy kılavuz istemedi.

 

Onun için hayal kırıklığı yaşadık diyenin alnını karışlarım.

 

Kıbrıslının ağzından çıkan “yok da” oldu…

 

Bu ülkenin muhaleftini de yanında götüreceksin, tek kelime bilgi vermeyeceksin, hooop sürpriiiiz…

 

Hem de ne sürpriz… Bütün dünya, Güvenlik Konseyi üyeleri, garantör İngiltere, AB ülkeleri “BM kararlarına uygun federasyon”a desteğini defalarca açıklamış olmalarına rağmen, tam tersine “Sen bu kararları ortadan kaldır” diye bir ön şart ortaya kondu. Sonucun ne olacağı, daha açık söylersek, kabul edilmeyeceği bilinerek kondu…

 

Bu durumda bir ortak zemin ortaya çıkmayacağı açıktı ona şaşmadık. Yalnız bundan sonrası için BM kararları değişmeden müzakerelerin başlayamayacağını söylemiş olmamız elimizi kolumuzu bağlayacak ki bu kötü.

 

En fenası da Anastasiades’in kazandığı cüret oldu. Aslında hiç de olmadığı şekilde çözümcü, uzlaşmacı görüntüsünü perçinledi… Öylesine cesaret kazandı ki, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin federasyona dönüştürülmesini ağzına aldı. Asla tartışılmaması gereken, siyasi eşitliği tartışma cesareti buldu. Bu da bir BMGK kararı olduğu halde.

 

Oysa yapılması gereken, 2017’de görüşmeleri çıkmaza sokan Anastasiadis’in sahteliğini vurgulamak, BM Genel Sekreteri’nin dikkatini buna çekmek olmalıydı…

 

Her neyse… Kıbrıs sorunu öyle bir sorun ki, tüm dünyayı ilgilendiren tarafları var. O nedenle şöyle veya böyle kapatılması mümkün değil. Bir şekilde hep bir yara gibi açık kalacak. Herkesin kendine göre çıkarı var. Nitekim gördük ki, görüşler 180 derece ters de olsa, Guterres, masayı kapatamadı. 2-3 ay içinde kimsenin pozisyonun değişmeyeceğini bildiği halde yeniden toplanma önerdi. İngiliz Dışişleri Bakanı ha keza. Yani kapı gındırık kalmaya devam etti…

 

Asıl mesele şudur, Ersin Tatar yarıdan bir fazla oyla kıl payı seçildi diye, Kıbrıs Türkü çözümden vazgeçmiş değildir. Maalesef Cenevre’de böyle ilan edildi. Bunu kabul mü edeceğiz?

 

Açın bakın, irademiz orada duruyor… Federasyon kararı, çözüm isteği ve arzusunun onaylandığı iki referandum orada. Biri 1985 KKTC Anayasası, diğeri Annan Planı. O irade yenilenmedi ki. Meclis kararı bile yok!

 

Diğeri; Tatar’ın kendince “ilktir, tarihidir” falan dediği egemenlik. Egemenlik masadan hiç kalkmadı ki. Zaten federasyon iki egemen yapıdan oluşmayacak mıydı? Yani biz Ersin Tatar’ı seçmeden önce egemen olmadığımızı mı düşünüyorduk?  1960 Cumhuriyeti bile iki egemen taraftan oluşmamış mıydı? Kalktık şimdi Anastasiadis’e bunu da tartıştırıyoruz. Bu mudur tarihi kazanım? Varolan bir hakkımızı tartıştışılır hale getirmek mi kazanım?

 

Boş verin siz, bu saatten sonra kimseye bir şey anlatmak mümkün değil, biz işimize bakalım.

 

Bu hayatta neler gördük, geçirdik. Bu da geçer.

 

Yeter ki “hür irademizi”, haydi Tatar’ın anlayacağı şekilde söyleyelim “ayrı egemenliğimizi” korumaya, “buradayız, biz yönetiriz” demeye devam edelim.

 

Asıl tehlike bu mücadelenin kaybedilmesidir…

 

YERİN KULAĞI VAR

NE OLACAK ŞİMDİ:

Sonunda Kıbrıs Türkünü saray önüne ve yalnızlığa hapsetmeyi başardılar. Dünyanın adada nasıl bir çözüm modeli istediği ortadayken siz kabulü mümkün olmayan şarlar öne sürerek süreci dinamitlemeyi başardınız. Ve en kötüsü Cenevre’ye sıkıntılı giden Rum tarafının elini güçlendirdiniz ve Anastasiadis’i “çözüm isteyen taraf” olarak ilan ettiniz. Süreç çöktüğüne göre, Kıbrıs Türkü için hazırlanan yeni bir süreç başlayacak. Bundan sonra adada kalıcı bir barış için değil, varlığımızı korumak için mücadele edeceğiz. Yok oluş riski çok daha büyük ve yakındır…

 

BASKI YAPACAKMIŞ:

İsviçreli gazeteci Guterres’e soruyor, “Bu önerileri BMGK’ne götürecek misiniz?”… Genel Sekreter “Bu gayrı resmi bir toplantıydı, herkes görüşlerini sundu, ben de bunları Güvenlik Konseyi’ne rapor edeceğim” yanıtını veriyor. Tatar’ın söylediği ise gerçekten hoş… “İngiltere’ye ve BMGK üyelerine önerilerimizin kabul edilmesi için baskı yapacağız”…

 

“KAHRAMAN TATAR”:

YDP Başkanı Arıklı Cenevre öncesi verdiği sözü tutarak Tatar’ı en görkemli bir şekilde karşılamalıdır. Kolay değil, Cenevre’de sadece Genel Sekreter’e değil, Güvenlik Konseyi’ne de hak ettikleri cevabı verdi. KKTC bayraklı maske ile zafer işareti yaparak masaya oturmak az buz bir şey değil. Tatar bu kahramanlığı karşısında artık sadece KKTC’de değil, dünyada da bir kahraman olarak saygı görecek. Onun için mehter takımı eşliğinde bir kahraman edasıyla karşılanmalı. Kusura bakmayın ama, ölmüşüz de üstümüzü örten yok…

 

KEŞKE:

Dünkü Meclis oturumunda CTP milletvekili Doğuş Derya’nın konuşmasına tepki gösteren UBP’li Berova, “UBP’ye ayar vermek kimsenin haddi değildir” diyerek tepkisini dile getirdi. Keşke kurultaylarına karışanlara, müdahalelere ve son zamanlarda Kıbrıs Türküne karşı yapılan hakaretlere karşı da aynı duyarlılığı gösterebilselerdi… Bakın, Bahçeli’nin bu ülkenin Cumhurbaşkanlığını yapmış birine “ahmak” demesinin üstünden kaç gün geçti, bu duyarlı beylerden tık yok. Bir gün gelip, kendileri de aynı hakaretlere maruz kalırlarsa, korkmasınlar onların onurunu da biz koruruz.

 

TEZATA BAKAR MISINIZ:

Türk heyeti Cenevre’de, iki ayrı bağımsız ve egemen devlet formülünü masaya koyarken, ayni saatlerde bizim Maliye Bakanı, “Türkiye’den para gelmezse, maaşlar ödenemeyecek” açıklaması yapıyordu. Ayrı, bağımsız ve egemen devlet ha? Fakat aniden bir şey oldu, öğleden sonra maaşların bugün ödeneceği açıklandı. Aniden kaynak mı geldi, yoksa Cenevre’den talimat mı? Erkut Şahali güzel söyledi, Maliye Bakanı’nı mutemete benzetti. Ben olsam istifa ederim…

 

GÜNÜN İTİRAFI:

Bu kez itiraf Erhan Arıklı’ndan geldi. Protokolün gereklerinin yerine getirilmemesinden dolayı Türkiye’nin rahatsız olduğunu söyledi. Bunu muhalefet söylese anlarım da görevi (!) yerine  getirmeyen kendileri. Hükümetin içinde muhalefet ederek sorumluluktan kurtulmaya mı çalışıyor? Yok böyle bir şey. Ve bu hükümet, daha 1 yıl başta kalmak istiyor ha!…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar