Ülkede yüz yüze eğitim başlasın mı başlamasın mı tartışmaları devam ederken, son zamanlarda daha çok 12’nci sınıflar üzerinde bir tartışma yürütülüyor. Sanki da covid 19 dolayısı ile ülkede tek mağdur olan 12’nci sınıflarmış gibi… Evet 12’nci sınıf önemli, peki geçen yıl önemli değil miydi? Geçen yıl 12’inci sınıflar her öğrenci gibi 10 Mart tarihinden sonra hiç okula gitmedi ve bir şekilde mezun olup gittiler.
Sınıf Geçme Tüzüğü’nde yapılan bir değişiklik ile neredeyse herkesin sınıfı geçmesi sağlandı. Geçemeyenler için de 15-19 Haziran tarihleri arasında bütünleme sınavları yapıldı. Yani istenirse sınav yapılabilirmiş…Burada 12’nci sınıflar için kaygı duyulacaksa, nasıl sınav olacaklarından ve nasıl değerlendirileceğinden çok, eğitim kayıplarının nasıl giderileceği kaygısı olmalıdır.
Sadece önemli olan 12’nci sınıflar mı? Her sınıftaki öğrencinin ciddi bir eğitim kaybı vardır. Elbette merkezi sınavlara girecek olan 5’inci, 8’inci ve 12’nci sınıfların bu merkezi sınavlardaki durumlarının ne olacağı önemli bir derttir. Bur merkezi sınavların nasıl olacağı ve nasıl hazırlanacakları ciddi bir sorundur.
Nisan ayına girmiş bulunuyoruz. Pandemi öncesi dönemde bile eğitim yılının bitmesine 8-9 haftalık bir süre kalacaktı. Biz daha Kolej Sınavı’nın ve Yerleştirme Sınavı’nın nasıl ve ne zaman olacağını bilmiyoruz. Çocuklar bir boşlukta ilerliyor. Aileler tedirgin… Geçen gün konuştuğum bir aile dostum tedirginliğini şöyle dile getiriyor; “Kızım bir yıl önce Orta 1’e başlamıştı. Doğru dürüst eğitim almadan önümüzdeki Eylül’de Orta 3 olacak. Ortaokula başladığını da anlamadık bitireceğini da anlamayacağız galiba”.
12’nci, 8’inci, 5’inci sınıflar derken arada bir başka önemli sınıfı unuttuk gibi. Peki 1’inci sınıflarda her şey yolunda mı? Okuma-Yazma öğrenilecek olan 1’inci sınıfların önemi yok mu? Yalnız bu yıl 1’inci sınıf olanlar değil geçen yıl 1’inci sınıf olanların bu yıl durumu nedir?
Küçük bir araştırma yaptıktan sonra 1’inci sınıflarda da durum istenilen düzeyde değil… Bazı öğretmen, veli ve müdürlerle yaptığım görüşmeden sonra, öğretmenlerin ve ailelerin çok büyük uğraşından sonra bu yıl 1’inci sınıflarda yaşanacak çok ciddi sorunlar en aza indirilmiş… Düşünün ki bu öğretim yılında 1’inci sınıflar yüz yüze eğitime seyrekleştirilmiş olarak 1 Ekim’de başlamışlar. Aralık sonuna kadar devam eden yüz yüze eğitimde her çocuk eğer bir rahatsızlığı/hastalığı olmamışsa okula 30 gün gitmiş. Ondan sonra da bir daha okula gidememiş…
Okuma-Yazma öğretimi için bu süre yeterli mi? Mümkün değil… İşte yine öğretmenlerin insanüstü gayreti ve meraklı veliler sayesinde sorun bir nebze hafifletildi. Ancak pandemi öncesi döneme göre bu yıl okuma yazma öğretimin tamamlayamayan öğrenci sayısında artış olacağı kesin…
Peki geçen yıl 1’inci sınıfa başlayıp bu yıl 2’inci sınıf olanların durumu nedir? Elbette onlar bir nebze bu yılki öğrencilere göre daha avantajlıdır. Geçen yıl Mart ayına kadar okula gittikleri için bu yılki öğrencilere göre biraz daha şanslıdırlar. Onlar okuma-yazma öğrendiler ve bu alışkanlığı edindiler.
Onlar daha fazla doğru okuma, hızlı okuma, okuduğunu tam anlamama gibi sorunlar yaşadıkları söyleniyor. Bu yıl 1’inci sınıf olanların bu sorunları biraz daha derinden yaşamaları kaçınılmaz. Elbette çocuklar arasında çok iyi olanlar olacaktır ancak genel olarak düşündüğümüzde pandemi öncesi döneme göre bu konuda çocuklarda önemli eksiklikler olacaktır. Bunu önümüzdeki yıllarda daha net göreceğiz.
Hiç kamuoyuna yansımadığı için merak ediyorum. Acaba Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığımızın 1’inci sınıflar için bir düşüncesi, bir fikri, bir araştırması var mı? Yoksa unutuldular mı?
